Yeni yılda beklentilerimiz çok!

Acı ve tatlısıyla bir yılı daha devirmek üzereyiz.
2009 yılı iki ayrı büyük partinin yönetiminde geçti.
Yapılanlar var yapılamayanlar var.
Ama gözden kaçanlar da az değil.

Bazı yazar arkadaşlar sosyal patlamalara az kaldı diye yazıyorlar.
Bize göre ise sosyal patlamalar çoktan gerçekleşti bile.
Eğer siyasiler birbirleriyle didişmeyi bırakmayıp toplumsal olaylar üzerinde anlaşamazlarda, 2010 yılını da kaybedeceğimizi şimdiden söyleyebiliriz.

…

Geçenlerde basına da yansıdı. Adamın biri yıllarca biriktirdiği arsa parası olan 15 bin TL'yi bir gecede kumarda kaybetti.
Parayı kaybetmekle kalmayıp, haklı olarak eşini de kaybetti.
Bir insan bir gecede 15 bin TL gibi büyük bir parayı kumarda birkaç saat içinde kaybedebiliyorsa öncelikle onun sağlığından aklından şüphe duymak gerekir.

Bu bir sosyal patlama değil de nedir?

…

Geçenlerde bir bet salonunun yanındaki kafede dostlarla oturuyoruz.
İşletme sahibi komşu bet salonunda birkaç hafta içinde bir üniversite öğrencisinin köpek yarışlarında 45 dakika içinde tam 17 bin TL'yi kaybettiğini söyledi.

Hem de sanki de hiç canı yanmamış gibi bet salonundan çıkmış gitmiş, bozuntuya vermeden.

Bu bir sosyal patlama değil midir?

Eğer bir üniversite öğrencisi 45 dakikada 17 bin TL kaybediyorsa ve bundan yüzü asılmıyorsa, bu işte bir iş yok mudur?

…

Geçenlerde televizyonda canlı yayına bir bayan bağlandı.
Canı öyle yanmış ki içini dökerek biraz rahatlamak istedi.
Yeni Şans Oyunları Yasası'ndan sonra eşi casinoya gitmekten vazgeçmiş ama kendine yeni bir meşgale bularak bet salonlarından çıkmaz olmuş.
Bir aylık maaşını buraya yatırdığı gibi bununla kalmamış ve borç da yapmış ve 20 küsur bin lira borçlandırılmış.

Daha sonra da parayı ödeyemeyince eve silahlı adamlar gelip birtakım tehditlerde bulunmuş.

Bu olay sosyal patlamaya en ibret verici bir olay değil midir?

Artık bazı bet salonlarının ödemelerde kredi kartı da kabul etmesi de olayın bir başka boyutu tabii ki…

…

Bu yüzden biz şahsen yeni yılda hükümetten çok şeyler bekliyoruz.
Ülke hızla ahlaki bir çöküşe doğru gidiyor.

Şans oyunları da başı çekiyor.

Şans, talih, kader ve kısmet derken vatandaş biraz da iradesi zayıf olunca kendini kaptırıp gidiyor.

Bu gidişat iyi bir gidişat değil…

Devlet bilmem kaç trilyon kazanacak diye, ailelerin ocağı sönüyor, kumar belası çok kişinin başını yakıyor.

2009 yılını kaybetmiş olabiliriz ama yeni yılla birlikte bu sorunlar ele alınmazsa, masaya yatırılmazsa, gençliğin de geleceği çok parlak olmayacak.

Partilerin gözü asker kökenlilerde!

Yeni yıla girilmesiyle birlikte siyasi partiler yerel seçim hazırlıklarına da hız verecekler.

Daha şimdiden yerel seçimde aday gösterecek adayları belirlemeye başlayan partiler bu kez kırsal kesimde özellikle asker kökenli vatandaşları ablukaya aldılar.

Başta UBP olmak üzere, CTP, DP ve ÖRP kırsal kesimde görevlendirdikleri örgüt başkanlarına yerel seçimler için asker emeklisi adayları taratıyorlar ve nabız yokluyorlar.

Böyle bir girişimin TC kökenli seçmenlere yönelik yapıldığı ifade ediliyor.

Günün Fıkrası

Mühendis

Bir papaz, bir sarhoş ve bir mühendis giyotinle ölüm cezasına çarptırılmışlardır. Sıra öncelikle papazdadır. İnfaz memuru papaza sorar:

- "İnfaz edilirken yukarı mı aşağı mı bakmayı tercih edersin?"
Papaz cevap verir:

- "Yukarı bakmak isterim. En azından ölürken yüzüm tanrıya dönük olur."
Papazın isteği yerine getirilir, giyotin bıçağı havaya kaldırılır ve bırakılır. Bıçağın hızı kesilir ve tam papazın boynuna santimetreler kala duruverir.
Bu Tanrı'dan bir işaret olarak görülür ve papaz serbest bırakılır. Sıra sarhoşa gelmiştir. Bir umutla sarhoş da yukarı dönük olmak istediğini söyler. Aynı şekilde giyotin bıçağı tam sarhoşun boynuna yaklaşmışken yavaşlar ve durur. Bu da Tanrı'nın bir işareti olarak kabul edilir ve sarhoş da serbest bırakılır. En son sıra mühendistedir. Mühendis de yukarı dönük infaz edilmek istediğini belirtir. Tam bıçak havaya kalkmışken mühendis bağırır:
- "Durun bir dakika, bıçaktaki sorunun nerede olduğunu anladım."

MESAJ KUTUSU >>