Devlet, olması gereken yerde olmazsa!

Yayın Tarihi: 23/12/09 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Son günlerde sık aralıklarla yazılarımızda devleti eleştirir olduk.
Kimisi bunu yanlış anlayıp, devletten vaz mı geçtin yoksa diye de sorabiliyor!
Bizi bilen bilir, devlet konusundaki görüşlerimizden de bir adım bile geri adım atmış değiliz.

Bizim yazılarımızdaki isyan devlete değil, devlete yeteri kadar sahip çıkmayanlara, devlete layık olmayanlara, dolayısıyla ülke toprakları içinde yaşayan halkımıza eziyet çektirenlere.

Bu devletin ne zorluklarla, mücadeleyle kurulduğunu iyi bilenlerdeniz.
Ama devletten yana olup da, sosyal devlet anlayışının olmamasından şikayetçiyiz.

Örneğin, önceki gün yağmur ve fırtınadan dolayı sokakta kalan ailenin dramı.
Doğal afetler elbette ki her yerde olur ve kimin başına ne zaman geleceğini de kimse bilmez.

Ancak, bir aile doğal bir afetten dolayı kışın ortasında sokakta kalmışsa ve kendilerine yatacak sıcak bir oda verilmemişse işte biz o zaman böyle devlet anlayışına karşı durur ve devletten nemalanan ama bu devletin insanına sahip çıkmayanları da yerden yere vururuz.

Devletin tüm organlarıyla varlığından söz edip, darda kalan aile fertlerini araba içinde yatıran bir devlete de şüpheyle bakarız.

…

Başka bir örnek de Karpaz'dan;

Devlet, güzel bir karar vermiş ve Dipkarpaz ile Yenierenköy arasındaki yolu genişletme kararı almış.

Böyle bir karar ancak kutlanır ve alkışlanır ama devlet buraya yol yapacak diye, orada onlarca küçük işletmecisi aylar boyu sürecek çalışmalarda iş yapamayıp batacaksa, işte o zaman yine devletin varlığı tartışma kaldırır bir durum alır.

Bu kaş yapacakken, göz çıkartmak gibi bir şeydir.
Çalışmalar esnasında da alternatif çözümler bulmak yine devletin, devlet yetkililerinin görevidir.

Ben yaptım oldubitti mantığıyla, dışarıdan gelen eleştirilere kulak kapatmak ve duyarsız kalmanın sonucu, sadece devlete öfke ve kızgınlık olur.

…

Dün Golden Tulip Hotel'in genel müdürü Mert Bölükbaşı ile telefonda sohbet ediyoruz, ansızın parladı ve Gönyeli Kavşağı'ndaki trafik rezaletini niçin yazmıyorsunuz diye sordu.

Hiç yazmaz olur muyuz, belki on kere bölgede özellikle sabah ve akşam saatlerinde trafik keşmekeşinin yaşandığını, bazen araç kuyruğunun Girne Boğazı'na kadar uzandığını, yetkililerin burada mutlaka önlem almak zorunda oldukları yazdık ama yazdık da ne oldu?

Birkaç küçük teknik kararla buradaki trafik yoğunluğu çok kolay çözülebilir ama işte devletin içindekiler bu kadar duyarsız, bu kadar ilgisiz ve vurdumduymaz olursa orada daha çok kuyruklar oluşur ve artık sabrı tükenen insanlar devletine de küfretmeye başlar.

…

Devlete sahip olmak başka, devlete yakışır bir düzen kurmak bambaşka şeylerdir.

Bizde devlet, devlet olanaklarını eşe dosta dağıtmak anlamında kullanılmaktadır.

Asıl olması gerektiği yer halkın hemen yanı başıdır.
Halkını sokakta ya da arabada yatmaya mahkum eden, esnafını batma noktasına getiren, bir trafik sorununu bile çözemeyen bir devlet değil, aksine zor anında sıcak elini uzatan ve güven veren bir devlet anlayışı beklemek hepimizin hakkıdır.

Töre: "Hodri meydan" dedi!

Hakkında çıkan bazı yayınlara tepki koyan UBP Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre, basit bir olayın bu kadar büyütülmesine anlam veremediğini söyledi.
Geçmişte ne bir hırsızlık ne dolandırıcılık ne de yüz kızartıcı bir davranışta bulunmadığını, gümrükte yaşanan bir sıkıntının bu kadar üstüne gidilmesine mana veremediğini söyleyen Töre, bunun siyasi nedenlerden kaynaklandığını ama yıpratma kampanyasında başarılı olamayacaklarını ifade etti.

Töre, kendisi ile uğraşanlarla bundan böyle kendisinin de uğraşmaya başlayacağını ve çok yakında Meclis kürsüsünden resim ve belgelerle bazı CTP'li vekil ve yöneticilerin geçmişte yaptıkları rezillikleri açıklayacağını belirterek, "Hodri meydan" dedi.

Töre, yapacağı açıklamalardan sonra herkesin şok olacağını ve CTP'nin de karışacağını iddia etti.

Günün Fıkrası

GDO yarışması

Dünya genetik projeler yarışması yapılıyormuş... Tüm ülkelerden genetik profesörleri yarışmaya çalışmaları ile katılmış... İlk, Fransız profesörün çalışmasının başına gelmişler. Jüri başkanı çalışmasının ne olduğunu sormuş. Fransız profesör başlamış anlatmaya: "Ben inek genleri ile tavuk genlerini birleştirdim, ortaya çıkan mahlukatın eti, kırmızı et kadar lezzetli, beyaz et kadar sağlıklı oldu" demiş. Ardından, diğer çalışmaları ülke ülke gezmeye başlamışlar... Sıra gelmiş Türkiye'den Laz profesöre...

Jüri başkanı: "Sizin çalışmanız nedir?" diye sormuş. Laz profesör başlamış anlatmaya: "Ben" demiş, "Karpuz genleri ile hamamböceği genlerini birleştirdim!"

Birden!... Tüm jüri üyelerinden bir kahkaha kopmuş ve başkan, Laz profesöre:

"Bu çalışma ne işe yarar?" diye sormuş...
Laz profesör: "Acayip işe yarıyor, karpuzu kesiyorsun, çekirdekleri kaçışıyor..."

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları