Çılgın Türkler

Yayın Tarihi: 02/05/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Türkiye de 12 haziranda yapılacak olan seçimler için süreç ilerliyor.

İlk başlarda partilerin gösterdiği adaylar, adaylığı iptal olup tekrar bu hakkı kazananlar, çekilenler, aday olup çeşitli sebeplerden dolayı vazgeçenler, kısacası bildik seçim manzaraları yaşandı.

Partilerin durumları netleşmeye başlayınca ortaya konan projeler, halka verilen vaatler konuşulmaya, tartışılmaya başlandı.

En önemli proje elbette, AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Başbakanı Sayın Recep Tayip Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı, İstanbul'u ikiye bölme projesidir.

Bu ikiye bölme, iki yakası boğazla birbirinden ayrılan İstanbul'un bir bölgeden daha bölünüp etrafının denizle çevrilmesi.

Gerçekten büyük vaat.

Ve gerçekten büyük düşünce.

Bu düşünce hayat bulur mu?

Türk halkı bu düşünceye onay verir mi?

Bu soruların cevabı zamana ve sandığa kalmış.

Aslında bu düşünce ve kamuoyundaki adıyla bu "Çılgın proje" bana göre amacına ulaştı.

Bunun en büyük kanıtı, Türkiye'nin her kesimiyle bu projeyi tartışması.

Hatta sandıktan birinci olarak çıkmak için, AK Parti ile yarışan diğer siyasi partiler bile her şeyi unutmuş bu projeyi tartışıyor.

MHP projenin eski bir düşünce olduğunu ve rahmetli Bülent Ecevit'in bu fikri daha önceden zikredip hayata geçiremediğini söylerken, CHP ise projenin içinde insan unsurunun olmadığını söyleyerek böyle bir eleştiride bulunuyor.

Hayat bulması zor ve büyük bir düşünce.

Ama daha önemlisi, düzlüğe çıkmış ekonomi, azalan işsizlik oranı, ücretsiz eğitim ve sağlık, herkese ev iş sözü gibi ucuz seçim vaatlerinden farklılık adına ses getirdi.

Sayın Erdoğan ve AK Parti'nin bu projesini takip eden başka merkezlerde var.

Mesela, Yunanistan. Yunanistan da yayınlanan Ethnos gazetesi, Türkiye'nin boğazlardaki geçiş ve güvenlik alanlarını düzenleyen "MONTRÖ" sözleşmesindeki yükümlülüklerinden bu projeyle kurtularak, Orta Asya dan gelen petrolün, Akdeniz'e taşınmasında kontrolü tamamen eline alacağını yazdı.

Yani olayın bir de Uluslar arası yönü ortaya çıktı.

Bu proje hayat bulursa hem boğazlardaki gemi, hem de yapılacak köprü ile İstanbul trafiğine büyük oranda rahatlama getirecek.

Tüm bunların yanında Türkiye'nin prestiji ve bölgesindeki etkinliği de artacaktır.

Peki, hem Türkiye de hem de diğer ülkelerde tartışılan bu "Çılgın Proje" bu kadar önemli mi?

Yani, doğuda okulu olmayan, hastanesi, yolu, fabrikası olmayan, insanlar için İstanbul da bir kanal daha açılması, bir köprü daha yapılması ne ifade eder ki.

Öncelik terörün ekonomi, istihdam ve yatırım ile çözümlenmesi olsa daha iyi olmaz mıydı?

Öncelik başta basın olmak üzere kitapların yasaklanmadığı, insanların düşüncelerini daha açık, daha cesur ve daha şeffaf bir şekilde ifade etmesi olsa daha iyi olmaz mıydı?

İstanbul'u bir ada haline getirmek, tüm Türkiye'yi bir bütün olarak kucaklayıp kalkındırmaktan daha fazla öneme sahip değildir herhalde.

Bu tartışmalar insanın aklına şu düşünceyi getiriyor.

KKTC'de fark yaratacak, çılgınlık damgası vurulacak, söz ola değil gerçek anlamda hayat bulacak projeleri yaratmak yerine işin kolayına kaçmak, tutulmayacak sözler vermek, muhalefette başka iktidarda başka telden çalmak bir gün gelip son bulacak mı?

Tüm bunları yapmak için irade ve cesaret ister.

Bu köhneleşmiş, üretmeyen, alternatif yaratmayan, dil alışkanlığı söylemlerle sadece zamana oynayan, sadece günü kurtaran anlayışlar bu topluma hiçbir şey kazandırmaz.

Büyük düşünmek, ileriyi görmek, geçmişte değil, gelecekte yaşamak hep daha iyiyi hayal etmek ve en azından denemek her şeyin ilk adımıdır.

İşte tüm bu düşüncelerin gerçekleşmesi için değişim şart olduğunu bıkmadan dile getiriyoruz.

Toplum için, gelecek için, gençlerimiz, çocuklarımız için çok çılgın olmasa da boşa geçen bunca yıla inat yeni ve hayat bulan projeleri beklemek bu halkın en büyük hakkıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları