Vatandaş öneriyor!

"Sayın Levent ÖZADAM ,
Yazılarınızı ve mesajlarınızı dikkatle okuyoruz. Size ülkedeki ekonomik krize yönelik naçizane birkaç görüşümü siyasilere duyurmanız amacıyla gönderiyorum. Köşenizde yayınlarsanız halkın duygularına yine tercüman olacaksınız.

Kıbrıs Türkü içinde bulunduğumuz sıkıntılı dönemde her zaman olduğu gibi yine fedakarlık göstermeye hazırdır ancak ekonomik tedbirler tepeden başlayarak olmalıdır. Bunlarla ilgili basit mantıkla aşağıda sıralayacağım önerileri devlet ve hükümet yetkilileri daha düzenli bir şekilde memleket yararına düzenleyebilirler. İllaki bizim söylediğimiz en doğrusu değildir ancak şu anki sistemden daha iyi olduğu da bir gerçektir.

1-Milletvekili sayısı 20'ye düşürülsün.

2-Bakanlar Kurulu Başbakan dahil 5 kişiden oluşsun.

3-Makam arabaları sadece resmi işlerde kullanılsın eve gidip gelme maksatlı asla kullanılmasın.

4-Belediye sayısı 8-9 civarına düşürülsün. Örnek olarak yan yana 5 köy Paşaköy+Vadili+İnönü+Akdoğan+Beyarmudu Belediyeleri;
Geçitkale+Serdarlı Belediyeleri ; Esentepe+Tatlısu Belediyeleri birleştirilebilir. Alayköy+Gönyeli Lefkoşa Türk Belediyesine , Yeniboğaziçi Gazimağusa Belediyesine ; Çatalköy Girne Belediyesine ; Büyükkonuk+Mehmetçik Yeniiskele Belediyesine bağlanabilir.Bunlar tabii ilçe hudutları gözönünde bulunarak daha değişik de yapılabilir ama neticede toplamda 1 belediye nüfusu olmayan KKTC'de 28 Belediye oldukça fazladır.

5-Öğretmenler de devlet memuru olduğuna göre 3 ay yaz tatili boyunca ihtiyaç duyulan dairelerde statülerine uygun pozisyonlarda çalıştırılarak ek mesai konusunda tasarruf sağlanıp devlet işlerinin hızlanmasına katkı sağlanabilir. Yıllık izinleri şubat tatili çıktıktan sonra kalan süre kullandırılarak arta kalan süre değerlendirilecek tabii.

6-Milletvekillerine ödenecek ücret ise asgari ücretin 3 katı üzerinden katıldıkları toplantı başına günlük ücret olarak ödensin.

7-KİT'ler süratle özelleştirilsin ve devlet üzerindeki kamburlardan kurtulsun.
Bunlar ilk anda aklıma gelen belki birçok kişinin hoşuna gitmeyecek ama ekonomik kurtuluşumuz için gerekli olduğuna inandığım naçizane görüşlerimdir.Sayfanıza gelecek tepkilere göre yine yazmaya devam edebilirim.

Saygılarımla"
(Atilla YILMAZ)

Sezen: Eşkıya oldular!

Büyükkonuk Belediye Başkanı Sezai Sezen, belediye çalışanı 3 kişiyi disipline verdiğinden dolayı yetkisini kullanarak izinli saydığını disiplin kurulu toplanıncaya kadar da belediyede çalışamayacaklarını söyledi.

Yasal hakkını kullanarak böyle bir karar uyguladığını söyleyen Sezen, seçim sürecinde bu üç kişinin kendisini dövmek üzere tuzak kurduklarını, bunun da eşkıyalık olduğunu belirtti ve kimsenin eşkıyalık yapmasına izin vermeyeceğini ifade etti.

Kendisinin medeni bir insan olduğunu ve kimsenin de ekmek parasıyla oynama gibi bir düşüncesi olmadığını söyleyen Sezai Sezen herkesin haddini bilmesi gerektiğini vurguladı.

Başkan Sezen'in kararıyla izne çıkarılan çalışanların isimleri şöyle: Ömer Tiraki, İbrahim Saymaz ve Aykut Baydoğan Bu arada belediyeye sokulmayan çalışanların aileleriyle birlikte belediye önünde eylem başlatacakları belirtiliyor.

DAÜ, Gazi Üniversitesi'ne verilecek!

Hükümetin zarar eden kamu kuruluşlarını yeniden yapılandırma çalışmaları çerçevesinde DAÜ'nün Ankara Gazi Üniversitesi'ne verileceği belirtiliyor.
Ankara kaynaklı haberlere göre bu konuda karar aşamasında olunduğu, 200 kadar çalışanın işine son verildikten sonra DAÜ'nün Gazi Üniversitesi bünyesinde eğitime devam edeceği söyleniyor.

Sosyal adalet

Genç bir işadamı Güney Afrika'da iş gezisindedir. Herşey umduğundan daha başarılı ve çabuk gelişmiştir.Sözleş me bile imzalanmıştır. Dönüşüne tam bir gün vardır.
Büyük Sinemalardan birinin önünden geçerken dikkatini "Ghandi" filmi çekiyor adamın. Hani şu bol Oscar'lı uzun film...
Hemen taksiden iniyor ve doğru gişenin önündeki kuyruğa... İnsanlar tuhaf tuhaf, bakıyorlar genç işadamına:
- Beyefendi, siz yabancısınız galiba?
- Evet, nereden anladınız?
- Burada beyazlar kuyruğa girmezler, onlar doğrudan gişeye giderler biletlerini oradan alırlar.
Adam biraz mahçup, tüm kuyruğu geçip gidiyor gişeye. Evet... Beyazlar için ayrı bir pencere var gerçekten.
- İyi günler efendim, bir koltuk rica ediyorum, arkadan ve ortadan lütfen...
Gişedeki kız şaşkın:
- Beyefendi, siz yabancısınız galiba?
- Evet, nereden anladınız?
- Burada beyazlar, koltukta değil, balkonda otururlar.
- Peki bir balkon lütfen.
Adamcağız, balkonda filmi seyretmeye devam eder etmesine de, Güney Afrika'da bizim sinemalar gibi uzun uzun aralar yok ki, sıkışır haliyle. Etraf karanlık, herkes filmi izliyor, dayanamaz ve ayağa kalkmaya karar verir. Tam kalkacak, yandaki sorar:
- Nereye beyefendi?
- Hiiç... Tuvalete gitmem lazım..
- Beyefendi, siz yabancısınız galiba?
- Evet, ama nereden anladınız?
- Burada beyazlar, tuvalete gitmez ki, balkondan aşağı işeyiverirler.
Adam şaşkın, tek güvendiği etraftaki karanlık. Balkonun korkuluklarına dayanır ve tam çişini ederken, aşağıdan bir zenci seslenir:
- Heeey sen yabancısın galibaaa!
Adam iyiden iyiye şaşkın, karanlıkta ve sadece çişinden tanındığı için ürkmüş...
Aşağıdaki devam eder:
- İnsan sadece birinin kafasına etmez ki, şöyle bir serpiştirir.. . Bu memlekette sosyal adalet diye bir şey var!..

MESAJ KUTUSU