Kıbrıslı mı, Türk mü, Yunan mı?

Yayın Tarihi: 29/12/10 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Milliyetçilik ve din yıllardır insanları, toplumları birbirinden ayırmak için kullanılan en önemli iki unsurdur.

Bu iki konu her zaman için istismara açık ve de hiç kimsenin cesaretle konuşup üstüne gidemediği konulardır.

Kıbrıs'ta yaşayan Türk ve Rum toplumları hiçbir zaman tek halk tanımı içerisine girmemiştir.

Millet ve Halk farklı iki tanımdır.

Millet, ayni topluluğun, dil, tarih ve kültür bağıyla oluşmuş sosyal birlikteliğidir.

Halk ise bir milleti oluşturan çeşitli kesimlerden veya meslek gruplarından oluşan insan topluluğuna denir.

Nedendir bilinmez.

Belki de mayıs ayında yapılacak seçimlerden dolayıdır, güney Kıbrıs'ta son zamanlarda milliyetçilik ve konu ile ilgili bir aşırılık dikkat çekiyor.

Yine ısrarla vurgulayayım, amacım güney Kıbrıs'ta yaşananları tüm Rum toplumuna mal etmek ve bazı duyguları körüklemek değil.

Ama Kıbrıs'ta bir çözüm, bir barış anlaşması sağlanması iki halkın amacı ise buna katkı yapmak, bunu isteyen herkesin görevi olmalıdır.

Bu görevi, başta toplumları yönlendiren, manevi ve siyasi liderler yapmalıdır.

Son zamanlarda güney Kıbrıs'ta yaşanan olumsuz olayları tekrar konuşmaya, yazmaya gerek yok.

Ama bu yapılanları birkaç Rum fanatiğin üzerine de yıkmayalım.

Lütfen bundan da şu anlam çıkarılmasın "Rumlar çözüm istemiyor işte yaptıklarını görünüz".

Hayır, anlatmaya çalıştığım bu değil.

Ama artık, Kıbrıs Türk toplumu içerisinde özellikle, Kıbrıs konusunda bir birliktelik sağlanmalıdır.

Bu bir zorunluluktur.

Bu bir iç politika malzemesi yapılamaz, yapılmamalı.

Konunun çözümü adına Türk tarafının belirli bir çerçevesi var.

Bu çerçeve Sayın Talat görüşmeci olduğu zamanda ayni idi, şu an görüşmeci olan Sayın Eroğlu içinde aynidir.

Bu süreçte Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki anlayışı değişmezse, genel olarak Türk tarafının görüşü değişmez.

Çünkü Türk tarafı adına çerçevenin ana hatlarını belirleyen Türkiye hükümeti ile sağlanan orta yoldur.

Ayni şekilde Rum tarafında da hem kendi içinde hem de dış etkenlerin beklentilerinde bir anlayış değişikliği olmadığı için sorunun çözümü adına bir ilerleme kaydedilemiyor.

Bana göre Sayın Talat ve Sayın Eroğlu'nun ayrıldıkları esas nokta çözüme olan inançlarıdır.

Kaldı ki Rum lider Sayın Hristofyas'ın da çözüme yönelik bir inanç eksikliği yaşadığını söyleyebiliriz.

Kıbrıs konusuna kısa ve genel bir yorum yaptıktan sonra, Rum Başpiskopos Hrisostomos'un kuzey Kıbrıs'tan çok, güney Kıbrıs'ta tartışılan sözlerine bakalım.

Başpiskopas'a göre Kıbrıs adası ırkların birleştiği bir yer olamaz.

Hatta ANNAN planına hiç okumadan hayır demiş.

Dönemin Rum lideri ve görüşmecisi Papadopulos'da bu planı okuma gereği duymadan hayır kampanyası yürütmüş.

Sayın Başpiskopos, Türk tezlerine yakın durduğunu iddia ettiği Hristofyas'tan da memnun değil.

Sayın Hrisostomos "Biz Yunanız, Yunanca konuşanlar değil" ifadesiyle de Kıbrıs'ın en çok tartışılan konusuna, Kıbrıslı kimliği mi? Yunan, Türk kimliği mi?" tartışmasına da yeni bir boyut getirdi.

Güneydeki hemen hemen tüm siyasi çevreler Başpiskopos'un bu açıklamalarına tepki gösterdi.

Bu konu öncelikle güneyde tartışıla dursun, biz bir başka açıdan konuya bir yorum getirmeye çalışalım.

Bu türden bir açıklama Kıbrıs'ın kuzeyinden hele de bir din adamından gelmiş olsa idi, ortaya çıkacak tablo nasıl olurdu?

Herhalde en başta basın ve sendikalar çok ağır tepki gösterirdi.

Söz konusu kişinin derhal görevden alınması istenirdi.

Kıbrıs'ta sürdürülen müzakere sürecine zarar verildiği ve çözümün sekteye uğratıldığına kanat getirilirdi.

Herkesin kendi düşüncesini, kendi yorumunu, taşıdığı sosyal kimliğe bakılmaksızın dile getirmesi normal bir davranış değil mi?

Mutlaka misyonu ne olursa olsun herkesin kendine özgü düşüncesi ve anlayışı vardır.

Bu hakkını kullanırken ilk başta içinde bulunulan zaman ve ulaşılacak düşüncelere yanlış mesajlar vermemek adına söylenecek her söz için defalarca düşünülmeli.

Fakat bunun yanında da herkesin düşüncesine saygı duyulmalı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları