Esnaf artık sadece tavla oynuyor!

Yayın Tarihi: 29/07/10 07:18
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Gün içinde sohbetten en çok zevk duyduğum kesim esnaf kesimidir. Zaman buldukça başta tanıdığım kişiler olmak üzere, hiç tanıdadıklarımla da alış veriş anında sohbet eder, hem işlerinin nasıl gittiğini sorar, hem de ülkede yaşanan olaylara bakış açılarını öğrenmek için nabız tutmaya çalışırım.

Çünkü hep inanmışımdır ki ülkenin ekonomik durumunun gerçek göstergesi onlardır ve onların işleri iyiyse ülke ekonomisi de iyi, ama kötüyse yine ülke ekonomisi de doğru orantılı olarak kötüdür. Örneğin evimin hemen karşısında ki sandviç büfesi en çok uğradığım mekandır.

Ülke gençliğinin çoğunun gözü devlet kapısındayken, bazı gençlerin ise özel sektöre girip kendi işini kurması, iyi kötü rızkını kazanmasını hep kutsal bir görev olarak görmüşümdür.

Çünkü inancım odur ki terlenerek kazanılan paaranın tadı bambaşka bir tatlıdır ve insanıın anasının sütü kadar da helaldir. Ama son aylarda gözlemim odur ki, artık insanların bir çoğu ki bunların da çoğunluğu orta kesim insanıdır, sabah kahvaltılarını bile dışarıda yemekten korkar hale gelmişler, aile bütçelerinde yeni düzenleme yapmak zorunda kalmışlardır.

Benim sandviçcim de bundan nasibini almış ve daha iki ay önceye kadar günde bilmem kaç yüz tane sandviç satarken, bu şimdi iki haneli sayılara düşmüş ve, bırakın kar etmeyi kirayı bile ödeyemeyecek duruma gelmiştir.

Hemen onun yanında yine bir gencimizin açmış olduğu elektronik dükkanı vardır. Bundan bir kaç sene önce açtığı dükkanında nefes bile alamazken şimdi onu genelde kapı önünde komşularıyla oturken görmek işlerinin kesatlığının bir göstergesidir.

Ayın 20'sine kadar olan bölümde toplam sadece bin TL'lik satış yaptığını söylediğine göre, ki bunun ancak en fazla yüzde 20'si onun için kardır,o da bu ay sonunda büyük ihtimalle kirasını öoeyemeyecek, ya da ödemek için birilerinden borçlanacaktır.

Hemen köşeyi dönünce, yine genç bir kardeşimizin butiğine uğrarım. Her zaman da sorarım 'işler nasıl' diye. Onun da işlerinin iyi olmadığını hemen asık suratından anlarım. Yaptığı yüzde 50'lere varan indirime rağmen, satışların her geçen düştüğünü, hatta bazen tek bir kuruşluk satış bile yapmadan dükkanını kapatmaktan şikayet eder genelde.

Hemen yanında daha bir kaç ay önce açılan ev yemekleri satan bir ablamız var. İlk günlerde orada oturacak yer bulamazken, şimdi sadece bir kaç masanın olduğunu görürüm. Bir kaç metre ötede, mahallenin en eski esnafı olan oto elektrikçisi ağabeyimiz, geçmiş yıllarda iş yoğunluğundan araçların içinden çıkmazken, üstü başı yağdan kirden görülmezken, daha dün ellerini uzattığı banı, ne kadar temiz olduğunu gösterdi.

Ve diğer köşede mahallenin berberi vardır. Dükkanındaki üç koltuk daha önceleri hiç boş kalmazken, onu da son günlerde hep dışarıda bölge esnafı ile sohbette görürüm.

Ve bizim mahellenin esnaf kesimi, günün büyük bir bölümünde gölge olan dükkan önünde toplanır ve tavla partileri düzenler. Şu anda da yaptıkları sadece tavla oynamak. Peki nereye kadar?

Kıbrıs Postası anketi:
"Hangi yerel kanalları izliyorsunuz?"

Kıbrıs Postası haber sitesi okuyucularına hangi yerel televizyon kanallarını izlediğini sordu. Dün öğlen saatlerinde ankete 2300 civarında okuyucu katıldı. İşte sonuçlar;
% 20 Kıbrıs Genç TV
%19 Kıbrıs TV
%18 Kanal SİM
%12 Kanal T
% 8 BRT 1
% 5 AS TV
% 4 ART
% 3 BRT 2

Niyazi Volkan gerçek bir basın emekçisiydi...

Niyazi Volkan ile tanıştığımız zaman biz 20'li yaşlardaydık. Sabah ezanından önce Halkın Sesi matbaasına gelir önce mis gibi mürekkep kokan gazeteyi bir çırpıda baştan sona kadar okur ve bilgi sahibi olur, sonra da jet hızıyla harmanlar ve paketler, sabahın ilk ışıklarında ise kendi özel abonelerine gazete dağıtımı yapardı.

Son yıllarda hasta olduğunu biliyor ama yine yıllardır kendisini görmüyorduk.
Tabi ki dünkü gazete sayfasında ölüm ilanını görünceye kadar. Ölümü bizi hem derinden üzdü, hem de eski anılarımızı canlandırdı. Onun nasihatleri daha dün gibi gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçti. Gerçek bir basın emekçisiydi. Niyazi ustaya Allah'tan rahmet, yaslı ailesine başsağlığı ve sabırlar dileriz.

Okur Görüşü
'Üç çeşit insan var!..'

Bence de bu ülkede üç çeşit insan var. Orijinal Kıbrıslı olup her geçen gün azalan, göç ettirilen,horlanan,onuru kırılan, hatta tehdit edilmeye başlayan ev sahibi yerli halk.

Kıbrısa gelip yerleşmiş, Rumun mallarına konarak en güzel arazilere ,deniz kıyılarına sahip olup, rüyasında dahi göremeyeceği bir servete kavuşmuş ve kendini en yüksek mertebede hissederek bu ülkenin sahibi edasındaki, yarı Kıbrıslı olduğunu iddia eden Türkiyeliler.

Dağlardan,mağaralardan,ovalardan ,bayırlardan çıkıp ne iş olursa yapmaya gelen meteliksiz ve suç işleme potansiyeli en yüksek kişilerden oluşan ve kızdığı zaman sizi biz kurtardık diyen Türkiyeliler.
(Mehvibe BORAN)

Ahmet KAŞİF

Sağlık Bakanı

3

Sigara yasağına rağmen kamu iş yerlerinde sigara içiminin önüne geçemediği için

Derviş EROĞLU

Cumhurbaşkanı

2

Başbakanlık müsteşarlığı atamasını imzalamayıp masasında beklettiği için

AK-ET

1

Veteriner Dairesi'ndeki et yolsuzluğu olayına karıştığı için

Sadık ULUPINAR

DEMD Müdürü

1

Kamu araç ve elamanlarını özel işlerinde kullandığı için

Arif SUNİSİ

Veteriner

1

Veteriner Dairesi'ndeki görevini özel şirketlerin yararına suistimal ettiği için

Kaptan pilot

Kalkıştan 15 dakika sonra 50 kişilik Fokker 50 tipi uçağın hoparlörlerinden kaptan pilotun sesi duyulur:
-"Uçağımıza hoş geldiniz. Şu anda Atlantik Okyanusu'nun üzerinde 15 bin feet yükseklikte bulunmaktayız. Sağ tarafınıza bakarsanız uçağımızın bir motorunun yanmakta olduğunu göreceksiniz. Sol tarafa bakarsanız uçağımızın kanadının kopmuş olduğunu göreceksiniz. Aşağıya bakarsanız bir sarı bot içinde üç kişinin size el salladığını göreceksiniz.
Bu kişiler ben kaptan pilotunuz, yardımcı pilotum ve uçağın hostesidir.
Dinlemekte olduğunuz ses de bir bant kaydıdır, Allah kolaylıklar versin!..."

MESAJ KUTUSU

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları