AKP'nin başarısızlıkları

Yayın Tarihi: 26/01/11 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Türkiye de şu an iktidar da olan, Adalet ve Kalkınma Partisi yani, AK Parti henüz 15 aylık bir siyasi parti olmasına rağmen, 2002 Kasım ayında yapılan seçimlerde tek başına iktidara gelme başarısını gösterdi.

Bu sonuçla, Türkiye çok uzun bir zaman diliminden sonra tek parti iktidarına dolayısı ile gözle görülür bir istikrar dönemine girdi.

Özellikle, AK Parti'nin Amerika ile iyi ilişkileri ve Avrupa Birliği hedefi, bu yönde ilk başlarda yakalanan ivme genelde Türk halkının AK Parti'ye olan güvenini perçinledi.

2007 yılında yapılan genel seçimlerde, %46.58'lik oy oranı ile sandıktan birinci parti olarak çıkan AKP, ayni zamanda Türkiye de bir ilke de imza attı.

Türkiye'nin siyasi tarihinde iktidar partileri, girdikleri seçimlerde hiçbir zaman oylarını artırarak çıkamadılar.

AKP, 2007 yılında yapılan seçimlerde oylarını artırarak bir kez daha tek başına iktidara geldi. 81 ilin 80'ninde de milletvekili çıkardı.

Ayni şekilde yerel seçimlerde de en çok yönetim kazanan parti oldu.

Anayasa değişikliği için başvurulan halk oylaması da, AK Parti'nin istediği şekilde sonuçlandı.

Bu tablodan bakıldığında, AK Parti'nin Türkiye de başarılı bir siyasi parti olduğu sonucu çıkarılabilir.

Demokratik yaşamın gelişmesi için atılan adımlar, sivilleşme çabaları, komşularıyla sıfır sorun politikası ve Kıbrıs'ta çözüm çabaları adına her zaman bir adım önde olma ilkesi, AK Parti'nin ilk başta görülen artıları.

Yapılan bu girişimlerin ne kadarının başarıldığı noktasına bakıldığı zaman ise "Hiç biri" seçeneğinin tercih edilmesi kaçınılmazdır.

Azerbaycan'ın tepkisine rağmen Ermenistan'la yapılan anlaşma, Kürt açılımının gündeme gelmesi, İsrail'le ilişkiler de yaşanan sıkıntılar, Almanya ve Fransa ile AB üyeliği yolunda karşılaşılan engellemeler, hepsi AK Parti hükümetinin özellikle dış siyasette başarısız olduğunu ortaya çıkarıyor.

Bu konuları tek tek ele alacak olursak, Ermenistan ile sınır kapısının açılmasını da kapsayan anlaşma, Azerbaycan'ın tepkisine rağmen imzalandı ki, Azerbaycan ile Türkiye arasında tarihi, ekonomik ve sosyal yönden güçlü bir bağ vardır. Ermenistan, Türkiye ile bu önemli ve olumlu adımları atarken, bir yandan da Ermeni tasarısını başta ABD olmak üzere bir çok ülkede kabul ettirmeye hala daha çalışıyor.

Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, güney Kıbrıs Rum yönetimi ile anlaşmalar imzaladı. Larnaka da Ermeni soykırımına adanmış anıtı ziyaret etti.

Ermenistan ile Yunanistan, Cumhurbaşkanları düzeyinde temaslar gerçekleştirip, işbirliği konusunda anlaşmaya vardılar.

Kürt açılımı ile Türkiye de bir Kürt sorunu olduğunu kabul eden AK Parti hükümeti, bu konuda da cesur adımlar attı.

Fakat bu konuda da istenilen, umulan beklentiler olumlu olmadı.

Türkiye de bu gün için, Kürt vatandaşlar açısından resmi olmasa da özerklik konusunda bir ileriye gidiş yaşanıyor.

AKP hükümeti en büyük vaadi olan, AB üyeliği konusunda da gözlü görülür bir ilerleme kaydedemedi.

Almanya ve Fransa bu üyeliğe karşı çıkışlarını açıkça dile getirdiler.

Hatta Almanya başbakanı Merkel, güney Kıbrıs'ı ziyaretinde Rum lider Hristofyas'a "Çözüm için Türk tarafı olumlu adım atmıyor" diyerek açıkça destek verdi.

Yunanistan başbakanı Papandreou, Erzurum gezisinde yaptığı konuşmada Kıbrıs'taki Türk askeri için işgal ordusu diye söz etti.

İsrail'le yaşanan gerginlikler, sonucunda ABD ile ilişkiler bir anda soğuk bir sürece girdi.

"Mavi Marmara" olayı olarak bilinen, İsrail'in Türk gemisine yaptığı saldırı konusunda, İsrail hala daha özür dilemezken, kurulan komisyonda İsrail'in haklı olduğu kanaatine vardı.

Tüm bu olaylar AK Parti hükümetinin hem Ortadoğu da hem de AB yolundaki büyük başarısızlıklarıdır. AK Parti yönetimi ve politikaları bir bütün olarak Kıbrıs'ta da başarısız olmuştur.

Kıbrıs konusunda uluslar arası bakış açısını değiştiremeyen AKP, üçüncü ülkelerin Rum yönetimine verdiği desteği engelleyemeyerek, hem sorunun adil çözümüne hem de Türkiye'nin AB üyeliğine uzanmasını sağlayamamıştır.

Bu noktada, AK Parti yönetiminin, Kıbrıs'ın kuzeyinde de başarısız bir politika uyguladığını söyleyebiliriz.

Bu gün için bunun nedenlerini anlatmaya gerek yok.

Olay gayet açık bir şekilde ortadadır.

Kıbrıslı Türkler ile Türkiye yönetimi arasındaki ilişkiler tarihin en kötü dönemindedir.

Önümüzdeki haziran ayında, Türk halkı yeni yönetimini belirlemek için sandık başına gidecek.

AKP'nin yeniden birinci parti olarak sandıktan çıkması genel bir beklenti.

Seçimlere daha zaman olmasına rağmen, yeni dönemde bu olumsuzlukların ne kadarının değişeceği ne kadarının süreceği merak konusu.

Tüm bunları değerlendirmekte zamana kalmış.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları