Devletiz, ama devlete saygımız yok!

Yayın Tarihi: 03/05/10 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

İkinci Cumhurbaşkanı Talat'ın kendisine de söyledik;
Ha keşke devir teslim töreninde yaptığı konuşmanın son cümlesini yapmasaydı diye! Çünkü bu bizim kendi iç meselemizdi.

Pek ala ki yaşanan bu sıkıntıyı devir teslim töreninden birkaç gün sonra bir basın toplantısıyla yapabilir, içini böylelikle dökebilirdi.

Bizim görüşümüze göre devlet adamı olan birisi, içindeki bir takım birikenleri bir devlet töreninde değil de, başka bir platformda yapabilir, bunu dünyanın duyması gerekmezdi.

Devletin tepesinde yaşanan sıkıntılar ne olursa olsun, eğer zaman ve zemin hatası yaparsanız haklı iken haksız duruma düşer ve itibar kaybına uğrayabilirsiniz.

Talat'ın bu yanlışına, yeni Cumhurbaşkanı Eroğlu ve hükümet de bir yanlışla cevap verdi. Cumhurbaşkanlığını devren bir insana bizde de, başka ülkelerde de 'sade vatandaş' gözüyle bakılmaz.

Sonuçta bir devletin başkanlığını yapmış, en tepesinde saygın bir koltukta oturmuş, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, 'lider' vasfına haiz olmuştur.

Şimdi Talat'ı hiçbir devlet desteği olmadan, kendisine yapılan ziyaretleri arkadaşlarının ofisinde kabul ettiğini görüyoruz. Makam aracı yok, şoförü yok, yanında çalışanı yok…

Devletin, bu konuda gerekli yasaları çıkarmamasının bedelini ödüyor.
Yani, bize göre tam bir laçkalık!

Hiç yakışık almıyor…

Ülkede Cumhurbaşkanlığı yapan kişilerin, bu görevleri sonrasında ki pozisyonlarını içeren yasalar daha fazla gecikilmeden düzenlenmeli ve rezilliğin önü kesilmelidir.

Önceki gün, BRTK'ndan bir arkadaşım aradı. KKTC'nin ikinci Cumhurbaşkanı Talat'ın resimleri odalardan bir bir indiriliyormuş.

Daha doğrusu, yönetim personele çağrıda bulunup, odalarda Dr.Küçük ve Denktaş'ın resimlerinin kalabileceğini, ancak Talat'ın resimlerini bulundurmaya devam edenleri liste halinde müdürlüğe verileceğini söylemişler.

Yani açıkça tehdit edilmişler. Bir çoğu da indirmek zorunda kalmış.
Umarım sevgili Özer Kanlı, böyle bir yanlışın fikir babası değildir.
Eğer böyle bir şey varsa da bunu hemen düzeltir.

Dr.Küçük, Denktaş ve Talat KKTC'ye hizmet eden ve halkın oylarıyla ülkeye liderlik etmişlerdir. Şimdiki liderimiz de Eroğlu'dur.

Siyasi görüşleri ne olursa olsun, onların resimlerini duvardan indirmek değil, ancak onları onore ederek ancak, gerçek bir devlet killiği ortaya çıkar.
Devletin liderlerinin resimlerini indirmek ya da bunun için baskı uygulamak, kişilere değil devlete saygısızlıktır.


Lefkoşa-Girne UBP'nin, Mağusa DP'nin!

Halen CTP'nin elinde olan bazı belediye başkanlıklarını alabilmek için yerel seçimlerde işbirliği yapma kararı alan UBP ve DP yapılan ilk çalışmalarda önemli bölgelerde uzlaşma sağladılar.

Buna göre, 27 Haziran'da yapılacak olan yerel seçimlerde Lefkoşa ve Girne'de UBP'nin göstereceği adaya DP'liler tarafından destek verilecek, Mağusa'da ise DP'nin adayı ortak aday olarak seçimlere katılacak.

Anlaşmaya varılan diğer merkezlerde ise Gönyeli ve Alayköy'de UBP adayları, Değirmenlik ve Dikmen'de DP adayı ortak aday olacak.

UBP ve DP üyelerinden oluşan ortak seçim komitesinin bu hafta içinde diğer belediyelerde de anlaşma sağlayıp, eğer son dakika sürprizi çıkmazsa önümüzdeki hafta başında adayların tümünün açıklanacağı ifade ediliyor.

Halen belediye başkanı olanlar ise yine yerel seçimlerde ortak aday olarak desteklenecek.

Dipkarpaz'da orman arazisi yağmalanıyor!


Dipkarpaz'da deniz kıyılarından ve orman bölgelerinden yasa dışı olarak çekilen deniz kumu ve kırmızı toprak bölge sakinlerinin tepkisine neden oluyor.

Belediyeden izinsiz olarak alınan kum ve toprağın bölgedeki çam ağaçlarına zarar verdiği ve köklerini kuruttuğu söylenirken, belediye yetkililerinin olaya ilgisiz kaldığı, hiçbir önlem almadığı iddia ediliyor.

Günün Fıkrası

Barmen reçetesi

Psikoloğa giden adam;

-Geceleri uyuyamıyorum efendim demiş, sürekli yatağın altında biri var
gibi geliyor. Yatağın altına girip orada uyumayı deniyorum. Bu defa da
yatağın üstünde biri var gibi geliyor...

Adamı dikkatle dinleyen psikolog 'Hallederiz bu saplantıyı' demiş.
'Bana haftada iki kere geleceksiniz. 6 aylık bir tedavi sonunda sizi
iyileştireceğimi umuyorum.'

'Her viziteye ne kadar ödeyeceğim?'

'Her vizite 100 TL, buna göre 6 ayda 4 bin 800 TL ödeyeceksiniz'

Adam gitmiş, o gidiş...

Psikolog, birkaç ay sonra adama sokakta rastlamış:

'Ne oldu, hastalığınız?'

-5 TL'ye hallettim...'

-Nasıl oldu?

-Sizden çıktıktan sonra, ilerdeki bara uğradım. Biramı içerken barmene
hastalığımı anlattım. 'Karyolanın bacaklarını kes' dedi...

Kestim; mesele halloldu...

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları