Toplumun psikolojisi bozuldu!

Yayın Tarihi: 03/03/10 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

"1963 'de yaşadım 1974'de" diye başladı telefonun diğer ucundaki bayan sesi…
Daha ilk kelimelerinden ve ses tonundan hissettim öfke ve kızgınlığını.

Bu tarihleri yaşadığına göre belli ki orta yaşın üzerindeydi ve sonradan anladım ki artık vatandaş çek çare olarak basın kuruluşları ve mensuplarını görmeye başlamıştı.

Siyasi iktidarlardan bezginlik ve bıkkınlığı her bir kelimesinde ortaya çıkıyordu.

Aslında o da çok iyi biliyordu basının da bazı işlerde yaptırım gücü yoktu ama olsun ben yine de içimi dökmek istiyorum dedi ve hiç nefes bile almadan birkaç dakikada bitirdi konuşmasını.

Lefkoşa Hastanesi'ne gitmiş ve sel felaketi sonrasında yaşananları gözüyle görmüş ve artık isyan noktasına kadar gelmişti. Ne 1963'te, ne 1974'de savaş sıralarında bile ülkedeki hastanelerde bu durumun yaşanmadığını, bu kadar acınılacak duruma düşülmediğini söyledi, ağlamaklı ve kızgın ses tonu ile.

Gelmiş geçmiş kim hükümet ettiyse hepsinin de suçlu olduğunu, insanın bu manzaralar karşısında psikolojisinin bozulduğunu, sinirlerinin harap olduğunu söyledi.

Son günlerde buna benzer çok telefon geliyor, vatandaş yaşanan olumsuzluklar karşısında ya televizyon kanallarındaki programlara bağlanıyor ya da takip ettiği gazetenin yazarlarına içini döküyor.

Şu anda yaptığımız en iyi iş sanırız gelen telefonları dinleyip, vatandaşın içini dökmesini sağlamak. Vatandaş bir şekilde umudunu yitirme aşamasına gelmiş ki en azından şimdilik birilerine içini dökmeyi çare olarak bulmuş.

Yıllardan beridir toplum için değil de parti ve yandaş için siyaset yapanlar hem siyasete güveni sıfırlamışlar, hem de toplumun psikolojisini öyle bir bozmuşlar ki bunun nasıl ve kim tarafından telafi edileceği bile şüphe kaldırır.

Sevgili Başaran Düzgün ile dün Kanal T'de de vurguladığımız gibi bu kokuşmuş sistem, sistem olmaktan çıkmış, sistemsizlik sistem haline gelmiş, sisteme karşı çıkanlar da yine sistem tarafından dışa itilmiştir.

Sonuçta gelinen noktada sistemsizliğin sistem olduğu ülkemizde insanların artık değil siyasilere, kendilerine bile güveni kalmamış, çaresiz, ileriyi göremeyen, hiçbir sorununa köklü çözümler üretemeyen bir toplum yaratılmış.

Ve bunun vebali de bunun yaratıcıları olan siyasilerin boynunadır.



Halil Orun içini döktü!


İskele Belediye Başkanı Halil Orun, kendisine atfen dün yayınladığımız Kurtuluş köyündeki Atatürk büstü konusundaki mesajımızdan sonra telefonda arayarak içini döktü.

Daha önce tek bir İskele Belediyesi'ne hizmet verdiklerini ancak CTP döneminde değiştirilen yasa ile 13 yerleşim birimine hizmet vermek zorunda kaldıklarını söyleyen Orun, hizmet alanlarının genişlemesine rağmen kaynakların arttırılmadığını ve bu nedenle de hizmetlerde bir takım aksaklıklar yaşandığını söyledi.

Ellerinde sihirli değnek bulunmadığını da sözlerine ekleyen Halil Orun, CTP hükümetinin reform adı altında işler iarap saçına döndürdüğünü ve yapılan yanlışlıkların faturasının şimdi kendilerine kesildiğini ifade etti.

Köylerdeki Atatürk büstleri konusunda çok hassas olduklarını ve bu nedenle çeşitmli köylerden işçi alımlaır yaptıklarını söyleyen Orun, çok kısa bir sürede tüm büstlerin yenileneceğini ve bu konuda kimsenin kuşku duymamasını istedi.




Yetkili: Biz işsiz kalırsak çalışan da işsiz kalır!


K.T. Müteahhitler Birliği Başkanı Soner Yetkili iş adamlarının bir takım nedenlerden dolayı işsiz kalmasının doğrudan yanlarında çalışan personele de yansıyacağını ve bunun da ekonomide kötü etkiler bırakacağını söyledi.

"Sivil itaatsizlik" deyimini kullanmaka kendilerinin de güçlük çektiğini ve bunu severek söylemediklerirni, ama bundan başka bir çarelerinin de bulunmadığını belirten Yetkili eylemlerindeki amacının sadece kendileri için değil çalışan emekçi kesimin hakları için de yapıldığını ifade etti.

Yetkili bir kez daha hükümete çağrıda bulunarak ihalelerin Ankara'da açılmasının önüne geçilmesini istedi.



Günün Fıkrası



Aırbag…

Karı koca 100 km hızla arabada gidiyorlarmış. Arabayı adam kullanıyormuş ve karısı birden "Hayatım..."demiş, "seninle 15 yıl boyunca güzel bir beraberlik yaşadık... Ama artık ben boşanmak istiyorum."

Adam bir şey söylememiş. Bu arada hızı 105'e çıkarmış, derken karısı "Neden? diye soracağını biliyorum.."demiş. "Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama arkadaşın Joe ile birkaç aydır beraber oluyoruz ve üzgünüm ama yatakta o senden daha iyi..."

Adam yine hiçbir şey söylememeye devam ederek hızı 110'a çıkarmış. Kadın devam etmiş.
"Evi ben istiyorum..." Artık 120'le gidiyorlarmış. Adam hiçbir şey söylemiyormuş.

Kadın ayrıca.." demiş... "bütün çeklerini, kredi kartlarını, arabayı da istiyorum..." Ve adam hızı 130'a çıkartmış. Hala bir şey söylemiyormuş.

Kadın sormuş: "Hiç bir şey söylemeyecek misin? Sen hiç bir şey istemiyor musun?"

Adam 140'a çıkmış ve cevaplamış: "Hayır, ben ihtiyacım olan her şeye sahibim. "

Kadın şaşırmış. "Öyle mi? Nedir o?"

Ve araba karşıdaki duvara 150 km. hızla çarpmadan önce adam cevap vermiş:
"AIRBAG BENDE!"

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları