40. Yılda 23. Kurultay

Kıbrıs Türk siyasi yaşamının 40 yıllık siyasi partisi CTP, dün 23. olağan kurultayını gerçekleştirdi. Öncelikle, ülke siyasi yaşamına, Cumhuriyetçi Türk Partisine ve yeni Genel Başkan Sayın Özkan Yorgancıoğlu'na hayırlı olsun.

Bu noktada önemli olan kimin kazandığı değildir.

Siyasi partilerde önemli olan isimler değil, parti politikalarıdır.

Önemli olan içinde bulunduğumuz sıkıntılı gülerde, ileriye dönük toplumun umudunu artıracak adımları cesaretle atabilmektir.

Önemli olan iktidar olmak değil.

Önemli olan iktidar erkini, zümresel çizgiden çıkartıp, toplumun geneline yaymak, toplumun varlığını sürdürecek her türlü önlemi almaktır.

İçinde bulunduğumuz süreçte Kıbrıs'ın kuzeyindeki siyasi yelpazede toplumun beklentisi iktidar partisi UBP'den çok, muhalefet partileri ve elbette ana muhalefet CTP etrafında şekillenmektedir.

CTP için önemli bir seçimdi.

En başta ilk defa dört adaylı ve galibi önceden belli olmayan bir seçim süreci yaşandı.

Adaylar birbirlerine belden aşağı vurmayarak, birbirlerine şüpheli ithamlarda bulunmayarak oldukça olgun bir yaklaşım sergilediler.

Bunun yanında değişimi ve bu seçimden sonra ne olacak sorusuna cevap olabilecek yaklaşımları da pek seslendirmediler.

Ortaya bir diğerinden farklılık anlamında bir düşünce koymadılar.

Parti politikasının değişiminden çok, kimin yeni Genel Başkan olacağı düşüncesi ağır bastı.

Belki de muhalefet partisi olunduğundan dolayı da pek bir heyecan yoktu.

Sebebi her ne olursa olsun, Sayın Ferdi Sabit Soyer aday olmayarak bence siyasi yaşantımızda iktidar hırsları, makam, mevki sevdası olanlara örnek oldu.

Sayın Soyer tüm adaylara eşit bir duruş sergilemeye özen gösterdi.

Tüm kesimlere mesajlar içeren konuşmasında kurultaya yönelik " Parti başkanı kim seçilirse, seçilsin genel sekreter ve diğer organlar, belli kulislerle değil, partinin özgür iradesiyle şekillenecek, böyle olmalıdır" diyerek sözü delegeye bıraktı.

CTP' de yeni bir dönem başlıyor.

Adaylarda yaptıkları konuşmalarda bu noktaya vurgu yapmaya çalıştılar.

Sayın Kutlay Erk "Benim bir büyük vizyonum, bir güzel rüyam var.

Önder partiyi CTP' yi zirveye getirmek, orada tutmak ve gençliğe devretmektir" sözleriyle delegeye seslenirken, Sayın Çağlar " Gençlerle olgunluğun niteliklerini birleştirerek, bugünden yarınlara bütünsellik içinde gruplaşma ve farklı düşüncelere saygısızlığa fırsat vermeden, en geniş katılımcılıkla, gençlerin, kadınların, erkeklerin birlikte çalışacağı yeni farklı komitelerle, parti sözcülerini artırarak, toplumla kucaklaşarak yapısal değişiklikleri hayata geçireceğiz" cümleleri ile değişime ve gençliğe vurgu yaptı.

Bir diğer aday Girne milletvekili Sayın Ömer Soyer Kalyoncu ise " Mutluluğun yolu başarmaktır. CTP'liler her zaman kolektif bir başarının peşindedir.

Bu zaman zaman unutulmuş olabilir" sözleri ile geçmiş dönemlere bir öz eleştiri yaptı.

Dördüncü ve son aday, Sayın Özkan Yorgancıoğlu da yeni dönemde, CTP'nin bütünlüklü politikalar belirleyerek iktidara geleceğinin altını çizdi ve " Çok sesliliği partinin önünde bir tehdit gibi görmek, bundan korkmamak gerekir.

Partimizin ilkelerini koruyarak, çok seslilikle, konuşarak daha ileriye gideceğiz" sözleri hem bir uyarı hem de bir çağrı anlamı taşıdı.

Cumhuriyetçi Türk Partisinin 23. Kurultayı sonucunda, Sayın Yorgancıoğlu partinin 5. Genel Başkanı oldu.

Bu noktada bu sonucu sürpriz olarak kabul etmek gereksiz.

Bir yarış yapılmış ve sonuçlanmıştır.

Bundan sonraki aşama bu değişimin parti iç dinamitlerine yansımasının sonuçlarını görmektir.

CTP'nin 39. yılına dair yazdığım 27.12.2009 tarihli yazımdan şu alıntıyı yapmak istiyorum "Cumhuriyetçi Türk Partisi, Kıbrıs Türk Siyasi hayatının ilk partisidir. 27 Aralık 1970 yılında kurulan parti, 39 yıldır Türk siyasetinde bir renk olarak yer alıyor.

Diğer siyasi partilere göre farklı ideolojik anlayışların ve yaklaşımların seslendirildiği CTP bu farklılığı nedeniyle yıllarca muhalefet görevi yaptı. Farklı siyasi yaklaşımları dolayısı ile belli bir tabanı olmasına rağmen topluma, tam olarak kendi siyasetini yansıtamadı".

Evet, CTP bundan sonraki süreçte, iktidar olamama ve bedel ödeme korkusu olamadan kendi siyasetini tam olarak yansıtabilmelidir.