Basın özgürlüğü var mı?

Yayın Tarihi: 11/03/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Mevsimsel anlamda soğuk günler yaşıyoruz.

Kış mevsimi sona ermeye doğru giderken, soğuk havalarda güzelim ülkemin yalancı kışını yaşatıyor.

Türkiye'nin de bir çok ilinde tarihte hiç görülmemiş bir kar yağışı ve soğuk hava dalgası hakim.

Tüm bunların yanında Türkiye de günlerdir süren bir başka tartışmada tutuklanan gazeteciler.

Türkiye de AK Parti iktidarı süresince en çok tartışılan konulardan biride basın ve basın emekçilerinin sürekli olarak, darbeci, iktidar karşıtı, rejim düşmanı ve terör örgütü üyesi olarak suçlanmaları.

Bu olaylar akıllara ister istemez şu soruyu getiriyor.

Türkiye de basın özgürlüğü var mı?

Bu noktada en çok merak edilen tutuklanan gazetecilerle ilgili olarak elle tutulur delillerin olup olmadı.

Bu sorulara cevap verebilecek bir açıklama henüz yok.

Bunun aksi durumda büyük sorunlar gündeme gelecek.

Mesela, demokrasinin, fikir ve ifade özgürlüğünün hangi noktada olduğu.

Demokrasinin en belirgin göstergesi, bağımsız bir yargı organı ve bunun yanında ifade ve fikir özgürlüğüdür.

Türkiye de son yıllarda bazı basın organlarına bir anda çıkarılan yüklü miktarlardaki resen vergiler, iddianamesi bile olmadan " Ergenekon" adı ile bilinen dava ile ilgili yazı yazdığı için tutuklanan gazeteciler, sadece Türkiye de değil, bir çok ülkede ve bazı AB parlamento üyeleri tarafından da tartışılıyor.

AB kriterleri içerisinde öne çıkan en önemli maddeler en başta hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı, kişisel haklar, din özgürlüğü ve tabi ki basın özgürlüğüdür.

Bunlar AB ile müzakerelerde Türkiye hükümetinden beklenen ve sadece kağıt üstünde değil, günlük yaşamda da uygulanması istenen beklentilerdir.

Kaldı ki bunların hepsi hayata geçirilse ve zaman içerisinde uygulanıp bir yaşam şekline dönüşse, bu Türk halkı içinde son derece önemli bir kazanım olur.

8 Mart'ta Avrupa Parlamentosu genel kurulunda Türkiye raporu tartışıldı.

Tartışmalarda ön plana, Kıbrıs sorunu ve yavaş ilerleyen müzakere süreci yanında, Türkiye de tutuklanan ve hapse atılan gazeteciler çıktı.

Ve Türkiye'ye sert eleştiriler yapıldı.

Bu tartışmalar haziran ayında yapılacak seçimlere yaklaştıkça artacaktır.

Özellikle muhalefet partileri AK Parti iktidarını demokrasiyi sınırlamak ve kendi dışında hiçbir düşünceye tahammül etmemekle suçluyor.

Tekrardan özgür basın, ifade özgürlüğü ve bunların en başta gelen savunucuları gazetecilere gelirsek; Geçtiğimiz yıl Dünya genelinde 44 gazeteci öldürülmüş.

145 gazetecide tutuklanmış.

Peki neden?

Bu gazetecilik mesleği böylesine tartışılıyor.

Özgürlüğünden mi?

Toplum üzerindeki etkisinden mi?

Neden iktidarlar basını hep susturmak istiyor?

Muhalif yayın yapan gazetelere devletin her türlü ilanını, reklamını eşitlik ilkesini göz ardı ederek adil paylaştırmıyor?

Doğruyu, güzeli gündeme getiren basın, eksiklikleri, yanlışları halkın bilgisine getirmesin mi?

Bu ülkede bir gazeteci öldürüldü.

Fikirlerinden, düşüncelerinden, yazılarından dolayı Kutlu Adalı gibi bir değer katledildi.

İşin acı tarafı henüz faili belli değil.

Bu ülkede gazeteler kurşunlanıyor.

Failleri elini kolunu sallayarak bu suçu işleyebiliyor.

Ve Türkiye. 6 Nisan 1909 tarihinden buyana Türkiye de 62 gazeteci öldürüldü.

Hasan Fehmi ile başlayan gazeteci cinayetleri, Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve son olarak da Hrant Dink isimleri ile devam etti.

Acı olansa tüm bu cinayetlerin, fikirleri ve yazdıkları için öldürülen bu aydın insanların faillerinin tam anlamıyla hak ettikleri cezayı almaması hatta henüz bulunamaması.

Basın konusunda ülkemizde de iktidardaki siyasi renge göre değişimler görülebiliyor.

Bana göre konu ile ilgili basın sektörü de bir özeleştiri yapmalı.

Bu gün kara denilen bir konuya bir başka gün ak denilmesini ben anlayamıyorum.

Kesinlikle kabul edemeyeceğim bir başka noktada, yine düşünceleri için basın emekçilerinin çalıştıkları kurumlardan uzaklaştırılması, programların yayından kaldırılmasıdır.

Fikirleri, düşünceleri belki toplumun önünden kaldırabilirsiniz ama bu düşüncelerin üretildiği beyinleri engelleyemezsiniz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları