"Sen esas Cemil Çiçek'in memurusun"

Yayın Tarihi: 12/01/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

"Bizler, yani şuan otuzlu yaşlarını yaşayan nesil, anne babalarımıza nazaran daha rahat bir çocukluk ve gençlik yaşayarak bu günlere geldik.

Doğruya, doğru.

Bizim nesil en azından savaş korkusu yaşamadı.

Ama sıkıntılarımız da oldu elbette.

Bizim sahip olduklarımıza, sahip olamayan nesillerin varlığı yanında bu gün birçok şeyin değerlendirilmesi ve kıyaslanması herkse için farklı anlamlar içerebiliyor.

Aslında anlatmak istediğim, herkesin kendi dönemi ve kendi yaşadıkları, birikimleri ile bu güne dair değerlendirmeler yapabileceğidir.

1960, 1970'li yılları yaşayan ve anımsayan insanlar o günlerdeki durum ile bu günü karşılaştırdıkları zaman, Kıbrıs sorununa bulunacak çözüme de KKTC'de yaşanan sorunlara da daha ihtiyatlı yaklaşıyor.

Bu bir gerçek.

Bunun yanında, Kıbrıs Türkü ile Türkiye arasındaki ilişkiler, her dönemin, her yaş gurubunun anlayış olarak ortak noktada buluştuğu tek konudur.

Bu nokta da üzerinde titizlikle durulan, tarihsel bağlarla bir birine kenetli olan, Anadolu insanı ve Kıbrıslı Türkler arasındaki ilişkilerin asla zarar görmemesinin gerekliliğidir.

Bu konu çok tartışıldı.

Ve hala daha tartışılıyor.

atta içinde bulunduğumuz süreçte bu konu ciddi şekilde sorgulanıyor.

Bu sorgulama son zamanlara damgasını vurdu.

Türkiye hükümeti ve de basını, Kıbrıslı Türklere tarihte hiç olmadığı kadar uzak.

Bunun bir hükümet düşüncesi olduğu bende önemli bir inanıştır.

Bana göre Türk halkı, Kıbrıs konusunda 1974 de ne düşünüyorsa bugünde bu düşünceyi yaşatmaktadır.

Yanlı ve kasıtlı söylemler insanları bir noktaya kadar etkileyebilir. Bu gün için KKTC'deki hükümetin icraatlarından memnun olan herhalde yoktur.

Türkiye hükümetinin KKTC halkı nazarındaki yerinin de iyi noktalarda olmadığı ortada.

Peki, bugün yaşananlardan sonra KKTC hükümetine olan güvensizlik, her gün artan tepkiler ve Türkiye hükümetine karşı dile getirilen serzenişler hükümet bazında mı kalmalı?

Yani gün gele, Türkiye hükümeti değişirse bu anlayış değişir mi?

KKTC'de bir hükümet değişikliği ortaya çıksa bu gün yaşananlarda olumlu anlamda bir dönüşüm yaşanır mı?

Türkiye'de farklılaşan, Kıbrıs politikası ile KKTC'de devam eden "Milli Dava" ve "Vatan, Millet, Sakarya" merkezli politikalar gün gelir bir noktada buluşur mu?

AKP'nin iktidara geldiği iki binli yıllardan sonra, hem Türkiye'nin dış politikasında, hem de Kıbrıs politikasında çok önemli değişimler yaşandı.

Dış politika olarak yıllarca, üzerine gidilmesi, tartışılması hep ertelenen ve zamana bırakılan konuların üzerine gidilmeye başlandı.

Yıllarca, hükümetler değişse de değişmeyen Kıbrıs politikası daha değişime açık daha uzlaşıcı bir tavır haline getirildi.

Bu noktada KKTC ve Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşayan, Kıbrıslı Türklere karşı olan bakış açısı da değişti.

Böylesi bir değişime KKTC halkı hazır değildi.

Burada bu gerçeği, KKTC hükümetleri Türkiye hükümetine anlatamadı.

Kim ne derse desin şuan, Türkiye hükümeti ve yöneticileri, KKTC hükümeti ve yöneticilerinden ileriyi görme adına daha olumlu adımlar atmaktadır.

Bunu bu gün yaşanılan ve ardı ardına gündeme getirilen, günlük yaşamı cehenneme döndüren olumsuzluklara destek amacıyla söylemiyorum.

Fakat bunların bir gün yaşanacağı belliydi.

Bu noktada şunu sormak lazım; Bu ülkenin ekonomisi ile sosyal hayatı ile kültürü, eğitimi, sağlığı ile batmaya başladığı önlem alınması gerektiği AK Parti iktidar olunca mı anlaşıldı.

Çok basit bir Kıbrıs yaklaşımı; Türkiye, AB'ye üye olmadan burada bir çözüme onay vermez.

Bunun anlamı da, bu düzen daha çok bu halkı ezer ve daha çok KKTC hükümeti bitirir. Kıbrıslı Türkler olarak sadece güney Kıbrıs'la değil, sadece Türkiye ile değil, kendi kendimize, kendi içimizde de sorunlar yaşıyoruz.

Hükümet ve sendikalar bir birlerine karşı güç gösterisinde.

Bir sendikacı bir bakana "Sen esas Cemil Çiçek'in memurusun" diyebiliyor.

Bu noktalara geldik.

Kamu kesiminden sonra sanayi kesiminde hükümete karşı ilk başta yapması gerekenleri yapmanın arifesinde, sendikalar süresiz grev kararını hayata geçirdi.

Muhalefet partileri toplumsal bir tepki hareketi yaratacak girişimleri başlattı.

Sonuç olarak top yekün bir tepki ağı oluşuyor.

Türkiye hükümeti, KKTC halkının bu sesine kulak vermelidir.

KKTC hükümeti de öncelikle kendi halkı için, bu ülkenin gerçeklerini anlatarak sorunlara çözüm bulmalı ve yaratılan bu güvensizliğin, tahribata uğrayan Kıbrıslı Türk kimliğinin yeniden hak ettiği yere gelmesini sağlamalıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları