Etle tırnağa nazar mı değdi?

Bugün elbette ki tarihi bir gün. Kıbrıs Türkü'nün Anadolu Türkü ile bütünleştiği, kaynaştığı, kucaklaştığı ve birlikte göz yaşı döktüğü tarihi bir gün.

Geçmişte olanları ancak yaşayanlar bilir, savaşın acımasızlığnı, dökülen kanı, kaybedilen bireylerin acısını. Kurtuluşun, özgürlüğün, egemenliğin tadını. Ama yine de bu yazı öyle klasik bayramlık bir yazı olmayacak. Bence artık olmamalı da...

Bu yazı biraz muhasebe yazısı olmalı, doğrusu da o! Şimdiye kadar çok vatan millet yazıları yazıldı çizildi. Etle tırnak belki de en çok yazılanı oldu.
Ama sanki de artık etle tırnağa nazar değdi, ya da değdirildi. Tabi devletin tepesindekiler göre hiç bir zaman öyle değildir, etle tırnak gibi olduğumuz nutukları atılır, Anavatan-yavruvatan kardeşliği pekiştirilir.

Yine öyleyiz, ama bu sefer sanki farklı, bir değişim söz konusu, bir arıza var bir yerlerde. Bunu ya birileri bilakis yapıyor ya da biz bazı değerlerimizi artık kaybediyoruz ve bir kör düğüşün içinde boğulmak üzereyiz. Ben iki devletin yöneticilerinin nutuklarına değil, o iki devletin halkının ne düşündüğüne bakarım. Ve geçmişten günümüze bir muhasebe yaparım. Ve büyük değişimi de yakalamam hiç de zor olmaz!

Yaşanan son gelişmeler, Türkiye medyasında yazılan bilinçi yazılar şimdi Türkiye halkının Kıbrıs Türküne çok daha değişik açıdan bakmasına neden olmaya başladı. Artık eskisi gibi ne Türkiye devletinin yetkilileri, ne de Anadolu halkının bir çok bireyi bizim için işi düşünmüyor. Hele bir de 'sünepe Kıbrıslılar" demeye başladılar şimdi.

Ha keşke, kuruş vermeseler, tek bir yatırım yapmasalar, bizi açlıktan sefalete bağlasalardı da şu 'sünepe' kelimesini kullanmasalar. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, inanırsınız ya da inanmazsınız ama adımız hızlı bir şekilde Türkiye'de 'sünepe' şeklinde anılmaya başladı ve bu söylemler ne kadar haksız olsa da utançların en beteri bizim için.

Aynı durum Kıbrıs Türkünün, Anavatınına bakış açısını da hızla değiştirmeye başladı. Artan ekonomik sorunlar, zorlaşan yaşam koşulları ve suçlanan Türkiye! Bundan 20 yıl önce bu günleri yaşar mıyız diye düşünsek aklımızın ucundan bile geçmez, etle tırmak olduğumuzu haykırırdık. Etle tırnak eski etle tırnak mı bilinmez. Ama bir sancı var arasında...

Nazar mı değdi bilinmez. Bir şeyler sızıyor arasında kırmızı renkte. Sizin tırnağınız hiç çıktı mı, hiç bu sızıyı yaşadınız mı? Benim şimdi canım çok yanıyor çokkk!

Okur Görüşü

'Erken seçim kararı alınmalı'

'Sn. Özadam,
Ülkenin durumu hakkındaki tesbitlerinize katılıyorum. Buna herkes katılıyor.
ve yangın yerine dönen ülkenin nasıl toparlanması gerektiği konusunda her kafadan bir ses çıkıyor. Teşhis doğru konmazsa ve tedavi doğru yapılmazsa hiç beğenmediğimiz bu günleri de arar duruma geleceğiz.

Hükümet ve çalışanlar kılıçları çekti. İki kesim de kararlı görünüyor. Hatta bazı politikacılar "Sözün bittiği an" diye yorumluyor mevcut durumu. Halbuki söylenecek çok şeyler var daha. Söz bitmemiştir. Bu ülkenin esenliğini düşünen her birey olaylara sakin bir gözle bakarsa çıkış yollarının olduğunu görebiliriz.

UBP, halkı kandırarak iktidara geldi mi gelmedi mi? UBP, halka verdiği yazılı taahhütlerin tam tersini yaptı mı yapmadı mı? UBP, CTP'ye karşı yürüttüğü haksız karalama kampanyasıyla iktidara geldi mi gelmedi mi? UBP, iktidara geldiği 1.5 yılı aşkın bir sürede icraatlarını 3 seçime yönelik yaptı mı yapmadı mı? Cevabınız evetse:

- Derhal erken seçim kararı alınmalı. Çünkü UBP hakettiği milletvekili sayısının çok üstünde milletvekili almıştır.
- UBP, CTP'ye karşı yürüttüğü karalama kampanyasından dolayı açıkça özür dilemeli.
- Yapılacak seçimin ardından yeni bir sayfa açılarak CTP-UBP koalisyonu kurulmalı ve ülkenin ihtiyacı olan iç barışa yönelik olarak halk rahatlatılmalı.

Bu ne kadar mümkün bilemiyoruz. Ama bu ülkede denenmeyen tek alternatif olarak karşımızdadır. Cevabınız hayır ise:

"Sözün bittiği an"da yaşamaya kendimizi hazırlamalıyız. Saygılarımla..."
(Güzelyurt'tan bir vatandaş)

Binlerce çerçeve çöplüğe gidiyor!

Dr. Derviş Eroğlu'nun Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra devlet dairelerindeki odaların duvarlarındaki Talat resimleri de aşağıya indirilip, Eroğlu resimleri asılmaya başlandı. Duyarlı bir devlet memuru bu konuda arayarak tepkisini ortaya koydu.

Dairelere dağıtılan binlerce çerçeveli Eroğlu resminin niçin eski çerçevelere konulmadığını ve bu konuda israf yapıldığını söyleyen duyarlı okurumuz, hem ekonomik sıkıntılarla boğuşup ekonomik önlemlerle vatandaş sıkıntı içine sokulurken, yapılanın savurganlık olduğunu hükümetin söylemleriyle eylemlerinin örtüşmediğini ifade etti.

Kahkaha…

Yeni evlenen bir çift ilk gecelerini geçirmek için bir otele gitmişler. Adam kadına:
—Sen hazırlan ben geliyorum" demiş. Adam banyoya girmiş ve kahkaha atmaya başlamış. Kadın şaşırmış:
—Bu daha ilk gece, şimdi sormayayım daha sonra sorarım" demiş.
Aradan yıllar geçmiş, çift, evlilik yıl dönümlerini kutlamak için ilk gecelerini geçirdikleri otele gitmeye karar vermişler.
Adam yine banyoya girmiş. Kahkaha atmaya başlamış. Kadın "bu sefer soracağım" demiş.
—Sen ilk gecemizde de böyle gülmüştün, ne oluyor içerde?" demiş. Adam cevaplamış;
—Yirmi sene önce kravatıma işemiştim şimdi paçama işedim"

MESAJ KUTUSU