Zavallı medya!

Yayın Tarihi: 28/04/10 07:22
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Siyasilerin kamuoyunda güvenilmeyenler listesinin başında olduğunu zaten bilmeyen yok. Yeni yapılan anketle bu bir kez daha teyit edilmiş oldu.

Zaten, doğrusunu söylemek gerekirse biz kendimizi bildik bileli sağ olsun siyasiler liste başında olmayı hiçbir kesime bırakmadılar.

Siyasiler yapılan bu anketlerden kendilerine ne kadar pay çıkarıp, özeleştiri yapıyorlar bilemeyiz ama eğer bunu yıllar önce yapsalardı, şimdi listenin başında değil, daha aşağıda bir yerlerde olurlardı.

Ayrıca bu anket sonuçları yayınlanınca hangi birinin yüzü kızardı bunu da merak etmiyor değiliz.

Ama yüzleri kızarsa şimdi bir çoğunun mecliste değil de mahallede oturuyor olması da gerekirdi.

Siyasilerden böyle bir skor beklerdik de basın kuruluşlarının ve mensuplarının listede ikinci sırada yer almasını öğrenince bizim yüzümüz kızardı. Umarız sadece bizim değil tüm meslektaşlarımız da aynı duyguları yaşamışlardır.
Siyasiler yıllar öncesinden halkın gönlünden atılmış kişilerdi ama medya için bunu söyleyemeyiz.

Söylersek de büyük haksızlık ederiz!

Çünkü medya daha üç-beş yıl öncesine kadar tertemiz, çıkarsız ve sadece halkın beklenti ve çıkarlarına hizmet ederdi.

Bu kadar sürede ne değişti ve halk niçin bu öfkeyi duymaya başladı, tüm meslektaşların bunu sorgulaması, gerekirse çeşitli platformlarda tartışması gerekiyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri de göstermiştir ki, Kıbrıs Türk medyasının büyük bir bölümü siyasilerin tetikçisi olarak, halkın istemlerinden daha çok siyasi partilerin borazanı haline gelmiştir.

Yıllar sonra ilk kez medyadan birileri çıkıp, 'tarafsızlık ahlaksızlıktır' diyerek kendi mesleğine ihanet etmiştir.

Bundan böyle artık bizim de siyasileri fazla eleştirme hakkımız kalmamıştır.
Çünkü asıl eleştirilecek olan bizim kendimizden başkası değildir!

Basının siyasilere yön verip, halkın beklentilerini kamuoyuna duyuracağı ve belki de ilk güvenilen kurumların başında geleceği yerde, siyasilerin hemen ardından güven duyulmayan sektör olarak gelmesi halkın bir şamarı olarak da hepimizin yüzünde hissedilmelidir.

Yoksa, biz de siyasiler gibi yüzsüz hale gelip, gelecekte onlardan beter durumlara düşebiliriz!

UBP, 'tek aday'ı tartışıyor!

Şu anda ülkenin tek gündemi haline gelen UBP parti başkanlığı yarışında adaylar belirlenmeye başlarken, bazı aday olmak isteyenler ise bon güne kadar beklemeyi tercih ediyorlar.

Ancak, parti başkanlık yarışının UBP'ye zarar vereceğini gören Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, aday olmak isteyenleri tek tek makamına çağırıp çok adaylı bir seçimden daha ziyade tek adaylı bir seçimin olması gerektiğini, böylelikle partinin de zarar görmeyeceğini söylüyor.

Şu ana kadar adaylıklarını açıklayan İrsen Küçük, Ahmet Kaşif ve Hasan Taçoy kulis çalışmalarını yoğunluk verirken, parti tabanından da çok aday değil tek adayın çıkmasını ve en azından Kasım ayında yapılacak olan olağan kurultaya kadar partiyi ayakta tutacak bir aday üzerinde anlaşma sağlanması yönünde görüşler belirtiliyor.

UBP kaynaklarından bize gelen haberlere göre çok sayıda partili Kasım ayına kadar en tecrübeli siyasetçi konumundaki İrsen Küçük'ün parti başkanlığı ve başbakanlığında karar kılınmasının yüksek ihtimal olduğu ifade ediliyor.

Taçoy'a 'izin' çıkmadı!

9 Mayıs'ta yapılacak olan genel başkanlık yarışında aday olacağını açıklayan ve bu konuda kesin kararlı olduğunu söyleyen Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy'a yüksek yerlerden izin çıkmadı.

Tepelerden gelen 'aday olma' çağrısından sonra Hasan Taçoy'un moralinin çok bozuk olduğu ve dün hiçbir telefona cevap vermeyerek sesiz bir protesto gerçekleştirdiği söyleniyor.

Töre: Başarısız bakanlar var!

Bakan olarak kabinede görev almak istediğini dün ilk kez HAVADİS'te okuduğunuz UBP Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre, bazı bakanların değişmesi gerektiğini söyledi.

Başarısız bakanların halktan uzak kaldığını ve halkın istemlerine cevap veremediğini belirten Töre, yeni hükümetle birlikte kabinede değişiklik yapılması gerektiğini, aksi halde bunun olumsuz yansımalarının hükümete de yansıyabileceğini ifade etti.


Günün Fıkrası

Hapis cezası

Kadın, gece yarısı yanından kaybolan kocasını bulmak için kalkar. Evde yalnızlık içinde, aşağıdan bir ses duyar. Aşağı iner ve tekrar dinlemeye başlar, ama kocasını bulamaz.

Biraz daha aramak için aşağı depo'ya iner, orda kocasını dizleri üstüne çökmüş, duvara dönmüş ağladığını görür... Ve merakla sorar:

- "Kocacığım, neyin var, ne oldu ?" Kocası:

- "Hatırlıyor musun, Baban bizi beraber yakaladığında bir soru sormuştu, ya evlenirsin yada 20 yıl hapis çekersin."... Kadın şaşırarak:

- "Eeee ne oldu?" Adam:

- "Bugün, hapisten çıkmış olacaktım"

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları