Çözüm mü, tanınma mı?

Yayın Tarihi: 22/07/10 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

20 Temmuz etkinlikleri nedeniyle yapılan açıklamalar kafalarda da çeşitli soruların oluşmasına neden oldu. Özellikle de TC yetkililerinin açıklamaları...
Sanki de Türkiye'nin tepesinde bulunanlar Kıbrıs konusunda değişik görüşlere sahipler ve bunu da kelime aralarından çıkarmak hiç zor olmuyor.

Örneğin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 20 Temmuz nedeniyle yayınladığı mesajda barışa olan bağlılıklarının sıkı bir şekilde devam ettiğinin altını çizdi.
Bununla da kalmayıp Kıbrıs'ta olası bir çözüm ortamının olduğuna vurgu yaptı.

Eğer bu doğruysa bizim bilmediğimiz bir şeyler oluyor perde arkasında. Son günlerde Kıbrıs konusunda konuşulan konuların başında Aralık ayında referandum yapılacağı geliyor.

Bizim Saray çevrelerinden de bunu destekleyecek herhangi bir bilgi yok. Yine, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in de 20 Temmuz törenlerinde yaptığı çok ciddi bir açıklama var. Yıl sonuna kadar çözüm olursa ne ala, olmazsa herkes kendi yoluna...

Yani Gül'ün dedeği gibi öyle çözüme ve barışa bağlılık filan yok. Çiçek, hiç saklamadan Kıbrıs Türkü kendi yoluna gidecek diyor. Bu da demektir ki Türkiye Aralık ayında da bir şey olmazsa kapı kapı gezip başta İslam ülkeleri olmak üzere dünya çapında bir tanıtma kampanyasına başlayacak.

Hatta bu konuda şu anda alınan ağır ekonomik önlemlerin olası bir referandum için olduğunu söyleyenlerin sayısı da her geçen gün artıyor.
Sokaktaki insanların artık bir çoğu alınan bu önlemlerin Kıbrıs Türküne referandumda 'evet' dedirmek için olduğuna inancını dile getiriyor.

Buna göre, Kıbrıs Türkü bu dönemde mümkün olduğu kadar ağır şartlar altında bırakılacak ve sonuçta bir bezginlik ve öfke sonucunda Aralık ayında yapılacak olan referandumda büyük bir çoğunlukla 'evet' diyerek senaryonun en önemli bölümü başarı ile bitmiş olacak.

Burada referandumda nasıl bir sonuç çıkacağının hiç bir önemin de olmadığı ifade ediliyor, ki Rumlar'dan bir kez daha 'hayır' çıkması ihtimalinin yüksek olduğu tahmin ediliyor.

Yani burada önemli olan Rumlardan değil, Kıbrıslı Türkler'den çıkacak olan olan sonuç. Rumlar da 'evet' derse ne ala... Ama onlar 'hayır' derse bu kez, Türkiye'nin aldığı bazı güvenceleri nedeniyle KKTC'nin tanıtılmasının startı da verilmiş olacak.

Bu tür iddialar artık kamuoyunda ayyuka çıktığı için insanımızın da kafası karmakarışık düşüncelerle dolu. Bir yanda yaşanmaya başlayan ağır ekonomik şartlar, diğer yanda hükümetin bu konudaki kararlılığı, ve diğer yandan da TC yetkililerinin çelişen açıklamaları ile Aralık'ta artık bu işin o veya bu şekilde bititği yöndeki iddialar.

Hem de ciddi ve çok güvenilir kaynakların artık dillendirmeye başladığı ifadeler. Ama artık Kıbrıs konusunda uzatmaların oynandığını ve yakında şok gelişmeler yaşanacağı da gerçek...

Okur görüşleri
"Suçu başkalarında aramak!.."

"Bir bakan kendi hükümetinin yaptığı bir icraatı eleştirmek hakkına elbette sahiptir ancak kendini bu uygulamanın dışında tutmak lüksüne sahip değildir diye düşünürüm. Hükümet gerçekten gelir artırıcı hiçbir tedbir almadan sadece bazı sektörleri ve çalışanları zora sokacak vergi artırmalarından medet umarken, halkını esenlendirmek yerine vergi yükünü artırmayı reform sayarken, bu tarz uygulamaların yadırganması garip değil mi? Hükümetin başka kaynağı mı var ki? Bir yerden gelen para da demek ki böyle değerlendirilmiş!

KTHY'nin batışında sorumluluğu üstünden atmaya çalışıp yöneticileri -yöneticileri atayanlar kim acaba-suçlayanlar bir şekilde son uygulamalarından da kurtulacaktır. Bence sayın Bakanın açıklaması da bu yönde yapılmıştır...
(Yasemin ŞEREF)

"Elektrik kurumunda yıllardır parasını ödemeden kullandıkları elektrik paralarını ödeselerdi acaba bu kurum batma noktasına gelirmiydi? Özellikle devlet kurumları,bu alışkanlıklarını, özelleştirdikleri bir kuruma karşı da yapabilecekler mi?

Kendi elleriyle birilerini zengin etmeyi bıraksınlar kurumu verimli çalışacak bir yapıya kavuştursunlar. Personel azaltmak gerekiyorsa başka kurumlara aktararak şimdi yapsınlar, yoksa devredecekleri o şirket zaten hepsini kapının önüne koyacak ve siz bakacaksınız..."

"Sayın Özadam, biz gençler olarak Başbakan İrsen Küçük'ün kameralar karşısında Erdoğan'a tepki koymasını beklemiyorduk! Kaçırdığınız nokta KKTC ve TC arasında bulunan hiç te eşit olmayan ilişki dengesinin gün geçtikçe Kıbrıslı Türklerin daha da aleyhine doğru ilerlemesine ve de bunun altında ezilme ve güçsüzleşme duygusunu tahassürü olan bir feryattır!.."

"Angara, bu kafayla bu balansı tutturamaz, çünkü hesabı yazarken rakamları yanlış yazıyorlar ve bunu da isteyerek yapıyorlar. Balansın tam tuutturulması için önce bir doğru durüst NÜFUS sayımı kaçı yerli, kaçı yerleşik TAM olarak ortaya çıkarılmalı, nüfusun kaçı işliyor kaçı işsiz, ortaya çıktıktan sonra lüzumsuzlar gemiye konup geri gitmeli, o zaman balans belki biraz tutar..."

Şakir FAKILI

TC Lefkoşa Büyükelçisi

10

KKTC halkına özverili çalışmalarıyla yaptığı olumlu katkılardan dolayı

Murat ERSOY

İşadamı

9

KKTC'ye 140 milyon dolarlık yatırım yapma kararlarından dolayı

Veteriner Dairesi

6

Şaibelerin önünü kesmek için donmuş et ithaline bir süre ara verme kararı aldığı için

Sendikalar Platformu

1

20 Temmuz törenleri için adaya gelen TC yetkililerine karşı takındıkları olumsuz davranışlardan dolayı

Dr. Filiz AKÇAOĞLU

Doktor

1

Hastasına uyguladığı yanlış tedavi sonrasındaki ilgisizliği için

Dalkavuk

Padişahın canı patlıcan çekmiş…
Yapmışlar, afiyetle yemiş ve demiş ki:
- "Şu patlıcan ne güzel sebzedir."
Dalkavuk onaylamış:
- "Ağzınızın tadını biliyorsunuz… Öyle lezizdir ki, 40 çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur… İnsan yemeğe doyamaz, parmaklarını yer."
Ertesi gün. Padişah tersinden kalkmış…
Bir gün önce çok beğendi diye, yine patlıcan yapmışlar, sofrasına getirmişler. Kükremiş bu sefer…
- "Ne bu yahu, her gün patlıcan patlıcan, bari bir şeye benzese!"
Dalkavuk atılmış hemen…
- "Haklısınız valla! Ne yemeği yemek, ne tadı tat, zaten kara kuru bir şey."
Padişah kızmış:
- "Sen değil miydin, daha dün, patlıcanı yere göğe sığdıramayan? Alay mı ediyorsun benle?"
Dalkavuk eğmiş boynunu…
- "Aman padişahım, yanlış anlaşılmasın" demiş, "Ben sizin dalkavuğunuzum, patlıcanınız değil."

MESAJ KUTUSU

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları