Kırsala hangi yüzle gidecekler?

Geçtiğimiz günlerde Kanal T'de programda konuk ile birlikte kırsal kesimde işten durdurulan gençleri konuşurken canlı yayına bağlanan bir seyirci işten durdurmaların her dönem normal olduğunu, bunun fazla büyültülmemesi gereken bir konu olduğunu söyleyip, bir de bizi 'kışkırtıcılık' yapmamamız uyarısında bulunmuştu.

İzleyiciye göre, işten durdurmalar normal, bunun aksini söyleyip bütün siyasilere sitem etmek kışkırtıcılık demekti.

O ifadeye çok üzülmüştük ama sonra bizi arayanın karı-koca emekli olduğunu düşününce böyle düşünmesinin de normal olduğu kanısına varmıştık.

Sonuçta o eve her ay başı en azından bir 5 milyar girmekte ve hiçbir sıkıntı, yokluk çekilmemekteydi.

Böyle olunca da tabi, cebinde para, ocağında aş olan insanın olmayanın halini anlaması çok kolay bir şey değildi.

…

Haliyle tok olan bir insan aç olan bir insanın ruhiyatından zerre kadar anlamaz.

Ya da belki o da geçmişte çok zor dönemler yaşamış, zaman zaman bir paket sigara alacak parası bile olmamıştı ama sonra hali vakti düzelince geçmişi çabuk unutup, bu durumda olanları savunmanın 'kışkırtıcılık' olduğu kanısına varmıştı.

Oysa kentte ve kırsalda yaşamak çok ayrı şeylerdir.

Kentte yaşayanlar siyasilere çok daha yakın olduğu için devlet memurluğu dışında hiçbir işi beğenmezken, kırsalda yaşayanlar için devlette çalışmak çok büyük olay, özelde çalışmak ise ayrıcalık sayılır.

…

Seçimlere çok az bir süre kala işten durdurmaların tüm hızıyla devam ettiği görülüyor.

Her gün en az üç-beş kişi çeşitli nedenlerle ve genelde de iş azlığı sebep gösterilerek işten atılırken onların yerine başkalarının işe alınması tek kelimeyle siyasi ahlaksızlık anlamında algılanmaktadır.

Ülke genelinde siyasi parti ve siyasilere öfke her geçen büyürken, kırsalda yaşayanların siyasilere bakış açısı sıfırın da altında bir seviyededir.
Bu nedenle siyasi çizgisi ve rengi ne olursa olsun siyasiler de bu kez göreceklerdir ki, ziyaret ettikleri kırsal kesimde artık eskisinden çok daha bilinçli bir halk kitlesi görecek ve çoğu yerde de siyasilere artık güvenlerinin kalmadığını haykıracaklardır.

Onun için bu kez kırsalda köy ziyaretleri yapacak olanları uyarmakta yarar görüyoruz.

…

Karpaz bölgesi köyleri devletten en az nasibini alan bölgeler olmaya devam etmektedir.

Buralarda devlet baba kendisini yıllardan beridir her ne hikmetse göstermese de her seçim arifesinde buralara yapılan ziyaretlerde bol bol vaatler verilip, sonra bir daha ki seçimlere kadar unutulmakta, böylelikle kentler arasında var olan ekonomik ve sosyal uçurumlar daha da büyümektedir.

Devletin buralardaki yetersizliğini gören TC Elçiliği ve Kolordu ve GKK gibi kurumlar da bu açığı kapatmaya çalışmakta, bu çalışmalar da bölge insanı tarafından memnuniyetle karşılanmakta ve bu tür kurumlara duyulan güven hep en üst düzeyde olmaktadır.

Her ne kadar bazı önyargılı kişi ve sivil toplum örgütleri, bu tür yardımları başka amaçlı olarak göstermeye kalksa da, bunları bilmek için dışarıdan ahkam kesmek yerine bölgeye gidip onlarla yaşamak ve hissetmek olayın gerçekliğini çok daha net bir şekilde ortaya koyacaktır.

Özgürgün'den 'adayım' mesajı!

Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün'e Derviş beyin Cumhurbaşkanı olması halinde parti başkanlığı ve başbakanlığa aday olup olmayacağı yönünde sorduğumuz soruya 'aday mısınız' diye sorduk.

Özgürgün, kesin olarak 'adayım' ifadelerini kullanmasa da 'şu anda da, bundan sonra da başbakan vekiliyim artık mesajı buradan alınız' dedi ve en güçlü adaylardan birisi olduğunu ifade etti.

UBP'nin diğer olası genel Başkan adayları ise Tahsin Ertuğruloğlu, İrsen Küçük, İlkay Kamil, Hasan Taçoy ve Ersin Tatar.

Bulutoğluları: Siyasi manevra

Yapmak zorundaydım!

DP'den istifası ile gündeme oturan LTB Başkanı Cemal Bulutoğluları Lefkoşa halkına daha fazla hizmet verebilmek amacıyla siyasi manevra yapmak durumunda kaldığını söyledi.

CTP hükümetleri döneminde kendisine bilerek iş yaptırılmadığını ve halka verdiği sözleri tam olarak yerine getirmediğini belirten Bulutoğluları, UBP'nin eski partisi olduğunu ve en azından yerel seçimlere kadar verdiği sözleri yerine getirmek istediğini vurguladı.

Günün Fıkrası

Değmez

Viagra kullanımının yasak olduğu Mısır'da bir mısırlı pazarda gezerken yanına bir yabancı kaçakçı yaklaşmış. "Beyefendi" demiş, "Viagra almak istemez misiniz. Sadece 100 Mısır lirası"

- Değmez...

- 50 Mısır lirasına ne dersiniz?

- Değmez...

- Peki ya 20?

- Hayır değmez...

- Peki ya 10 Mısır Lirası?

- Değmez...

- Bakın, bu hapların her bir tanesi 10 Mısır Lirasına mal oluyor. Nasıl olur da "Değmez" dersiniz !

- Yo yo, haplara değer. Ama karım buna değmez..

MESAJ KUTUSU >>