Bu koalisyon kime yarar?

Yayın Tarihi: 18/03/11 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Bu ülkede özellikle siyasi arenada tarafsız olmak, tüm siyasi düşüncelere yakınlık anlamında eşit mesafede olmak neyin doğru, neyin yanlış olduğunun daha iyi anlaşılması için bir avantajdır.

Vatandaşlık vazifesini yerine getirmek adına, eleştirmek, yapıcı yönde görüş belirtmek ve inanılan programa oy vermek elbette bir görevdir.

Fakat bunun yanında yapılan hataları, tutulmayan sözleri de gündeme taşımak ve takipçisi olmakta bir vatandaşlık görevidir.

Siyaset ve siyasiler gelip geçicidir.

Esas mesele toplum iradesidir.

Siyasi partileri, siyasileri, bir bütün olarak siyasi görüşleri benimseyen, yücelten veya olduğu yerden daha aşağıya çeken yine toplumdur.

Toplum değiştirmeye alıştıkça, daha iyiyi istedikçe, kendini değiştirmeyen, yenilemeyen zamana göre proje üretmeyen yönetimler uzun vadeli olamaz.

İçinde bulunduğumuz süreçte KKTC'de oldukça sıkıntılı günler yaşayan bir UBP hükümet var.

Aslında, hem kendi toplumu, hem de Türkiye hükümeti arasında kalmış bir durumda UBP hükümeti.

Türkiye hükümetinin tarihte hiç eşi olmayan bir Kıbrıs politikası var.

Türkiye hükümetine göre yıllardır bu ülkeyi yöneten siyasileri seçen, Kıbrıs Türk Halkı en büyük suçlu.

Bugün yaşadığımız duruma bakarsak, ülkenin içinde bulunduğu çıkmazı düşünürsek Ankara hükümetine hak vermemek de mümkün değil.

Yıllardır kim gelirse gelsin değişmeyen, daha da büyütülen ve toplumunda alıştığı bu düzeni kuranları seçtiğimiz için hepimizde suçluyuz.

AKP yetkililerinin yaptığı ve hepimizin canını acıtan açıklamalarla ortaya çıkan tablonun bir fırsat olduğunu daha öncede söylemiştim.

Bu fırsat iyi değerlendirilmiş olsa idi hem Türkiye, KKTC ilişkilerinin bir adı olurdu.

Hem Türkiye'nin KKTC yükü hafiflerdi, hem de Kıbrıslı Türklerin geleceğe dair bir şeylerin değişeceği umudu artardı.

Sorunlar gün yüzüne çıkmışken, çözüm yolları aranır ve bir diyalog kapısı aralanırdı.

Ama yapılmadı.

Tüm bunlar yerine yapılan bu durumdan çıkar sağlamak.

Siyasi rant elde edip, bu ülkede en önemli işi yapmak.

İktidar da kalmak, iktidar olmak.

Yapılan mitinglerin bana göre en önemli getirisi, Kıbrıs'ın kuzeyindeki her yerden, her yaştan, her cinsiyetten, doğduğu yere bakmaksızın binlerce insanın ayni düşünceleri seslendirmesidir.

Ulusal Birlik Partisi ve Başbakan Sayın Küçük son günlerde bir karar aşamasında.

Hükümetin gidişatı, parti içi dengeler, Türkiye hükümeti ile sıkıntılı günler yaşanan ikili ilişkiler hükümeti zorluyor.

Ankara imzalanan protokolün uygulanmasında ısrarcı.

Bu Sayın Başbakanı oldukça yıprattı.

Parti içinde bir kabine değişikliği, bu değişiklikle ilgili beklentiler had safhada.

Diğer yandan bir de koalisyon olasılığı ve düşüncesi var.

Bu düşünceleri bizzat UBP'li insanlar söylüyor.

Şu an tablodan anladığımız, Haziran ayına kadar yani Türkiye'deki seçimlerin sonuçlanmasına kadar her hangi bir adım atılması gibi bir durum söz konusu olmayabilir.

Peki, bir koalisyon durumu ortaya çıksa bu durum kime ne kazandırır.

Tabi ki kurulması ihtimal bir koalisyon hükümetinin ortağı olmaya en yakın parti ÖRP.

Bu düşünce son zamanlarda yapılan tartışmalardan ve açıklamalardan çıkardığımız bir sonuçtur.

UBP'nin, ÖRP ile bir hükümet ortaklığı kurması meclisteki parmak sayısını artırmaktan başka bir işe yaramaz.

Elbette Türkiye hükümetine yakınlığı bilinen ÖRP'nin hükümette olması şu an için iki hükümet arasındaki ilişkilerin düzelmesi anlamında bir fayda sağlayabilir.

Ama Ankara hükümetinin seçim telaşında iken, KKTC ve hükümetinin nasıl şekilleneceği konusunda pek de ilgili olduğunu söylemek zor.

En azından şimdilik.

Şu anki hükümete de ÖRP' ye de toplumun güveninin olduğunu söylemek zor.

Her iki partide eylemlerin, mitinglerin yaşandığı ve bir irade sembolü olarak ortaya çıkan 28 Ocak ve 2 Mart mitinglerinde toplumun yanında değillerdi.

UBP haliyle hükümet partisidir.

Ve yapılan mitingler de hükümete karşıydı.

Özgürlük Ve Reform Partisi de bu süreçte sessiz kalmayı ve tarafsız görünmeyi yeğledi.

Yani esas nokta şu, toplumun sesine kulak vermeyen iki siyasi parti topluma hizmet verebilecek mi?

Bu noktada UBP den ihracı yasal bulunmayan Sayın Tahsin Ertuğruloğlu'nun parti içindeki konumu nasıl olacak?

İktidar olduktan sonra ve Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında yapısal olarak ciddi değişikliklere uğrayan, attı adımlar mahkemelerden geri gelen, toplumla gerginlik yaşayan hükümet bundan sonraki süreci nasıl değerlendirecek.

Önemli bir başka noktada sendikal platformun atacağı adımlar.

Yeni bir miting tarihi belirleme düşünceleri var.

Bilindiği gibi hükümete, 25 Mart tarihine kadar bir süre tanındı.

Yani yine gergin günler kapıda.

Mart ayı, dert ayı derlermiş.

Hak vermemek mümkün değil.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları