Kanuni'nin son dileği

Yayın Tarihi: 15/04/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Türkiye ve güney Kıbrıs'ta ayni zamanlı bir seçim hazırlığı ve heyecanı var.

Siyasi partiler adaylarını, kampanyalarını ve vaatlerini seçmene ulaştırmanın çabası içinde.

Türkiye seçimini 12 Haziran tarihinde yapacak. Güney Kıbrıs'ın seçim tarihi ise 22 Mayıs.

Türkiye de Ak Partinin yeniden tek başına iktidara gelmesi, yani iktidarını devam ettirmesi elbette sürpriz olmayacak.

Güney Kıbrıs'ta DİSİ, iktidar partisi AKEL'e karşı azda olsa daha avantajlı.

En azından yapılan anketlerin ortaya çıkardığı sonuç bu yönde.

Türkiye de şuanda hükümette olan ve Haziran seçimlerinde de büyük bir sürpriz olmazsa iktidarını devam ettirecek olan AK Parti seçim hazırlıklarını sürdürürken, pek de alışılmış olunmayan, farklı bir tutum izliyor.

Bu farkındalık aday listelerinin hazırlanması da ortaya çıktı. AK Parti yanında CHP ve MHP'de de daha önceki dönemlerde milletvekilliği görevi yapmış, bakanlık yapmış, parti genel başkan yardımcılığı yapmış önemli isimler aday listeleri dışında kaldılar.

AKP'de eski bakanlardan Kürşad Tüzmen, eski genel başkan yardımcılarından Dengir Mir Mehmet Fırat ve Edibe Sözen gibi önemli isimler liste dışı kalırken kendi iradesi ile seçime katılmayanlar da oldu.

Seçimlere yeniden katılmayan isimler arasında en dikkat çekici olanı ise eski maliye bakanı Sayın Kemal Unakıtan.

Bunların yanında, AK Parti'nin aday listesinde 78 kadın, 11'de engelli vekil adayı yer alıyor.

CHP'de adaylarını yenileyen siyasi partilerden.

Özellikle partinin ağır topu Önder Sav'ın aday gösterilmemesi büyük sürpriz oldu.

Önder Sav yanında, CHP'de listeye giremeyen isimler arasında Hakkı Süha Okay, Mehmet Sevigen, Berhan Şimşek ve Kemal Anadol da var.

MHP'de de 12 haziran seçimlerinde aday gösterilmeyen önemli isimler var.

Peki, bu gelişmelerin anlamı nedir?

Bu konuyu sorgulayacak olursak, akla gelen iki seçenek var.

Öncelikle söz konusu partilerin genel başkanları bu isimlerle çalışmak istemiyor.

Veya partiler, vizyonlarını, görüşlerini, olumlu yönde değiştirmek için yenilenme adına bir adım atıyor.

Belki de seçim bölgelerine yönelik yeni bir stratejide bu değişikliklerin yapılmasında etkili oldu.

Bu duruma göre TBMM %60 ile %65 arasında bir oranda yenilenecek.

Aslında tüm bu bilgileri bu köşeye taşımamdaki sebep şu, hem KKTC'de hükümet partisi içinde kabine değişikliği ile başlayan tartışmaların ne kadar gereksiz ve zaman kaybettirici olduğunu anlatmak hem de siyasetin bir meslek olmadığının altını bir kez daha çizmek.

Siyasetin de artık bir sınırı ve bir doyum noktası olmalı.

Bu çökmüş sistem içerisinde başarısız olan insanlar, tekrar tekrar bu sahneye çıkmasın.

Sorumluluk almak, hele siyasetin böylesi güven kaybettiği bir dönemde, çok ağır bir yüktür.

Parti yönetimleri, genel başkanlar, bu konuda cesurca ve radikal kararlar alsın.

Türklük tarihinin en parlak devrini yaşadığı padişah olan, Kanuni Sultan Süleyman'ın ölümünden sonra bir isteği olmuş.

Kanuni bu isteğini şöyle dile getirmiş "Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsünler ki, Padişah olan Kanuni bile bu dünyadan eli boş gitmiştir".

Yani, makamda mevkide bir yere kadardır.

Ama bu maalesef bizim ülkemiz için geçerli değil.

Bu memlekette her şey makamla ölçülüyor.

Gelinen noktada toplum gerçekten tepkili.

Seçim sistemi, siyasi partiler yasası mutlaka gözden geçirmeli.

Vekil adayları, bölgelere göre değil, genel olarak seçmenin karşısına çıksın.

Vekil aday adaylarını parti başkanlarına da abartısız kontenjanlar vererek, gerçek anlam da söz konusu partinin delegeleri seçsin.

Bölgecilik devam edecekse, aday adayları önce bölgelerinde seçimle belirlensin.

Bunlar sadece ilk başta akıllara gelen önerilerdir.

Ve tartışılabilir.

Atılacak ilk adım defalarca dile getirdiğimiz gibi siyasetin bir meslek olmadığının kabulüdür.

Bir başka önemli noktada seçilmiş olmanın her hakkı mubah saymadığıdır.

İngiltere Başbakanı, ekonomik kriz nedeniyle bir çok önlem aldı.

Ekonomik fedakarlığa önce siyasilerden, hükümetten ve kamu harcamalarından başladı.

Tatiline bile en ucuz hava yoluyla gitti.

Peki, bizde avuç içi kadar mesafede olan bu coğrafyada bakanlara özel araçlar, müdürlere özel araçlar, bu düzen nereye kadar?

Öncelik makam, mevki ve hırsların tatmininde olmasın.

Hiçbirinin sonu yok.

İyi hatırlanmak, kötü hatırlanmaktan iyidir.

Kanuni'nin söylediği gibi bu dünyadan herkes eli boş gidecek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları