Aynı terane!

Yayın Tarihi: 06/07/10 07:29
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

"Tabii ki sorunun asıl kaynağı bizim Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konuda ülkede bir boşluk yaratılmasına neden olması ve biraz da ürkeklik ve korkaklık yüzünden bu konudaki açlığın başka kesimler tarafından giderilmeye çalışılması!

Yine bazı marjinal kesimler bu boşluktan doğan eksikliği dolduranlara karşı savaş tamtamlarını devreye soktular ve olayı politize etmeye gayret gösteriyorlar! Kur'an kurslarının illegal kişiler tarafından düzenlendiğini iddia edenler, belli ki, Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı'nın legal bir kurum olduğunu bilmeseler gerek! Uyuşturucunun ortaokullara düştüğü, alkol ve gece hayatının abartıldığı bir ortamdan geçerken, asıl bu tür etik dışı ve toplum ahlakını tehlikeye sokacak eylemler ve gayri yasal durumlar söz konusuyken, bunları görmezlikten gelip, dini inançlara saldırmak ve din eğitimi alanları suçlu sandalyesine oturtmanın bu ülkeye bir faydası olmayacaktır…

Eğer bu bir suç ise, bunun sebebi de o minicik kızlar değil, ülkede din eğitimi verme ve vermeme konusunda hâlâ karar verememiş ve küçük azınlıklardan korkan, cesaretini toplayamayan ve bir boşluk yaratıp bu eğitimin başka kesimler tarafından verilmesini sağlayanlardır."

Yukarıda ki satırları tam iki sene önce yazmıştık. Hatırlatalım istedik!
Her yaz tatilinde Kıbrıs Türkünün kanayan yarası din eğitimi ya da Kuran kursları konusu bu yaz da gündeme geldi. Hiç de şaşırmadık doğrusu!
Bu konuda ülkede bir otorite yoksa, karar mekanizmazı net değilse, konu biraz da bıçak üstü konu olunca normal olarak konuşması gerekenler susuyor ve meydan konuşmaması gerekenlere kalıyor.

Her yıl aynı terane yaşanıyor ve bir takım yerlerde din eğiti altında Kuran Kursları düzenleniyor ve yine bazı sendikalar buraları basarak eğitim yaptırmıyorlar. Ve yine her yıl olduğu gibi, bu yıl da çocuklarına din eğitim vermek isteyenler Türkiye'nin yolunu tutuyorlar.

İşçinin ve emekçinin yanında olan, onların haklarının budanmasına karşı mücadele eden sendikal harekete saygı gösterir, gerekirse desteğimizi de ortaya koyarız ama din konusu tamamen hassas ve hassas olduğu kadar da özel bir konu. Yani insan haklarıyla ilişikli bir durum. Ayrıca çocukları çok düşündüğünü söyleyen sendikalara şunları da sormak lazım; Çocuklar Güzelyurt yolunda ilerlerken yolun sağında solanda biten onlarca gece klubünü görünce ve babalarına sorunca ne cevap verilsin?

Ya da ışıl ışıl gazinoların önünden geçerken, sorulan soruların cevabı olsun?
Ya da daha orta okul, lisede okuyan çoçuklar ellerini kollarını sallayarak bet salonlarından içeri girip harçlıklarını buralara yatırıyorlarsa bu sendikaların hiç mi müdahele hakkı yoktur?

Biz herşeye rağmen sendikaları suçlayamıyoruz; Suçlayamıyoruz çünkü bu konuda elel tutulur ne bir yasa var ne de tüzük! Ağzu olanın konuştuğu, canı isteyenin Kuran kursu verdiği, canı isteyenin de bu kursları bastığı bir ortam mevcut!

Artık birileri çıkıp da bu işi yasal bir çerçeveve oturtmazsa, bu terane böyle sürer gider... Sanki başka bir sorununuz yokmuş gibi!

Okur Şikayeti
"KKTC polisine bravo!.."

"66 yaşında kendini bildi bileli ticaretle uğraşan, şimdiye kadar trafik cezası bile olmayan, Mağusa'nın simgesi olan bir esnafı , hem de 1974 öncesi Larnaka'da Türk olduğu için dükkanı 2 kere soyulan bir esnafı bombacı diye basına lense ettikleri için. KKTC polisine bravo....... dükkanında 10-15 adet plastik patlangaç olduğu için tüm KKTC'ye sankide PKK'nın örgüt binasını buldular gibi haber yaptıkları için. Bravo KKTC polisine ki çocukluğumuzda marketlerden alıp patlattığımız pat-patları, füze bulduk diye TAK'a haber verdikleri için.

Bravo KKTC polisine ki ortalık mafyalarla doluyken, herkes kaçak tabancayı beline takıp gezerken, her gece bir ev açılırken, küçücük çocuklara cinsel taciz yapılırken sokaklarda mafyalar kol gezerken, çarşıda 50 senelik esnafta patlangaç buldular diye (ki adamın yasaktan haberi bile yok), sankide PKK örgüt binasını bulmuşlar gibi havaya girdikleri için bravo KKTC polisine. Bir kere maytaplar yasaksa adaya nasıl girdi, ya gümrük ödeyerek, ya kaçak, her iki türlü de polis suçlu madem yasak adaya nasıl giriyor?

Yasak olan şey adaya girdiğine göre bakalım daha neler giriyor da KKTC polisi'nin haberi yok. Bir gidin yoklanması gerekenleri yoklayın cesaretiniz varsa da görün ordaki cephanelikleri yok 66 yaşında küçük bir esnafın dükkanında 10 tane patlangaç buldunuz diye tüm basına adamı reklam edersiniz. Ama pardon unuttum ki siz KKTC polisisiniz....Bravo KKTC polisi'ne 10 tane patlangaç buldunuz ya KKTC'deki mafyayı çökerttiniz. Bravo!.."

(Hüseyin UMAY)

Öğretmen Gözüyle...

'Bir öğretmen olarak; köşenize gelen ve öğretmenlere yönelik yazılan öneriyi okuduğum zaman toplumun değer yargılarının ne kadar yok olduğunu, saygınınn ise hiç kalmadığını üzülerek gördüm. Öğretmenlik; mesleklerin anası olduğu gibi en kutsal meslektir.

Bizi yönetenlerin toplumu birbirine düşürme ve yönetme anlayışları sonucunda düşünceler bu noktada ise yok olmuşuz da haberimiz yok. Dünyanın en gelişmiş ülkelerini ele alın ilkokul öğretmenlerinin çalışma saatleri ve yıl içindeki gün sayısı KKTC'deki ile hemen hemen aynıdır. İlkokul öğretmeni olarak bunu yazılı da kanıtlayabilirim.

Bizlere verilen yanlış bilgilerle ve yanlış yönlendirmelerle öğretmenliği tatil olarak görmek .... İnanın, insanın tüylerini ürpertiyor. Yazık ki ne yazık.Her meslekte olduğu gibi hatalıları denetleyecek olan merciler mevcuttur. Ama bunu yapmayıp, emekçilerin birbirine yakışıksız saldırıları doğru değildir.Öneri sunmak demek bir emekçiyi küçük düşürmek değildir. Öneri değer verildiği kadar değerlidir...'

(Rifat BENGİHAN)

Yakın Doğu Hastanesi

9

KKTC'ye Avrupa standartlarında modern bir hastane kazandırdığı için

Çınla AKINCI

Öğrenci

10

İngiltere'de en iyi doktora öğrencisi ödülünü aldığı için

Dış Basın Birliği

9

En fazla etkinlik yapan gazeteci örgütü olduğu için

Mehmet ZAFER

Lefke Belediye Başkanı

1

Eyleme katılacak olan işçileri işten atmakla tehdit ettiği için

Fatih NURHAN

İşadamı

1

Lefke'nin çöp merkezi olmasına karşı çıkan çevre örgütlerine hakaret ettiği için

Sevimsiz bakan

Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa
makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.Nihayet :
-Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti:
-Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim. Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada.
Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı.Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti.Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
-Bakan yüzme bilmiyor!

MESAJ KUTUSU

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları