"Kendi elimizle kendi kurumlarımızı batırıyoruz"

Bakanlar arasında bize göre en başarılılar arasında Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun da listenin üst sıralarındadır. Kamuoyunda özellikle de iş çevrelerinde gençliği, enerjisi ve düz çizgisiyle bilinen bakan Atun aynı zamanda dobra ve içten konuşmalarıyla kendini göstermektedir.

Önümüzdeki dönemde siyasi fırtınalar bizi nerelere götürür, bakan Atun'un akabeti ne olur bilemeyiz ama, umarız siyasi hesaplaşmaların kurbanı olmaz ve ülke de onun birikim ve düz duruşundan dolayı ekonomi alanında önemli bir mesafe kaydeder.

Geçtiğimiz gün bir ihbar aldık; Hani şu hep şikayet edilir ve asker elektrik parası ödemiyor diye bazı çevreler serzenişte bulunur. Geçtiğimiz hafta asker elektrik kurumuna olan 16 trilyonluk borcunu ödeyerek bu konuda söylentilerin de önünü kesmiş.

Bu büyük rakam ödenmiş ama bu kez de bazı bakanlıklar arasında bazı rahatsızlıklar baş göstermiş. Ödenen bu yüklü para KIB-TEK hesabına değil de, vergi faizi borcundan dolayı maliyenin kasasına yatmış. Bakan Atun'a telefon ederek olayı teyit etmesini istedik, o da doğruladı.

Hatta bu konudaki öfkesini de hiç parmağının arkasına saklanmadan dıyarı vurdu. Yukarıdaki başlığı da onun ağzından çıkan kelimelerle belirledik;
"Kendi elimizle kendi kurumlarımızı batırıyoruz" Bakan aynen bunları söyledi!
Bizce çok önemli bir ifşaat, hem de cesurca söylenmiş bir gerçek.

Ayrıca KIB-TEK'in 2007, 2008 ve 2009 bilançolarının da hala çıkmadığını öğrendik. Bu da başka maskaralık ve laçkalık tabi ki...

Bütün bu bilançolar ortaya çıkacak ve iki bakanlık arasında mahsuplaşılacılakmış... Ölme eşeğim ölme... Malumunuz yeniden yapılandırma kapsamında KIB-TEK de bulunuyor. Hoş bir bakan özelleşmeyecek, bir başka bakan yeniden yapılanacak diyor ama, ortada bir kargaşa, ortada bakanlar arasında bir uyumsuzluk olduğu ortada. Ama asıl konu zarar ettiği söylenen bir kurumun alacağına el konularak bu kurumu daha da zora sokmak.

Bakan Atun'un açıklamalarından artık herkes kendine düşen mesajı alsın.
KTHY örneği zaten ortada duruyor. Bu devlet maaş ödemek için, belediyeye para çıkarmak için milyonlarca sterline kefil oldu ama, KTHY'nin kurtulması için kılını bile kıpırdatmadı.

Buna kendi elimizle kendi kurumlarımızı batırıyoruz diyen bakan haksız mı Allah aşkına?

Ecevit yine unutuldu!

1974 yılında gerçekleştirilen Mutlu barış Harekatı'nın mimarlarından dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in adının dünkü 20 Temmuz etkinliklerde hiç bir yetkili tarafından anılmaması vatandaşın tepkisine neden oldu.

Çok sayıda okuyucumuz bu duyarsızlığı protesto ederken, Londra'dan bir vatandaşımız tepkisini şöyle dile getirdi; "Sayın Özadam bugun (dün) yapılan törende konuşmaları dinledim, yapilan röportajlar vardı onlari gorduyseniz eger, kimseside buyuk insan degerli buyugumuz rahmetli bulent ecevit, ten söz etmediler, ağızlarına bile almadılar, halbuki Bulent Ecevit'in o zamanlar Türkiye'nin başında olması biz Kıbrıslılar için bulunmaz bir şanstı, çünkü 20 Temmuz Barış Harekatı'nı başka birisinin yapabilecek cesarette olabileceğine inanmıyorum.

Değerli insan rahmetli Bülent Ecevit'i rahmetle anıyorum. Her zaman kalbimizdedir. (İbrahim – LONDRA)

Rum bankaları Kıbrıslı Türk kaynıyor

KKTC hükümetinin banka mevduat faizlerine getirdiği yüzde 10'luk stopaj vergisinden sonra bankalarda birikimi olan Kıbrıslı Türkler KKTC dışındaki bankalara yöneldiler.

Rum bankalarına bu konuda büyük bir rağbet olduğunu söyleyen gözlemciler, hükümet yetkililerini Rum bankalarında gözlem yapmaya ve banka kuyruklarındaki Kıbrıslı Türkleri görmeye davet ettiler.

Bu arada Kıbrıslı Türklerin birinci sırada Türkiye bankalarını, sonra Rum bankalarını daha sonra da Malta bankalarını tercih ettikleri ifade ediliyor.

Jokey

Üç arkadaş, üçü de birbirinin canı. Tek sorun yaşlarının artık fazlaca kemale erip, eşlerinin pek de genç olması. Günlerden bir gün biri diğerlerine:
- "Beyler benim keyfim çok kaçık. Karım beni aldatıyor galiba. Üstelik de bir marangozla."
- "Olmaz öyle şey, sen içini ferah tut, bizimkiler aldatmaz... Ama nerden anladın?"
- "Karyolanın altında hep tahta talaşları görüyorum."
derken ikincisi de karısından kuşkulanmaya başlar. Onun takıntısı da bir boyacı. Kuşkularının ana sebebi de karyolanın çevresindeki farklı renklerdeki çizikler ve üstüne üstlük bulunan iki adet fırça kılı.
Aradan zaman geçer ve nihayet üçüncüsü utana sıkıla derdini döker ortaya.
- "Arkadaşlar benim derdim hepinizden büyük, üstelik tam bir felaket. Karım beni aylardır bir at ile aldatıyor."
Diğerleri:
- "Saçmalama lan olmaz öyle şey!"
- "Nasıl olmaz? Ne zaman karyolanın altına baksam hep aynı jokeyi görüyorum."

MESAJ KUTUSU