Değişim CTP ile başlar mı?

Yayın Tarihi: 06/05/11 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Bu ülkede her sorun siyasi kaynaklı, diye bir görüş ortaya atsam, acaba haksızlık yapmış olur muyum?

Siyasetle bu kadar iç içe, siyasetle bu kadar bağlantılı, daha ileri gidecek olursam siyasetle yatıp, siyasetle kalkan bir başka toplum daha var mı?

Bir düşünün, bu ülkede doktoru da, avukatı da, işçisi de, memuru da, şirket sahibi de, herkes mutlaka bir siyasi rengin peşindedir. Kendi alanında başarıyı yakalamış, maddi olarak bir beklentisi yok.

Fakat bir güdü siyasete yönlendiriyor.

Kesinlikle yanlış anlaşılmasın, siyasi mekanizmaya her kesimin katkı koyması elbette bir kazançtır.

Benim itiraz noktam, döneme göre kazanç ve çıkar sağlamak adına siyasete bir yerden bağlanılmasıdır.

Döneme göre, kişiye özel yasalar, kararlar alınmıyor mu bu ülkede.

Alınıyor.

Döneme göre devlet kurumlarının yönetim kadrolarına kendi dalları olmadığı halde insanlar atanmıyor mu?

Atanıyor.

Yani herkes kendi işini yapsın.

Doktor meclise girmeyecek mi?

Elbette girsin.

Avukat, iş adamı meclise girmeyecek mi?

Elbette girsin.

Ama ekonomist de girsin, akademisyen de girsin, siyasetin bilimselliği katkı açısından, sorunların çözümüne yönelik profesyonel düşüncelerde etkin olsun.

Siyasilerimizin ekonomi ile ilgili olarak alınan kararlarda en çok sığındıkları ve "İngiltere de bile ekonomik önlemler alınıyor.

Çalışanların maaşları düşürülüyor" diye örnek gösterdikleri İngiltere de dün, 36 yıl aradan sonra seçim sistemindeki değişiklik için referanduma gidildi.

Bu gelişmede örnek alınsa ve bir reform yapılsa, bundan kazançlı çıkan kim olur.

Elbette başta güveni yerlerde olan siyaset kurumu ve toplum olur.

Bu gün için yapılacak pek fazla bir şey ne yazık ki yoktur.

En çok seslendirilen erken seçim beklentisi de bana göre bu günkü tablodan pek farklı olmayacak sonuçlar çıkaracaktır.

Hükümetin durumu ortada.

Bu haliyle ileriye doğru oluşacak baskı unsurlarına dayanmakta zorlanacaktır.

Kaldı ki bu baskı unsurları bizzat iktidar partisinin içinde ki dengelerden dolayı meydana gelmektedir.

Erken seçim isteği ile ortaya bir çıkış yolu işaret edenler, bunun neler getirip neler götüreceğini de ortaya koymalıdırlar.

Yani olmaz ya hükümetin erken seçim kararı aldığını düşünelim.

X veya Y parti de bu seçimden zaferle çıksın.

Ya daha sonrası.

Ben bu günkü hükümetin haklı yanı olduğunu anlatmaya çalışmıyorum.

Ama bu saatten sonra bu ülkede siyaset kurumu diken üstündedir.

Siyasi partiler öncelikle, kendi iç yasalarını, tüzüklerini gözden geçirmelidirler.

Parti genel başkanlığını, belli bir süre ile sınırlandırmalıdırlar.

Daha sonra öneri sunmalıdırlar.

Artık memleket yangın yeridir söylemiyle hiçbir yere varılamaz.

Bu gün UBP gitsin, yarın CTP veya bir başka siyasi renk iktidar olsun, fark olmayacaksa ne anlamı var?

Memleketin yangın yeri olduğunu bu yangının içinde bir su damlası olan toplum zaten biliyor.

Bu noktada umut nedir?

Kimlerdir?

Umut, bugünkü durumdan kurtuluşun reçetesini, önerilerini, ortaya koyacak ciddi anlamda çalışma üretecek siyasi partiler ve siyasilerdir.

Değişim dedik.

En baştan.

Siyaset kurumundan, siyasi anlayıştan başlamak üzere, bunu devlete, yasalara, kanunlara ve günlük yaşama yaymak.

Sınırlandırma dedik. Parti başkanlığına, milletvekilliğine, siyaset yaşamına.

Cumhuriyetçi Türk Partisi 5 Haziran da yeni Genel Başkanını seçecek.

Kıbrıs'ın kuzeyindeki siyasi sistemin sıkıntılı bir dönem yaşadığını ve bu sıkıntının ileriki dönemlerde daha da artacağını düşünürsek, CTP'nin yeni Genel Başkanı kim olursa olsun işinin zor olduğu bir gerçek.

Hem partiyi tekrardan toparlayacak, hem değişim yaratacak adımları atacak.

UBP'nin partisel anlamda bugün içinde olduğu durum, Sayın Eroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı makamına çıkışı sonrasında parti yönetimindeki iktidar çekişmelerinin bir göstergesidir.

Sayın Talat saraya çıktığı zaman, CTP böylesi bir sıkıntı yaşamadı.

5 Hazirandaki kurultayda şu an için Özkan Yorgancıoğlu, Mehmet Çağlar, Ömer Kalyoncu, Kutlay Erk ve Nazım Beratlı Genel Başkanlık için yarışacak isimler.

Adaylık başvuru süresi bugün sona eriyor.

Bu adaylara yenileri katılır mı?

Uzak bir ihtimal ama Sayın Soyer aday olmama kararını yeniden gözden geçirir mi?

Adaylığı açıklayan isimlerden çekilen olur mu?

Bu sorular bu gün cevabını bulacak.

Bana göre Sayın Soyer'in aday olmaması partinin değişim anlamında gelişmesi için olumludur.

Bu düşüncem Sayın Soyer'in siyasi ve kişisel duruşu ile ilgili değildir.

Sayın Soyer aday olmamakla, ki en azından bu yazı yazılana kadar aday değildi, değişim adına en önemli adımı atmıştır.

Ama bu ülkede değişim istiyorsak, öncelikle siyasi partiler kendi yönetimlerini değiştirmeli.

Daha sonra ülkedeki siyasi yönetim anlayışını değiştirmenin yollarını aramalı.

Aslında CTP'nin önünde bir fırsat var.

5 Haziran kurultayı sadece Genel Başkanı değiştirmesin.

Parti içi değişim her anlamıyla hayat bulsun.

Mesela, yazımın daha önceki kısımlarında bahsettiğim, Genel Başkanlık süresinin sınırlandırılması düşünülemez mi?

Değişimi ve statükonun yıkılmasını savunan bir siyasi görüşten bu anlamda bir beklenti çok mu?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları