Edirne ve biz...

Yayın Tarihi: 21/06/10 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Bir kaç gün ülkeden ayrılmak aslında iyi gelecek diye düşünüyorduk. Ya da bir kaç gün dışarıda kalınca içerde yaşanan sıkıntıların sihirli değnekle değişip ülkenin günlük gülistanlık olacağını düşünmüştük belki.

Her ne kadar ütopik bir görüş olsa da düşünmesi bile güzeldi. Yeni bir coğrafya, yeni insanlar tanımak bize iyi geldi ama adaya ayak bastığımz anda gördük ki hiç bir şey değişmemiş, aksine herşey daha da berbat hale gelmişti.

Yerel seçim çalışmalarının kısır çekişmeleri, KTHY'deki olumsuz gelişmelerin devamı, ekonomik sıkıntılar ve buna bir de havaların iyice ısınması eklenince insanın bunalıma düşmemesi, depresyon geçirmemesi atık mümkün değil diye düşünüyoruz.

Anadolu'ya başkentlik yapmış, sultanların uğramadan edemediği Edirne'de dolu dolu üç gün üç gece geçirdik. Her bir adımı tarih kokan şehrin sokaklarını adımlarken, bölge insanının Kıbrıs Türkü kadar sevecen, sıcak kanlı ve hoşgörü sahibi olması ilk dikkatimizi çeken şey oldu.

KKTC gibi hem turizm hem de öğrenci kenti olan Edirne'deki Trakya Ünivertisesi'ne dışarıdan gelen 30 bine yakın öğrenci kentin gelşiminde büyük rol oynamış.

Öğrenciler bölge halkı ile bütünleşmiş ve ekonomiye büyük katkı sağlarken, bölge halkının öğrencileri kendi evladı gibi görmesi de gözümüzden kaçmadı.
İşte o an içimizden derin bir ah çekip, ha keşke biz de yıllar önce bunu başarabilseydik de, öğrenciyi kaçırmasaydık diye mırıldandık. Nüfusu sadace 130 bin olan Edirne, kazancının büyük bir bölümünü öğrenciden kazanıyor ve burada öğrenci memnuniyeti doruk noktada.

Edirne turzmine en büyük katkı hiç kuşku yok ki Mimar Sinan'ın ustalık eseri olan Selimiye camisi. Her gün binlerce kişinin ziyaret ettiği tarihi camiye sadece çevreden değil, dünyanın her yerinden ziyaretçi akını var ve bölge halkı ile yetkililer de bunu çok iyi bildikleri için bu tarihi esere gözleri gibi bakıyorlar ve koruyorlar.

Ayrıca üç şerefeli cami, Ali Paşa Kapalı Çarşısı, II. Beyazıt Külliyesi ve Edirne Arkeoloji müzesi de Edirne'nin tarihsel derinliğini merak edenler için en doğru adresler.

Meriç nehri ve kolları üzerindeki Mimar sinan köprülerini de düşündüğümüzde Edirne için çok rahatlıkla bir müze kent dememiz mümkündür.

İnce ince dilinmiş Edirne tava ciğeri muhteşem bir tat. Harcı ve lezzeti ile Edirne köftesi mutlaka tadılması gereken bir yemek. Ayrıca Selimiye cami avlusunda satılan Osmanlı macunu ile ziyaretler tatlanıyor. Edirne badem ezmesi, deva-i misk şekeri, beyaz peynir en çok bilinen yöreye has lezzetler.

Kıbrıs gibi orada da et yemeklerine düykünlük var onlarca meze çeşidi ile masalarda hiç boş yer kalmıyor. Meriç nehrinden çıkan yayın balığı ise neredeyse milli yemek haline gelmiş.

Tarihi kapalı çarşılarda Edirne'ye mahsus binlerce çeşit hediyelik eşya ürünü bulmuk mümkün. Bunları görünce yine kendi kendimize KKKC çarşılarınında Kıbrıs'a özgü tek bir hediyelik eşyanın bile satılmamasının nedenini soruyoru ama yine cevap bulamıyoruz.

Biz de turizm biz de öğrenci ülkesiyiz. Ama orda herşey tıkır tıkır yolunda giderken bizde seke seke sorunlarla gitmesi aslında, niçin ve neden sorularını çok daha fazla kendimize sormamız gerektiğini gösteriyor bize.

Orada sadece yerel yönetimler ve valilik makamı bu işleri başarabilmişken, biz de koca devlet olup da bunları başaramamanın nedenlerini sorgulamamız gerekiyor.

Çünkü bizim gibi bu devletin yöneticileri de çok iyi biliyor ki, KKTC'nin şu anki sıkıntılarını aşabilmesi için bu iki sektörün çok daha gelişmesi ve bunun için de sahip çıkılması gerekiyor. Ve iddia ediyoriz ki küçüçük bir devletin sıkıntıları da asla öyle büyük boyutlu olmaz ve sıkıntıları aşmanın ilk adımı da buna yürekten inanmak, özverili çalışıp bireysel değil toplumsal değerlere öncelik vermekten geçer.

Ve bir kaç günlük yurt dışı gezisi nedeniyle yazmadığımız için bizi arayan ve merakla soran okurlarımıza da binlerce kez teşekkür ediyoruz. Hiç kimse merak etmesin, kısa bir süre ayrı kaldık ve şimdi yine beraberiz. Görüş ve önerileriniz, önemli ihbarlarınızı hep not ettik ve arşivledik, zaman buldukça da hepsini sırasıyla yayınlayacağız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları