Siyasetçi genç mi olmalı yoksa tecrübeli mi?

Yayın Tarihi: 28/05/10 07:22
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Siyasilere duyulan öfkeyi artık herkes kabul ediyor, siyasilerin kendileri bile.
"Bol bol söz veriyoruz, meclise giriyoruz ama bir türlü verdiğimiz sözlerin arkasında durmuyoruz" diyorlar ve böylelikle acı bir itiraf da olsa, siyasiler bile yaşanan tüm olumsuzlukların ardında kendilerinin payının büyük olduğunu kabul ediyorlar bir şekilde.

Kabul ediyorlar ama ne halkın öfkesi, ne yayınlanan anket sonuçları, ne ülkenin kötü gidişatı bir nebze olsun umurlarında bile olmuyor. Halkın genelinde artık 'eski ve yıpranmış yüzler istemiyoruz' teması hakim!

Sokaktaki vatandaş, artık siyasete girip de kirlenmekten korkan, adı hiçbir kirliliğe bulaşmamış, genç ve vizyon sahibi gençlerin siyasete girmesini istiyor ama, istemekle olmuyor çünkü sandığa gidince fikrini aniden değiştiriveriyor.

Kimisi yaşlı da olsa tecrübenin esas olduğunu, devleti yönetenlerin deneyimli olmasından yana, kimisi bıkkınlıktan gençlerin göreve gelmesinden yana.
Aslında burada önemli olan ne gençlik ne de yaşlılık…Bunu tartışmak kör dövüşten başka bir işe yaramaz!

Yılların siyasetçisi Hüseyin Angolemli'ye dün sorduk, siyaset niçin bu kadar ayaklar altına alındığı diye; 5 yıldır siyasetten uzak olan, ama şimdi konjektür gereği bir kez daha siyasetin kapısından girmeye hazırlanan birisi…

O da belli ki siyasetçinin halkın gözündeki yerinden hiç memnun değil, hatta biraz da mahcup… Her halde en doğrusunu söyledi, 'siyasetin içindeyken halktan kopuyor, kopunca anlıyoruz ancak' dedi…İşte bizim sorunumuz, siyasetçinin sorunu bu işte!

İnsanlar siyasete girmeden önce büyük hayaller kuruyor, büyük projeler üretiyor, kendilerini kahraman gibi görüyorlar, geceleri bu konuda rüya bile görüyorlar.

Ta ki, siyasetin içine düşünceye kadar, ta ki o meşhur mazbataları alıncaya kadar! Hani bir sihirli değnek vardır ve değdirince ansızın değişir ya, siyasiler de işte o mazbataları alınca sanki de sihirli bir değnek değmiş gibi değişiveriyorlar ansızın…

Kısa sürede halktan kopuyorlar, siyasete girmeden önceki toplumsal kavramları birden bireysel kavramlara dönüşüveriyor. Yani, siyasetçi genç mi yoksa yaşlı mı olsun değil bizim sorunumuz ya da tartışmamız gereken.

Bizim tartışmamız gereken, siyasete girdikten sonra siyasetçinin niçin halktan koptuğu, niçin kendilerini halkın üstünde gördükleri, niçin halkın değil de kendi dertlerine düştükleri! Şu siyasetçileri ara sıra kızağa alsak belki akıllanacaklar ama biz de iş yok ki!

Talat'a bir araba bir de şoför!

Önceki gün toplanan Bakanlar Kurulu 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a bir araba ile bir şoför tahsis edilmesi kararı aldı. Bazı bakanların Talat'a ofis ve belli miktarda personel verilmesi talebine karşılık bunlar kabul edilmedi ve gerekçe olarak da ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar gösterildi.Mehmet Ali Talat'ın bir araba ve şoför tahsisini kabul etmeyeceği belirtiliyor.

Poliste emeklilik furyası!

Hükümet yetkilileri ile Maliye Bakanı Tatar'ın, ısrarla emeklilik ikramiyelerinden vergi alınmayacağı yönündeki açıklamalarına rağmen, emeklilik hakkı kazanmış bir çok çalışan çalıştıkları dairelere emeklilik müracaatı yapıyor.

Polis Genel Müdürlüğü de bu konuda nasibini alırken, yüzlerce çalışan polis memuru ve subayının emeklilik için forma doldurduğu belirtiliyor.
Zaten dar kadro ile çalışan teşkilatın sorumlularının personel eksikliğinin önümüzdeki günlerde yoğunluk kazanacağı ve bu konuda kara kara düşündükleri ifade ediliyor.

Okur Görüşleri:

"KTHY tasfiye ediliyor!.."

"Fikret Çavuşoğlu KTHY'den işten çıkarılan bir personel. Şimdi yönetim kurulu üyesi olarak atandı. Nasıl yürüyecek işler, eski günlerden gelen doğrular ve yanlışlar yönetim kurulunu nasıl etkileyecektir.

Fikret Çavuşoğlu ile KTHY arasında uzun davalık süreçler yaşanmıştı, hatta nihai kararı Anayasa Mahkemesi vermek durumunda kalmıştı. Şimdi ne olacak KTHY'yi kurtarmak için atananlar önce eski intikamlarını mı almaya çalışacak. KTHY yine siyasi hesapların arasında güme gidecek, hızla sona yaklaşılıyor kimse telaffuz etmeye cesaret etmese de artık şirketin tasfiyesi için son çalışmalar yapılmaya başlandı bile…"

"Sonra, "Bu KTHY'dan ne köy olur ne de kasaba. Kökünden özele devredilmesi en doğru karardır" deyince gücenenler oluyor. İsimleri adamakıllı bir araştırın bakalım.

Demek ki hiç ama hiç akıllanmıyorlar. Daha doğrusu zaten düzelmesi yerine "Kendi adamlarımızı sokuşturalım" mantığı hala aynen devam ediyor. Hani Türkçemizde bir laf vardır. Bu kafayla gidersen askere, zor alırsın tezkere derler ya aynen öyle…"
(KTHY Çalışanları)

Günün Fıkrası

Çikolata

Adam kumsalda yürürken ayağı bir şeye takılmış, bir de bakmış bir lamba.. "Hahahaa" demiş; "bu da içinden cin çıkan sihirli lambalardan olmasın?" Lambayı biraz ovalamış vee... birden etrafı dumanlar kaplamış, derken kocaman bir cin ortaya cıkmış :
- Benden üç şey dileyebilirsin, dile bakalım!
Adam "Harika!" demiş.. "ilk olarak 1 milyar dolarım olsun istiyorum" Cin parmaklarını şıklatmış ve kumsal baştan aşağı silme banknotlarla dolmuş... Adam gözlerine inanamamış ve ikinci dileğini söylemiş :
- Hawaii'de okyanusu gören lüks bir villa istiyorum Cin yine parmaklarını şıklatmış ve adam birden elinde lambayla kendini Hawaii'de muhteşem bir evin önünde bulmuş.
Cin sormuş:
- Evet, son dilegin nedir? Adam düşünmüş düşünmüş ve:
- Kadınlar için dayanılmaz, karşı konulmaz olmak istiyorum. Cin yine parmaklarını şıklatmış ve...
Adam bir kutu çikolataya dönüşmüş..

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları