Bizi bekleyen en büyük tehlike!

Yayın Tarihi: 17/07/10 07:35
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Son günlerde sapla samanın karıştırıldığı bir atmosfer yaşıyoruz. Ülkede hepimizin ortak sorunları mevcutken, birilerini çıkıp da olayları Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımına getirmesi, yapılan yorumların sertliğine bakılırsa artık tehlike çanlarının da çaldığının bir göstergesi.

Yıllardır Rum bunun için uğraştı, bizim kendi içimizdekileri kullandı sonuçta başaramadı ama biz kendi ellerimizle neredeyse bunu başarmak üzereyiz. Aynı KTHY olayında yaşandığı gibi; Nasıl KTHY bizim için yıllardan beridir dışarıya açılan tek kapımız olmuşsa ve biz bu tek kapıyı kendi ellerimizle kapatıp iflas ettirmişsek, Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımı ve kavgası da ufukta görülmeye başlanmıştır.

KKTC hükümetinin şu sıralar biraz da can havliyle gerçekleştirmeye çalıştığı reform niteliğinde kararlar doğru olmakla beraber büyük bir zamanlama hatası yüzünden Türkiye ile KKTC arasındaki yıllardır süren iyi ilişkilere de gölge düşürmüştür.

Alınmaya çalışan bütün bu önlemler bir kaç ay içine sıkıştırılmayıp da, son 20 yıllık süreye dengeli bir şekilde yayılsaydı, şimdi bu ülkede kavga ve kaos değil, refah ve mutluluk hakim olurdu. Ama biz hep siyasi rantlar peşinde koştuğumuzdan, sorunları sümen altı edip siyasi ihtiraslara kurban oldukça, gözümüzü sadece iktidar olmak ve onun getirilerini eşe dosta peşkeş çektiğimizden şu anda fena halde duvara toslamış bir enkaz görüntüsü haline geldik.

Oysa hep inanmışızdır ki, bir avuç ülkenin de sorunları o avuç içi kadar olacağından sorunların da çözümünün o denli kolay olması gerektiğidir.

Türkiye gazetelerinin bazı köşeleri kendilerine verilen görev gereği bazı yazılanlar ve rakamlar gerçek olsa da iki ülke arasındaki halkın birbirinden soğuması hatta nefret etmesi misyonunu da sündürmektedirler.

Her yazılan ve yorumlananlardan sonra Türkiye halkı, Kıbrıs Türkünü işe yaramaz, kör yiyici ve tembel olarak görürken, Kıbrıs Türkü de kengi gardını alıp Anavatan'ın artık KKTC'yi gözden çıkardığını, hatta ağır bir cezaya çarptırdığına inanmaya başlamıştır.

İki ülke halkı arasındaki mesafenin bu nedenle açılması, araya soğukluk girmesi, bizim değil ama mutlaka ki başkalarının işine yarar. Bizim hiç birimizin böyle bir lüksü yoktur, olamaz da!

Türkiye hükümeti belki alınması istenen kararların çoğunda haklıdır ama, böylesi bir tavır ve küçük düşürme hakkı da yoktur. Şu anda yaşdığımız da yıllardır şımarık bir çocuk olarak yetiştirilen KKTC'nin, ansızın burnunun sürtülmek istenmesinden başka bir şey değildir.

Ve bu ceza, ne acıdır ki bırakın burnumuzun sürtülmesini, iki halk arasında duyulan maneviyatın çöküşü acısından acı vericidir. Gelmiş geçmiş hükümetlerin yaptığı hataların bedelini Kıbrıs Türküne ödetmek de çok adilane bir yol değildir.

Eylül'de kabine değişikliği var!

Kasım ayında genel kurultaya hazırlanan UBP'de kurultaydan önce Eylül ayında kabine değişikliğine gidileceği söyleniyor. UBP'ye yakın kaynaklardan aldığımız haberlere göre bazı bakanların da dost sohbetlerinde kabine değişikliği olacağını onayladıkları ve kurultay öncesinde en az dört bakanın yerini başka isimlere bırakacağı ifade ediliyor.

13'üncü maaşlar için bir iddia!

Maliye Bakanı Ersin Tatar'ın ısrarla 13'ncü maaşlar kaldırılmayacak yönündeki açıklamalarına karşın, yine bakanlıktaki bazı yetkililerinin önümüzdeki yıldan sonra 13'ncü maaşların kaldırılıcağı yönünde çeşitli konuşmalar yaptığı belirtiliyor.

Buna göre bu yıl sonu da 13'ncü maaşların ödeneceğini ancak bundan sonra maaş sayısının 12 olacağı ve 13'ncü maaşında 12 aya bölünüp vergisi alındıktan sonra çalışan ve emeklilere ödeneceğiifade ediliyor.

YÖDAK

6

Geç de olsa okullarda müfredat değişikliği çalışması başlattığı için

Türkay TOKEL

Çalışma Bakanı

2

KTHY uçaklarının iade edildiğini açıklayarak kamuoyunu yanılttığı için

Sümer AYGIN

Girne Belediye Başkanı

2

Turistik tesislerde haksız rekabete göz yumduğu için

Ahmet KAŞİF

Sağlık Bakanı

1

7 yıllık bir çalışanı siyasi nedenlerlerden dolayı işten durdurduğu için

KTOEÖS

1

LYS sınvlarında KKTC'li öğrencilerin başarısızlığında büyük pay sahibi olduğu için

Devlet memuru

Köyün birinde bir boğa varmış, köyde ne kadar dişi mahlukat varsa hepsi asılıyormuş.
Tüm köylü illallah etmişler. Sonunda yakındaki devlet üretme çiftliğine götürmeye karar vermişler. Götürmüşler durumu anlatmışlar müdür pek memnun olmuş ve boğayı almış aradan bir zaman geçmiş ve köylüler boğayı görmeye gitmişler. Müdürle karşılaşınca müdür bunları bir haşlamış, köylüler şaşırmışlar. O azgın boğada tık yok. Nerede olduğunu sormuşlar, yerini öğrenip yanına gitmişler.
Boğa bir ağacın altında yatmış ağzında sigara, keyif yapıyor.
- Ne ulan bu köyde burnumuzdan getirdin burada tık yok demişler.
Boğa cevap vermiş;
- Konuşmayın lan ben devlet memuru oldum.

MESAJ KUTUSU

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları