İyi ki herkes güneye geçemiyor!

Yayın Tarihi: 02/12/09 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Sınırların karşılıklı geçişlere açıldığı 6 yıl öncesi dün gibi gözümüzün önünde duruyor.

İlk günler gerçekten Rumlar meraktan dolayı KKTC'ye akın etmişler, geçişlerinde de esnafın yüzünü güldürmüşlerdi.

Lokmacı barikatının açıldığı ilk günleri de unutmadık tabi ki…

Barikatın açılmasıyla birlikte piyasaların canlanacağını, Rumların çarşımıza para akıtacağını söyleyen siyasilerimizin ve sivil toplum örgütlerimizin açıklamaları hala kulağımızda çınlıyor.

Zannettik ki her şey ilk günlerde ki gibi olacak, Kıbrıs Türk ekonomisi ayağa kalkacak ve esnaf, esnaf ile birlikte devlet ve tabi ki halk zengin oluverecekti.

Rüya çok fazla sürmedi. Rumlar bizden çok daha oturaklı ve yerleşmiş bir devlet olduklarını gösterdi, önlemlerini aldı ve akışı kendilerine çevirmeyi başardılar.

Biz ise her zaman olduğu gibi onların önlemleri karşısında baka kaldık.

Eğer devlet olduk diyorsanız ve olaylar karşısında devlet politikaları uygulayamıyorsanız, kimseyi devlet olduğunuza inandıramazsınız.

Biz burada iç siyasette kısır çekişmelerle birbirimize düşüp, siyaseti rant kapısı olarak görmeye devam ederken, Rumlar tam tersini yaptı ve KKTC çarşılarında çok ciddi incelemeler sonrasında fiyatları aşağıya çekiverdiler.

Bununla da yetinmeyip, kendi çarşılarını cazibesini bizim yerli gazetelerimize verdikleri tam sayfa ilanlarla gösterip, güneye akışı hızlandırdılar.

Buna bir de Pazar günleri Rum kiliselerinde papazların ağız birliği yaparak "Kuzey'den alışveriş yapmayın, hain olmayın' çağrıları eklenince şimdi gazete manşetlerimizde güneye kaçan paranın tartışmasına düştük.

Hafta sonları aradaki farkların görülmesi açısından en iyi zaman birimidir.

Kıbrıslı Türkler, hafta sonları ve bayramları sabahın erken saatlerinde sınır kapılarında uzun araç kuyrukları oluşturarak, bir çoğu haklı nedenlerden dolayı Güney'e akın ediyorlar.

Maliye Bakanı Ersin Tatar istediği kadar çağrıda bulunsun, istediği yakar yal var yakar alışverişlerinizi Kuzey'de yapın derse desin, film kopmuştur artık.

Güney'deki mağazaların ve çarşıların cazibesinin tadına varan vatandaşlar hiçbir uyarıya kulak asmadan, rutin olarak alışverişlerinin büyük bir kısmını güneyde yapmakta, haliyle yerli esnaf da bir bir kepenk indirmektedir.

Şimdi esnafa istediğiniz kredi varıp ayağa kaldırmaya çalışın, verilenler borçlara bile yetmeyecek, haliyle çok bir işe yaramayacaktır.

KKTC çarşısına darbe sadece güneyden değil, Türkiye'den de gelmektedir.

Hükümet önlem aldık dediği halde halen insanımız KKTC'de bir takım alacağına İstanbul'dan üç takım elbise alıyorsa, bu işte bir sakatlık var demektir.

Bayram tatilinde güneyde alış veriş yapanların yanı sıra çok sayıda insanımız da tatillerini Türkiye'de geçirmeyi tercih etmiş ve gelirken de hatırı sayılır miktarda alış veriş yaparak gelmiştir.

Daha da acısı Rum kesiminde bir çok ünlü markanın etiketlerinde Made ın Turkey yazısını görmektir.

Rum kesimi ile Türkiye arasında sıkışıp kalan ve artık nefes bile alamayacak duruma gelen Kıbrıs Türk ekonomisi önümüzdeki günlerde çok ciddi önlemler alınmadığı taktirde, mefta olmaya adaydır.

Yine da yatıp kalkmakta fayda vardır ki, KKTC'de yaşayan insanların en azından yarısı Güney'e geçemediklerinden dolayı zorunlu olarak ihtiyaçlarını Kuzey'de karşılamakta ve bir nebze olsun, ağır aksak olsa da ekonomi 'mefta' haline dönüşmemektedir.

Düşünsenize, KKTC yaşayan herkesin güneye geçme hakkı olup alışverişlerini oradan yapsalardı halimiz ne olurdu?


La Mevida bardan şikayet var!
Ülkemizde hemen her alanda yaşanan çarpıklıklardan eğlence sektörü de nasibini alıyor.

Adanın turizm merkezi Girne de bundan payı alan merkezlerimizden.

Özellikle eğlence mekanları ile halkın yaşadığı alanların ile iç içe olması vatandaşta büyük sıkıntı yaratıyor.

Bu kez söz konusu şikayet Girne'deki La Mevida bardan.

Aynı zamanda ad Girne polisinden.

Tümü ailelerin oturduğu bir apartmanın altına pastane izni alarak açıldığı iddia edilen bu işletmenin sabahın ilk saatlerine kadar aşırı dozda gürültülü müzikle apartman sakinlerini çileden çıkardığını söyleyen apartman sakinleri polise yaptıklaır tüm şikayetler neticesinde bir sonuç alamadıklarını, bu durumun ise daha vahim olduğunu ifade ediyorlar.

Şimdi buradan ilgili tüm mercileri göreve çağırıp konuya el atmaya çağırıyoruz.

La Mevida Bar gerçekten pastane izni alıp da bar hizmeti mi veriyor?

Eğer öyleyse, ailelerin yaşadığı bir apartmanın altında böyle bir işletmenin olması yasalarla bağdaşır mı?

Belli bir saatten sonra müzik yasağı olduğu halde burada sabahın ilk ışıklarına kadar çalan yüksek sesteki müziğe niçin izin veriliyor?

Girne polisi mağdur durumdaki vatandaşın şikayetlerine niçin sessiz kalıyor?
…
Not: Söz konusu işletmenin sahibi ile dün konuyu görüştük, bugün bizimle buluşup görüşmek istedi. Açıklamalarını da yarın yayınlayacağız.


Günün Fıkrası

Casus

İsrailli güzel casus Suriye'den dönüp İsrail genelkurmayına rapor verir:
-Hafız Esad'ın son saldırı planını bu gece masasından çaldım. Üstelik bununla kalmayıp oğlunu da hapsettim. Generaller sevinçle haykırırlar:
-Harika oğlunu hemen bize ver sorguya çekelim.
Güzel casus üzgün bir yüzle cevap verir:
-İşte bu hemen olmaz 9 ay beklememiz lazım

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları