Bakan bir de görebilse...

Biliyorum Bakan Berova son günlerde eğitim ile ilgili yapılan yayınlardan çok rahatsız ama...

Ha keşke sorunsuz başlayacak demeseydi!

Bu ülke tarihinde hiç bir zaman eğitim yılı sorunsuz başlamadı ki...

Çünkü sistem ya da buna sistemsizlik de diyebilirsiniz böyle gerektiriyor!

Bizde sistem, sistemsizlik üzerine kurulmuş çok önceden...

Para var, pul var ama bütün işler yumurta kapıya gelince yapılmaya başlıyor!

Okulların alt yapısı için 20 Milyon TL gibi bir rakam az buz değil...

Madem bu para vardı bunu niçin yazın başında okullar kapandıktan hemen sonra kullanmadınız?

Onun için basın yazdığı zaman kızmayacaksınız, gücenmeyeceksiniz...

Suçu onlarda değil kendinizde arayacaksınız!

...

Bakan olmak elbette zor zanaat da...

Önemli olan bakmaktan daha ziyade görebilmek!

Bu edebiyat derslerinde bile okutulan bir konudur aslında...

Bakarsın bakarsın bakarsın ama bir türlü göremezsin!

Kim bilir belki de görürsün de görmemezlikten gelirsin...

Ağustos böceği gibi yaz aylarında cır cır edersin!

Gün gelip çattığında da saçını başını yolarsın...

Ha keşke bakanlar ve kurmayları sadece bakmayıp da bir de görmeyi becerebilselerdi!

Şimdi yaşanan sorunlar hiç yaşanmaz, böylelikle medya da kötü haberci olmazdı..

...

Bakan ve şürekası eğitim yılının sorunsuz başladığını düşünedursun...

Bakın dün sadece gazetelere yansıyan ne haberler vardı;

G.Mağusa Canbulat Özgürlük Ortaokulu'nda inşaat devam ettiği için eğitim yapılamadı...

Haydarpaşa Ticaret Lisesi'nde öğrenci sayısı artmış ama planlama yapılmamış bu nedenle sınıflar ve binalar yetersiz kalmış...

Güzelyurt TMK'da ek sınıf yapımı devam ettiği için ortalık şantiye yerine dönmüş...

Girne Maarif Anaokulu'nda kayıt yaptıran 40 öğrenci okula alınmamış...

Karakum Anaokulu'nda 35 öğrenci okula gidememiş...

Karpaz okulları yine eğitim yılına öğretmensiz başlamış...

Lefkoşa Çağlayan ve Gönyeli İlkokulu'nda öğrenciler iş makinelerinin gölgesinde eğitim yapmak zorunda kalmış...

Ve daha niceleri!

...

Eğer o makamlarda oturup da adına 'bakan' denenler, sadece bakıp da görmemekte diretince bu geçtiğimiz yıllardaki gibi şimdi de, gelecekte de yaşanacaktır...

Hemen hepsini sorunu şudur;

Hataları, eksiklikleri ve yanlışları kabul etmemek!

Haklı olarak kabul etmezsen nasıl doğruyu yapacaksın ki...

Hadi bu sene böyle kargaşayla geçecek!

Bari gelecek yıl için şimdiden önleminizi alın deriz...

Hristofyas KKTC'ye niye gelmiyor!

Din İşleri Dairesi Başkanı Talip Atalay dün bir açıklama yaparak kendince durumu kurtarmaya çalıştı...

Ama kendisine sorulmayan, haliyle cevaplamadıkları konular da var!

Atalay'ın 'dinlerarası diyalog' bahanesiyle Güney'e yüzlerce kez geçtiği biliniyor, o da zaten bunu inkar etmiyor...

Madem ki iki toplumlu bir konu ve dinler arasında bir takım ilişkiler düzene konulacak, refiki Hrisostomos bu konudaki çalışmalar nedeniyle KKTC'ye kaç kere geçti?

Geçmez çünkü KKTC'yi tanımaz bile...

Ama bizim mütfü papazın ayağına her fırsatta giderek ne hikmetse buna diyalog diyor!

Kapı komşuna bile bir git iki git üç git...

O sana bir kere bile gelmezse bir daha gider misin?

Belediyeler krizine hazır mıyız?

Israrla vurgulanan bir konu bu...

Yılın devrilmesinden itibaren 19 belediye maaş ödeyebilmek için zorlanacak!

Laf ola söylemiyorlar her halde, bir bildikleri vardır...

İyi de görünen köyün minareleri göründüğüne göre buna önlem alan ya da alacak olan birisi var mı?

Lefkoşa'da yıllar önce yaşanan eylem ve grevlerin ülke genelinde yaşandığını bir düşünsenize...

Şimdiden eşeği sağlam kazığa bağlayın deriz!

Sadece merak işte?

Avukatlık çok mu karlı?

Hemen her konuda yaşanan enflasyon bizde avukatlık mesleğinde de yaşanmaya başladı...

Hukuk camiası avukat sayısının çok olduğundan yakınırken akla da şöyle bir soru geliyor;

Avukatlık mesleği çok mu kazandırıyor da bu kadar talep var?

Oysa bildiğimiz o kadar çok avukat var ki meslekleriyle geçinemedikleri için başka işlere de el atmaya başladılar...

Müteahhitlik, emlakcılık ve pazarlamacılık da buna dahil

Su da kazık yedik mi?

25 kuruşluk elektrik polemiği tavan yapınca bazıları yine Evkaf'ın değil ama Türkiye'nin su meselesini gündeme getirmeye başladı...

Tuzlu pası suyu çok özlemiş olacaklar ya da siyaset bunu gerektiriyor ki konuyu sakız yaptılar!

Ama kimse tankerlerden para ile alınan suyu hesaba katmıyor...

Paslı su gitti içilebilir su geldi!

Bunu adı kazık olabilir mi?

Dürüst ağzıyla kuş tutsa!

Ağzıyla kuş tutsa da yine yaranamayacak gibi...

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst öyle ya da böyle kaçış yolları da dahil ulaşımda asfalt döküyor ama bir türlü göze giremiyor!

Kendini sevdirmesi için ne yapması lazım, hangi icraatlara imza atması gerek bunu bilen var mı?

İyi sabır ediyor doğrusu...

Seçim tarihleri değişir mi?

Sıraya göre önce genel sonra da yerel seçim var önümüzdeki sene...

Ama perde gerisinde bir şeyler pişiriliyor bu aralar!

Önce yerel seçimler olsun ki birileri boyunun ölçüsünü alsın düşüncesi ile...

Yaparlar mı yaparlar!

Ama bir de ters tepebileceğini de düşünmeleri gerekmez ki?

Evdeki bulgur meselesi...