Yerel seçim vizyonumuz berbat!

Yayın Tarihi: 04/06/10 07:17
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Ard arda gelen seçimler sadece vatandaşı değil siyasetçiyi de bezdirdi, bıktırdı…Yerel seçim sürecinin devam ettiği bu sıralar bunu hem siyasetçinin hem de vatandaşın yük mimiklerinden bile anlamak mümkün. Onca adaya rağmen yaşanan bu büyük sessizlik artık siyasetin de tıkanma noktasında olduğunun bariz göstergesi.

Sanki de aday olanlar ve onların yakınlarından başka kimse seçim sonuçlarını merak etmiyor, yapılan toplantılara da iştirak etmiyor.
Bunda siyasilere karşı duyulan kırgınlık ve yorgunluğun da payı büyük…

Bize göre bu seçimler, genel seçimlerden de, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden de hem farklı hem de önemli. Çünkü yerel seçimler kişileri bire bir ilgilendiren, günlük hayatını etkileyen, hatta sağlık koşullarını bile etkileyecek kadar önemli bir arayış ve karar süreci.

Akşam evde yatarken içinde bulunduğunuz huzurlu ortam, sabah evde dışarı çıkıp da akşam eve dönünceye kadar, tatil günlerinizi bile etkileyebilecek kadar önemli.

Hayatınızın ne kadar uzun ömürlü olabileceği özelliğine bile sahip olacak aslında ama tabi ki bunun önemi bilinebilir ve seçimlerde o kadar hassas ve sorgulayıcı olunabilirse.

Yerel seçim adaylarını izliyor, onlar için çeşitli değerlendirmelerde bulunuyoruz, çorbada tuzumuz biberimiz olsa diye. Ve gerçekten üzülüyoruz; Ne çok ciddi projeler, ne büyük düşünceler ne de hayatımıza yön verecek yeni gelişmeleri şimdiye dek göremedik.

Bölgelerde konuşulan tartışılan konuların başında şu lanet konu istihdamların ön planda olması, adayların yok sen şu kadar kişi işe aldın, şu kadarını işten attın türünden tartışmalar bile yerel seçimlere bakış vizyonunu gözler önüne serip içimizi karartıyor.

Ama başta da dedik ya, yerel seçimler diğer seçimlerden çok daha önemli ve inanların da bir o kadar daha çok araştırıp ve sorgulamalarını gerektiriyor.
Bu konuda vatandaşın da istediğimiz oranda hassas olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değil.

Yine belediye başkan adaylarının istihdam sözleri ve yine oy verecek olan seçmenin dar bir bakış açısıyla kızına oğluna belediyelerde istihdam yaratılması istemleri.

Oysa ne aday olanların ne de adaylara oy vereceklerin dertleri iş ve aş değil, hedefini daha da büyültüp günlük yaşamında devrim yaratacak eserlere öncelik vermeleri olmalıdır diye düşünüyoruz.

Okur Görüşü
"Artık yeter diyelim!.."

"Sayın Özadam,
"Kirlenen Siyaseti Temizle" kampanyanıza ara vermeyiniz. Kaçak işçi, KTHY, ülkeye gelmeyen yatırımcılar gibi sorunlarla yeterince ilgilenen zaten var. Meydan boş kalınca bakın neler olmuş.

1)Başbakan Küçük:" Kurultayda aday olmayacağım diye siyasi teminat vermedim."demiş. "Aday olmayacağım" sözünü sağır sultan bile duymuştu. Bunu da topluma yayan partisinin milletvekili Dt.Şerife Ünverdi değil miydi?

2)Cumhurbaşkanı Eroğlu:"Ban'ın açıklaması beni bağlamaz."diyor. Tam bir hafta sonra. Mahalli ligde mücadeleye alışmamız, dünya liglerinde oynamanın ne kadar zor olduğunu nasıl da ortaya çıkarıyor.

3)Mağusa bölgesinden milletvekilliğine soyunan Sayın Ata Tepe:"2003 referandum sürecindeki Kıbrıs Türk halkının iradesinin bilerek ve isteyerek "Kıbrıs Türkü Anavatan'ından vazgeçmiştir" şeklinde dünyaya yanlış bir mesaj verilmesinin cevabını Kıbrıs Türk halkının 2009 seçimlerinde ve 2010 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en iyi şekilde verilmiştir"dedi.

Sayın Tepe, dünyaya yanlış değil doğru bir mesaj verilmiştir.Verilen mesaj şudur:"Resmi Türkiye Cumhuriyeti devleti hükümeti, Annan planının kabulünden yanadır. Büyük bir eşgüdüm ve iştişare içerisinde bu karar birlikte verilmiş ve uygulaması %65 gibi dev bir oranla başarılmıştır.
Verilen cevap budur o zaman 2009 ve 2010'da başarılan nedir?

UBP'nin tek başına iktidara gelmesi ve UBP kökenli birinin cumhurbaşkanı seçilmesidir. Bilmeden kendi ayağınıza kurşun sıktınız. Madem ki kendi ifadenizle "bu seçimlerde de milli bir şuur ile benzer bir iradeyi göstereceğinden şüphem yoktur" diyorsunuz, o zaman neden boş yere aday oldunuz seçimleri UBP kazandığına göre yine onlar kazanacaktır. Size de UBP adayını tebriğe gidip onunla resim çektirtip paralı ilan panolarında yayınlatmak kalacaktır.

Bu üç çelişki ilk bakışta ve bir çırpıda göze batanlar. Söz verildiyse tutulur, söylendiyse arkasında durulur. Artık yeter diyelim ve çelişkilere tepki koyalım.

Saygılar."
(Cenk DİLER)

Günün Fıkrası

Dünya Genetik Projeler Yarışması yapılıyormuş. Tüm ülkelerden genetik profesörleri yarışmaya çalışmaları ile katılmış. İlk Fransız profesörün çalışmasının başına gelmişler. Jüri başkanı çalışmasının ne olduğunu sormuş. Fransız profesör başlamış anlatmaya:

- "Ben inek genleri ile tavuk genlerini birleştirdim. Ortaya çıkan mahlukatın eti kırmızı et kadar lezzetli, beyaz et kadar sağlıklı oldu", demiş.
Ardından diğer çalışmaları ülke ülke gezmeye başlamışlar. Sıra gelmiş Türkiye'den bizim Laz profesöre. Jüri başkanı:
- "Sizin çalışmanız nedir?", diye sormuş. Laz profesör anlatmış:
- "Ben" demiş, "karpuz genleri ile hamam böceği genlerini birleştirdim!"
Birden tüm jüri üyelerinden bir kahkaha kopmuş ve başkan Laz profesöre:
- "Bu çalışma ne işe yarar?", diye sormuş. Laz profesör:
- "Acayip işe yarıyor, karpuzu kesiyorsunuz, çekirdekleri kaçışıyor!"

MESAJ KUTUSU >

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları