Devlet halkın mı?

Yayın Tarihi: 18/04/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Ülke gündemi siyasi olaylara odaklanmışken, esas konular ve çözülmesi gereken gerçek sorunlar hala daha dokunulmamış duruyor.

Öncelikle en önemli sorunu, yani siyaseti ve siyasetin bir ülke, bir toplum için önemini anlamalıyız.

Esas mesele şu; KKTC'de sorunların kaynağı siyaset kurumu mu?

Bu soruya şöyle bir cevap verilebilir.

Eğer ki, sorun çözmek için makam koltuğunda oturan ve devletten maaş alan görevliler sorun çözmek yerine bu makamı nasıl kullanırım, nasıl sürekli kılarım noktasında ise var olan sorunlar çözülmek yerine katlanarak artar.

Bir ülkede ekonomik sorunlar tartışılabilir.

Bir ülkede işsizlik sorunu tartışılabilir.

Bunlar dönem dönem yaşanabilen sorunlardır.

Fakat bu sorunlar yıllarca sadece tartışılıyorsa, çözüm üretilmesi yerine bu sorunlar bir kalkan gibi kullanılıyorsa ortada gerçek anlamda bir sorun vardır.

Peki, bir ülke veya toplumu ayakta tutan gerçek bağ nedir? Tabi ki ortak bir geçmiş ve paylaşım.

Devletle ve devlet yönetimi ile toplumu bir arada tutan nedir?

Tabi ki adalet, adil yaklaşım, kaynakların etkin ve eşit dağıtılması.

Toplum bireylerinin, devlet tarafından korunması, eğitim hakkının, sağlık hakkının, güvenlik hakkının sağlanması.

Yani toplumun devlet güvencesi altında yaşaması.

Devletin kendi insanına güven vermesi.

KKTC'de böyle bir anlayış var mı?

Maalesef yok.

Yanlışlığın merkezi de devletle siyasi yönetimin eşleştirilmesi.

Oysa devlet, kurumların oluşturduğu bir sistemdir.

Devlet mekanizması, siyasi yönetimiyle, çalışan veya çalıştırılmayan kurumlarıyla, bireyleriyle, hizmet ettiği toplumla bir bütündür.

Devlet, siyasi erke ait bir alan değildir.

Bu memlekette gelinen noktada siyasetçiye olan güvensizlik, aslında devlete duyulan güveni de zedelemiştir.

Ve en başta devlet kendini yönetenleri denetleyebilmelidir.

Denetim mekanizmasını elinde tutan denetim birimleri ilk önce devleti ve devleti yönetenleri denetlemelidir.

Bir devlet veya bir devlet yönetimi düşününki ülkede yaşayan insanların sayısını belirleyemiyor.

Bir devlet düşününki imkanları yöneticileri tarafından menfi çıkarlar için kullanılıyor.

Bir devlet düşününki, vatandaşlarını önemli bir çoğunluğu mutsuz, yarınından ve en önemlisi devletinden umutsuz.

KKTC'de en çok tartışılan, en çok istismar edilen konuların başında vatandaşlıklar gelir.

Aslında tartışılması gereken konu vatandaşlıkların verilmesi değil.

Veriliş şeklidir.

Normal prosedürün çalıştırılması ile vatandaşlık hakkının verilmesi durumunda kimsenin itirazı olmaz.

Esas itiraz noktası vatandaşlık hakkının keyfi verilmesidir.

22 yaşında genç bir insan 8 yaşından buyana KKTC'de yaşıyor.

Tüm ailesi kardeşleri burada.

Hala daha KKTC vatandaş olamadığını ve bunun sebebini bilmediğini söylüyor.

Karşılaştık, yanıma geldi ve sözlerine şöyle başladı "Abi lütfen yaz. Kıbrıs'a, Türkiye'den Üniversite de okumak için gelen insanlara bile vatandaşlık verildi. Ben niye bu ülkenin vatandaşı olamıyorum".

Daha öncede yazdım.

Bir ülke kendi içinde kendi vatandaşının her türlü güvenliğini sağlamak amacıyla çeşitli tedbirler alabilir.

Almalıdır da.

Bir toplumun güvenliğini, kültürünü, sosyal yaşam kalitesini tehdit deden unsurlar varsa bunlar mutlaka engellenmeli.

Fakat, öncelikle eşitlik ve adillik temel kavram ve yaklaşımlar olmalı.

Bu ülkede her konu istismar ediliyor. İstihdamlar, vatandaşlıklar, krediler, devlet ihaleleri, şeffaflıktan uzak tamamen partizanca, tamamen popülist yaklaşımlarla belli çevrelere kullanılıyor.

Devlet olanakları, siyasi yönetimin iktidarını sürdürebilmesi için kullanılan imkanlar olarak görülüyor.

Devlet siyasetçinin uhdesinde olan bir kurum değildir.

Devlet, halkıyla bir olan bir olgudur.

Devlet halkın her şeyi olduğu gibi, devletin her şeyi de halkındır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları