Bankalar için çalışıyoruz

Yayın Tarihi: 21/01/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Türkiye de yapılan bir araştırmada, Türk halkının %60'nın bankalara borçlu olduğu sonucu ortaya çıkmış.

Böyle bir araştırma bizim ülkemizde yapılsa, acaba ortaya nasıl bir sonuç çıkar.

Bana göre ülkemizde böyle bir araştırma yapılsa, Türkiye de çıkan sonuçtan çok daha vahim bir sonuç ortaya çıkar.

Son yıllarda, Kıbrıs Türk insanının alım gücünde önemli bir gerileme oldu.

Çalışan kesim için elde edilen kazanç, günlük harcamaları ancak karşılayacak durumda.

Zaten istenende buydu.

Kıbrıs Türkünün kıt kanat geçinmesi.

Yani artık, özelliklede orta halli insanlar başını sokacak bir evi, ayağını yerden kesecek bir arabası varsa, Allah'a duacı olacak.

Bankacılık ve bankalarla ilgili mevzuatı tam olarak bilemiyorum.

Konu ile ilgili ülkemizde zaman zaman bazı sıkıntılar, tartışmalar gündeme geliyor.

Özellikle ANNAN planından sonra Kıbrıslı Türklerin evet kararı ile kabul edilmiş sayılan, kuzey Kıbrıs'ın 1974 öncesi Rum toprakları, şu anki sahipleri için bankacılık sektöründe bir güvensizlik unsuru kabul ediliyor.

Yani, 1974 öncesi Rum malı olan her hangi bir taşınmazı satın almak isterseniz, bir çok banka bu konuda bir kredi başvurusuna olumlu bakmaz.

Bu noktada devlet mi güvensiz, devletin verdiği koçanlar mı, yoksa KKTC yasaları, kanunları, kurumları birer yalan mı?

Bankadan alınan krediler, aslında başka mevduat sahiplerinin belli bir kazanç karşılığında bankalara emanet verdikleri paralarıdır.

Bankalar bu paraların geri dönüşümünü elbette sağlama almak zorundadır.

Bankalarla ilgili olarak en çok şikayet gelen bir başka konuda verilen kredilerden kesilen vergilerle ilgilidir.

Bu bağlamda muhasebe harçları ve kişisel sigorta adı altında kesilen paralarında önemli miktarda olduğu biliniyor.

Ve, bu kesilen paraların verilen krediden kesilip de borçlandırılan paranın tümü üzerinden yapılmasıdır.

Türkiye meşeli bir bankanın kendi şubeleri arasında yaptığı işlemlerde muamele parası aldığı daha önceleri basına yansımıştı.

Bunun mantığını ben hala daha anlayamadım.

KKTC'de önemli sorunlar yaşanıyor.

Bu sorunlar gün ve gün zorlaşan yaşam koşullarının, Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşayan insanların yaşam düzeyinde bir geriye gidiş yaratmasıdır.

Türkiye para vermezse KKTC'de çarklar dönmez anlayışı bu ülkede kabul görmüşken, yine bu ülkeden Türkiye'ye Türkiye bankalarına önemli miktarlarda paralar gidiyor.

Bu paraların geri dönüşümünü ve bu piyasada kullanımını sağlamak için herhangi bir devlet politikasının olmayışı da önemli bir eksikliktir.

Emekli olan veya bir şekilde maddi birikim sağlayan, yada şirket sahibi olan iş adamları çoğunlukla yerel bankalar yerine, Türkiye kökenli bankalarla çalışmayı tercih ediyor.

Bunun elbette bir çok sebebi var.

Türkiye bankalarının daha güvenli kabul edilmesi, yerel bankların bir çoğunun teknolojik yönden yetersiz olması başlıca sebepler olarak gösterilebilir.

Banka kredileri ile ilişkilendirilebilecek bir başka konuda kredi kartlarıdır.

Kredi kartları borçlandırmanın en kolay yoludur.

Ve kredi kartı kullanımı ülkemizde oldukça yaygındır.

Ekonomik olarak zor bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde kredi kartı kullanımı daha da artmıştır.

Özellikle 13. maaşların ödenmemesi ile yeni yıl arifesinde yapılan bir çok alışverişte kredi kartları tercih edildi.

Bir araştırma şirketinin açıklamalarına göre, Kıbrıslı Türkler geride bıraktığımız 2010 yılında güney Kıbrıs'tan kredi kartları ile 18.6 milyon Euro'luk alış veriş yapmış.

Bir ülke ekonomisinin en hareketli sektörü olan bankacılık sektörü, ülkemiz içinde büyük öneme sahip.

Kamu bankalarının özelleştirileceği söylentilerinin ayyuka çıktığı bu günlerde, bankacılık sektörümüz bir kez daha gözden geçirilmelidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları