"Luricina'da seçilip, Lefkoşa'da muhtarlık yapamazsınız"

Yayın Tarihi: 14/01/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Memleket hiç olmadığı kadar bir tartışma ortamına girdi.

Her kesime mensup insan, her kesimden insanla tartışıyor.

Bu tartışmalar bazen sert ve kırıcı da olabiliyor.

Türkiye hükümetinin, KKTC halkına yönelik uygulatmak istediği "Ayağınızı yorganınıza göre uzatın" isteği ve bu isteğe yönelik yöntemler aslında tüm KKTC halkını etkiliyor.

Daha öncede yazdım.

Memurdan, emekliden kesinti yapmak, yıllar içerisinde kazanılmış hakları budamak işin kolayına kaçmaktır.

Kum, çakıl nakliyatçılığı yapan bir muhtar bakın neler anlatıyor:

"Dört yıl önce bir kamyon kumu kaç paraya götürüyorsam, bu günde ayni fiyattan çalışıyorum. Ama her geçen gün bu işi yapan insan sayısı artıyor. Üstelik hepsi de kaçak. Ben vergi ödüyorum, fatura kesiyorum, adam çalıştırıyorum. Ve devlete borcumu yerine getirdiğim için de bu insanlar tarafından alay ediliyorum".

Bu konu sadece bir örnek, aynen taksicilerin başına gelenler gibi.

Bu ülke adam akıllı, bir düzlüğe çıkmak istiyorsa öncelikle sektör ayırımı yapmadan, adam kayırmadan denetim mekanizmasını çalıştıracak.

Konular ekonomiye yöneldikçe, ülke ekonomisi kötüye gittikçe, insanların cebine giren paralar azalıp da, cepten çıkması mecburi olan paralar çoğaldıkça bu ülkede nüfus sorununda bitmez, siyasilere olan güvensizlikte bitmez, Türkiye hükümetine olan tepkide bitmez.

Gelinen noktada görünen o dur ki, halkın tepkisi, sendikaların diretmesi bu saate kadar pek de etkili olmamış.

Hem KKTC, hem de Türkiye hükümetlerinde anlayış ve yaklaşım anlamında değişen bir şey yok.

Mesela; Başbakanımız Sayın İrsen Küçük grev ve eylemlerle, dondurulan hayat pahalılığı konusuna gösterilen tepkiyi yorumlayamadığını söylüyor.

Bu noktada şöyle bir yorum yapmak istiyorum.

Elbette, hükümet bu yaşananlardan en fazla etkilenen kurumdur.

Mutlaka ki daha iyisini hatta en iyisini yapmak isterlerdi.

Fakat olanaklar kısıtlı ise şunu yapardınız.

Biz seçimlerde söz verdik.

Her şeyi düzelteceğiz, yoluna koyacağız.

Ama beklentilerimiz dışında gelişen olaylar karşısında bu önlemleri almak zorundayız.

Hatta 13. Maaşları da maalesef ödeyemeyeceğiz.

İlk önce siyasilerden başlamak kaydı ile tüm sektörlerden tüm çalışanlardan katkı isteyeceğiz.

Nüfus konusuna kendi içimizde bir düzenleme ile neşter vuracağız.

Evet, bu basit birkaç cümle ile bundan altı ay önce böyle bir açıklama yapılsaydı, bu gün bu noktalara gelinmezdi.

Ama gidilen yol hala ayni yol.

Başbakan ve UBP genel sekreteri 13. maaşların bu ay içinde hatta ayın yirmisinde ödeneceğini duyururken, devletin kasasını tutan maliye bakanı 13. maaşların ödenmesinin kaynak sıkıntısından dolayı yapılamayacağını söylüyor.

Bu farklı görüşlerden hangisi daha gerçeki, kararı bu yazıyı okuyanlar versin.

Daha önceki yazılarımda sormuştum.

Seçildikleri partilerden ayrılıp Ulusal Birlik Partisine geçen milletvekilleri ne kazanmıştır diye.

Öncelikle vekil transferi şu an için mecliste parmak sayısını artıran UBP'ye yaradı.

Bunun dışında, Sayın Hasipoğlu UBP genel sekreteri olarak yaptığı tercihin karşılığını aldı.

Sayın Tancer sessiz.

Bir bakanlık beklentisi vardı.

Bu beklentisi herhalde halen vardır.

Kabinede yapılacak muhtemel bir değişiklikte adının geçmeyeceği bana göre yüksek bir ihtimaldir.

Özellikle sağlık bakanlığı konusunda bir değişiklik yapılacağı siyasi kulislerde ve beklentilerde pek şaşkınlık yaratmayacak bir gelişmedir.

Bu makam için Sayın Şerife Ünveren'in adı telaffuz edilmekte ki bu işi en iyi yapabilecek birkaç isimden birisidir.

Geriye 2010 yılının son gününde UBP' ye katılan, Sayın Ejder Aslanbaba kaldı.

Sayın Aslanbaba da yurt dışında yaşayan, Kıbrıslı Türklerle ilgili bazı projelere hayat vermek istiyor.

Buların ne kadarının gerçekleşeceğini görmek ve elbette bu konuda olumlu gelişmeleri de bu sayfadan paylaşmak isteriz.

Sayın Aslanbaba, UBP'ye katılan vekillerden içerisinde en fazla eleştiri alan isim.

Geçtiğimiz Çarşamba günü ADA TV de yayınlanan "Gündeme bakış" programında telefon bağlantısı ile İngiltere'den katılan Sayın Osman Bekir Bayram, Sayın Aslanbaba'ya yönelik şöyle bir cümle sarf etti.

Aslında bu anlamlı cümle tüm siyasilere mesaj olmalı "Luricina da seçilip, Lefkoşa da muhtarlık yapamazsınız".

Yazıma nokta koyarken emeklilerden vergi kesilmesi ile ilgili açıklanan karara da değinmek istiyorum.

Anayasa mahkemesi emeklilerden vergi kesilmesinin yasal olmadığına karar verdi.

Ve bir kez daha kanıtlandı ki adalet mülkün temelidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları