Bunlar iyi günlerimiz

Yayın Tarihi: 27/12/10 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz hafta, Rum Apoel ve Türkiye'nin Pınar Karşıyaka basketbol takımları arasında oynanan maçta meydana gelen ve sadece adada değil, Türkiye ve başka merkezlerde de tartışılan olaylar halen gündemde.

Benim görüşümse halen ayni, bu olay, elbette Rum toplumunun geneline mal edilemez, edilmemeli.

Ama Rum toplumu da uç milliyetçilikten kurtulmanın yolunu bulmalı.

Bu yöndeki düşünceleri kendi içinde dışlamalı.

Bu olayla ilgili yazdığım "Rum Polisin Sözleri" başlıklı yazımda, daha çok Kıbrıslı Türklere uygulanan spor ambargosuna ve konunun halli için üzerine düşeni yapmayanlara dikkat çekmek istemiştim.

En başta Türkiye'nin tutumunu eleştirmiştim.

Zaten bu gidişle artık başımıza gelen her olayda Türkiye'yi eleştirip, çare arayacağımız tek adres olarak, Türkiye'yi göreceğiz.

Bu saatten sonra, KKTC'li yetkililerin yapacağı her şey sadece kendileri için.

***

Bir 13. Maaş komedisinin yaşandığı bu ülkede, daha çok şey yaşanacak.

Bu halk daha çok cezalandırılacak.

Üstelik suçunu bilmeden.

Oy kapma uğruna bir sözle devlet dairelerine alınan ve şimdi göze batan "MEMUR" artık ceza tahtasında.

Bu insanlar ne iş yapacak?

Diye soranlara hepsini memur yapın diyenler bu gün memura ceza kesiyor.

Özel sektör ise yıllardır hem desteksiz hem de denetimsiz.

Yine bu köşede UBP kurultayına bir gün kala "Kurultaydan sonra çok şey değişecek" başlıklı bir yazı yazmıştım.

Ve o günler geldi. 2010 yılının son günlerini yaşadığımız bu süreçte yeni yılla birlikte, Kıbrıslı Türklerin omuzlarındaki yük katmerleşerek artacak.

1974 öncesi ve 1974 sonrası aslında tüm Kıbrıs için bir milattır.

Ama özellikle Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşayan insanlar için tam anlamıyla bir değişim süreci bu zaman zarfında yaşanmıştır.

35 yıl her şeyin bol keseden dağıtıldığı bu coğrafyada, elde avuçta kalanlar artık kimseye yetmiyor.

Bu düzene alışan, alıştırılan insanlar bu gün hayatlarını devam ettirme noktasında sıkıntılar yaşıyor.

Yurt dışına okumaya gidip geri gelmek istemeyen veya kendi ülkesinden uzakta ekmek derdine düşen insanlar gün ve gün artıyor.

Ama buda sorun olmuyor bu topraklarda.

Çünkü, nede olsa gidende gelende ayni. Kıbrıslı Türkler öncelikle, kendilerine olan güvenlerini yitirdiler.

Daha sonra konuştukları dillerini, yıllar içinde oluşmuş kültürlerini ve toplum olmanın gereği olan birlikteliği kaybettiler.

Artık hepimiz her şeyin siyasi renge göre belirlendiği bir sistemin parçasıyız.

***

Takvimlerin 2011 yılını göstermesiyle birlikte, birçok yeni uygulama yürürlüğe girecek. Devlete ödenen bir çok harç zamlı ödenecek.

Hem de okkalı. Akaryakıt ve tüp gaz gibi ihtiyaçlara ardı ardına zamlar yapılacak.

Haliyle elektrik faturaları da bu zamlardan nasibini alacak.

Tüm bunlar, elbette KKTC'nin geleceğini kurtarma adına yapılacak, Avrupa da oluşan kur dalgalanmalarını da unutmayalım(!)

Peki, bu gelişmelerin yaşandığı bir ortamda bir koalisyon hükümeti olur mu?

Hükümetin açısından bakarsak olmalı.

Ama bana göre bu saatten sonra TDP ile zor. Peki, ÖRP. ÖRP yetkilileri bu ihtimale karşı her zaman hazır.

Ama bence bu ihtimal, TDP'den de daha uzak.

UBP tek başına yürümeyi yeğleyecektir diyorum ben.

Hele bütçe için onayı da almışken.

Geriye ne kaldı?

Partiye yeni vekillerin katılması.

Kıbrıs'ın kuzeyinde günlük yaşama dair son 35 yılda yerleşen her şey değişmeye başladı.

Bu süreci 23 Nisan 2003'de Kıbrıs'ın iki tarafına serbest geçişlerin başlaması da hızlandırdı.

Doğru veya yanlış, insanlar yıllar sonra ihtiyaçlarını karşılama adına alternatifler bulmaya, tercihler yapmaya başladı.

Kuzey Kıbrıs'ta yapılan olumsuzluklara inat insanlar güneye akın etmekte.

Bunu baskıyla durdurmaya çalışmaksa hataların en büyüğü.

Her şeyin geriye doğru gittiği, bu memlekette değişmeyen bir tek şey kaldı.

O da siyasi anlayış ve siyasi sistem.

Bu toplum hala daha verilen bireysel sözlere göre sandıkta irade ortaya koyuyor.

En çabuk değişim gösteren tek şeyse toplum olgusunun süratle erozyona uğraması.

Bu köşenin yazarı olarak, karamsar olmak istemem ama korkarım bugünleri arayacağız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları