İşsizlik çelişkisi ve bir fıkra

Yayın Tarihi: 19/01/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Kime sorarsanız sorun, KKTC'nin en önemli içsel sorunlarının başında işsizlik gelir.

Peki, işsizlik sorunu nasıl bir sorundur?

Yani adama göre iş mi bulunamıyor, yoksa işe göre adam mı yok.

İşsizlik sorununun yaşandığı bu ülkeye çalışmak için her gün birçok insan geliyor.

Bu ülkede işsizlik varsa bu insanlar niye bu ülkeye geliyor. Hatta gelmekle de kalmayıp çalışacak işte buluyorlar.

Evet, bu ülkede işsizlik sorunu var.

Fakat yanlış olan ülkede her alanda mı iş yok, yoksa devlet işi mi yok?

Şu noktaya da katılırım.

Devlet işi her yönden, olumlu olanaklar sağlar.

Ve siyasilerin oy almak için en çok verdikleri vaat devlet işidir.

Ve devlette çalışmak, bu ülke de insanca yaşamının nerdeyse garantisi demektir.

Devlet memuru değilseniz, bankalardan kredi alamazsınız.

Bankalardan kredi alsanız bile uygulanan faiz oranları devlet memuru ve özel sektör çalışanları için ayrı ayrı tarifelerdendir.

Kıbrıslı Türkler 1974 öncesinde, daha çok kendi işi, kendi emeği ile ekmek parası kazanan bir toplumdu.

Daha sonraları, özel sektörden, özel girişimden yavaş yavaş uzaklaşmaya başladı.

Ve bu gün hemen herkesin şikâyet ettiği bu günkü tablo ortaya çıktı.

Bu gün kaç tane, Kıbrıslı Türk inşaatlarda çalışıyor?

Yada şöyle sorayım.

Kaç kişi inşaatlarda çalışmak istiyor?

Kaç aile çocuğunun inşaat ustası, demirci ustası, elektrikçi, tesisatçı hatta berber veya bir otelde garson, aşçı olmasını istiyor?

Bizim gençlerimiz, insanlarımız değil mi?

Güney Kıbrıs'ta bu alanlarda çalışan. Kıbrıs'ın kuzeyinde bu anlamda ücretler bakımından, güvence bakımından, her yönde eksiklikler vardır.

Bu da bir gerçektir.

Bu tür mesleklere genç insanları yönlendirecek, teşvik edecek hiçbir kolaylık, hiçbir olumlu girişim yoktur.

Her şeyin ilk adımı paradır.

Yapılacak girişim konusu ne olursa olsun, ilk önce devletin uyguladığı prosedürden geçer.

Önemli ve garantisi olmayan bir sermaye birikimi, devlete ödenecek harçlar daha işe başlamadan insanların hevesini kırar.

Hele bir de her şeyi tam ve usulüne göre, yani doğru şekilde yapmak isterken, başkalarının kural, kanun, yasa tanımadan keyfi ve kaçak şekilde rakibiniz olması ve haksız bir rekabet oluşması da insanları özel sektörden, girişim yapmaktan uzaklaştırdı.

Buna devlet olanaklarının seçim malzemesi olarak kullanılması da eklenince kimsenin mücadele etmeye gücü kalmadı.

Bu noktada, en büyük görev yine devletin.

Girişimciyi destekleyici adımları atmak, genç insanları kendi mesleklerini icra etmeye özendirmek, her anlamda teşvik etmek hem işsizliği azaltır, hem de devletin ve siyasilerin üzerindeki baskıyı.

Yeri gelmişken bu konu ile ilgili olarak sizlerle bir fıkrayı paylaşmak isterim.

Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak, 500 TL maaşla bir bekçiyi işe almaya karar verir.

İşçi alınır. Fakat bir süre sonra düşünülür; Talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak.

Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere, 750'şer TL maaşla iki kişi işe alınır.

Bir süre sonra, işlerini yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz diye düşünülerek, 1000'er TL maaşla iki denetmen işe alınır.

Yine bir süre sonra bunların maaşları hesaplanıp nasıl ödenecek diye tartışılır.

Ve 1500 TL maaşla bir mali müşavir, bir kâtip bir de statikçi işe alınır.

Daha sonra, bunlardan kim sorumlu olacak diye düşünülür.

Bunun içinde 5000 TL maaşlı bir müdür ile 3000'er TL maaşlı iki müdür yardımcısı istihdam edilir.

Gün gelir bu ülkede ekonomik kriz çıkar ve devlet giderlerini azaltmak ve bütçe masraflarını kısmak için bekçi işten çıkarılır.

Evet, fıkra böyle.

Şimdi bu gün, KKTC'nin içinde bulunduğu durumla kıyaslayıp kendi değerlendirmenizi kendiniz yapın.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları