Devletin yatak odasında işi ne?

Yayın Tarihi: 14/12/09 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Çalışma hayatımızla ilgili hala bir sistemin getirilmemiş olması beraberinde de çeşitli sıkıntıların devamına neden oluyor.

Türkiye ve üçüncü ülkelerden gelip burada çalışanlar da bunlardan fazlasıyla nasibini alıyor.

Ülkede önemli sayıda kayıt dışı çalışan ya da çalışmayan bulunurken, yetkililerin bunlarla değil de çalışanların yatak odasına kadar girmesi büyük tepkilere neden oluyor.

Burada çalışanlar çalışma ve oturma izinlerindeki bürokrasi hantallığına bir nebze katlanıyor ama, yetkililerin evlere yaptığı baskın şeklindeki operasyonlar artık onur kırıcı düzeye kadar geldi.

Tamam anlarız, amacınız burada yaşayan insanların sağlıklı ve huzurlu ortamlarda ikamet etmesi.

Bunun için evlere çeşitli ziyaretlerde de bulunabilirsiniz ama bunların baskın niteliğinde olması bu insanlar için hoşnutsuz bir tablo ortaya kokuyor.

Öncelikle evlerde yapılan kontroller baskın değil de bir ziyaret niteliğinde olmalıdır.

Devletin yetkilisi misafir olarak gider oturur kahve çay da içer.

Hatta evin mutfağını, tuvaletlerini de kırmadan gücendirmeden görebilir ama yatak odasına kadar gidip de inceleme yapmak da neyin nesi?

Yatak odaları ailelerin namahrem konularıdır!

Siz hiç yabancı birinin yatak odasına girip çeşitli incelemelerde bulunmasını ister misiniz, ya da böyle yapılırsa rahatsızlık duymaz mısınız?

Evet, ülkemizde çalışmak maksadıyla çok sayıda yabancı uyruklu var.

Bunların çeşitli sorunları da var ama bunların sorumlusu onlar değil, bu düzene gelinceye kadar sessiz sedasız kalanlardan başkası da değil.

Bize göre kontrol yapılacak asıl yerler, hastane ve okullardır.

Plansız ve programsız politikalar nedeniyle artık sağlık ve eğiti sistemimiz bu yükü çekememekte, verilen hizmetler yetersiz kalmaktadır.

Bazıları da bu durumdan yararlanarak siyaset yapmakta, iş dönüm dolaşıp Türkiye karşıtlığına kadar gelebilmektedir.

Söylemleri ve endişeleri doğrudur ama olaya siyasi gözle bakıp bundan rant elde etme anlayışları kabul edilemez.

Burada TC elçiliğine büyük görevler düşüyor.

Ülkede çalışma maksadıyla bulunan TC kökenli kardeşlerimiz çeşitli

sorunlarla boğuşmakta ve kendilerini burada sahipsiz hissetmektedirler.

Bunların başında muhacerette ve çalışma-oturma izinlerinde ki bürokrasi gelmektedir.

İyi niyetlerinden ve hoş görülerinden şüphemiz olmayan TC Elçisi ile yetkililerinin biraz da olayın içine girmesini bekliyoruz.

Lütfen siyasilerimizin yıllardır yaptığı hataların bedeli çalışanlara ödetilmesin!

THY gizli ortak!

Bundan aylar öncesinden yine bu sayfada KTHY için kurtarıcı bir ortak arandığını yazmıştık.

Ankara'da yapılan gizli görüşmelerden sonra bir özel şirketin teklifi değerlendirildi ancak hiç biri uygun bulunmayınca gözler yeniden THY''ye çevrildi.

Şimdi bizim yetkililer ısrarla KTHY özelleştirilmeyecek dese de, özelleştirme aslında başladı bile.

THY kökenli Bilal Ekşi'nin KTHY'nin başına getirilmesi de aylar önce yazdıklarımı doğruladı.

Bakan Taçoy, dün 14. Maaşları kaldırdıklarını açıkladı.

Dahası da gelecek, bundan böyle yapılan istihdamlarda giriş ücreti asgari ücret düzeyine indirilecek.

Alınan tüm önlemler TC Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın aylar öncesinden 'KTHY özelleştirilmeli' açıklamasına uygun olarak yapılıyor.

Tüm önlemler alındıktan sonra önümüzdeki aylarda, tahminen de yerel seçimlerden sonra hisselerin bir bölümü THY'na devredilecek.

Okur mektubu

"Serdar Denktaş'a hatırlatma!"

"Levent Bey,

ÖRP kurulduğundan beridir insafsızca saldırılara maruz kalmıştır. Özellikle DP'liler her fırsatta hükümetten gitmesini savunmuşlardır. Hatta Serdar Denktaş, 'ÖRP, barajı geçerse istifa edeceğim' demiştir. Ama maalesef halkımız çok unutkandır, bunlar çabuk unutuldu.

Şimdi de ÖRP-DP birleşmesinden bahseden DP'liler her ne hikmetse gençlik kolları kurultayında diğer partileri davet ederken bizim gençlik kollarımızı davet etme nezaketinde bulunmamışlardır.

Acaba bu ülke sadece Denktaş ve Eroğlu ailesinin malı mıdır ki, tüm saldırıla rağmen ÖRP barajı geçtiği halde hala bir takım suçlamalara maruz kalmakta ve demokrasi ayaklar altında ezilmektedir.

Serdar beye bir kez daha sesleniyoruz, biz barajı geçtik, siz istifa etmeyi düşünüyor musunuz?"

(Bir grup ÖRP'li genç)

Günün Fıkrası

Ördeklere dikkat

Üç kadın arkadaş bir kaza sonucu aynı anda hayatlarını kaybedip cennete giderler. Cennetin kapısında onları karşılayan melek :

"Bizim burada uymanız gereken tek kural var.. O da ördeklere dikkat edin sakin üstlerine basmayın" der. Sonra kapı açılır üç kadın cennete girerler. Gerçekten de etrafta ördek doludur.

Üstlerine basmamak adeta imkansızdır. Dikkat etmesine rağmen kadınlardan biri kazayla bir ördeğin üstüne basar. Hemen Cebrail belirir. Yanında son derece çirkin bir adam vardır. Kadını kolundan adama kelepçeler ve "Ördeğin üstüne basmanın cezası olarak sonsuza kadar bu çirkin adama kelepçeli olarak yaşayacaksın" der.

İkinci gün kadınlardan biri yine kazayla bir ördeğin üstüne basar ve Cebrail anında yanında çok çirkin bir adamla gelip onları kadına ceza olarak birbirlerine kelepçeler.

Üçüncü kadının gözü bu olaylardan çok korkar. Diğerlerinin akıbetine uğramamak ve sonsuza kadar çirkin bir adama kelepçelenip yasamamak için her attığı adıma acayip dikkat etmeye başlar. Aradan aylar geçer ve hiçbir ördeğin üstüne basmaz.

Derken bir gün Cebrail belirir. Bu kez yanında boylu poslu inanılmaz derecede yakışıklı bir adam vardır. Cebrail hiçbir şey söylemeden yakışıklı adamla kadını kelepçeler ve yine birşey söylemeden çeker gider. Kadın artık mutluluktan uçmaktadır. O güne kadar gördüğü en yakışıklı adamla kelepçelenmiştir.

Adama döner ve "Ben acaba ne yaptım da sonsuza kadar senin gibi güzel bir adamla birlikte olmayı hak ettim" der.

Adam suratı asık bir şekilde cevap verir. "Vallahi seni bilmem ama ben az önce bir ördeğin üstüne bastım" der.

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları