Yazıklar olsun

Yayın Tarihi: 22/07/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

20 Temmuzun 37. Yıl dönümü anlamına yakışmayacak şekilde yaşandı ve bitti.

Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan da ülkemizden ayrıldı. İşte yine kendi kendimizle kaldık.

Sayın Erdoğan önemli açıklamalar yaptı. İç konular ve sıkıntılarla ilgili bilgi alışverişinde bulundu.

Kıbrıs adasının önümüzdeki dönemlerde daha farklı bir süreç yaşayacağı kesin.

Sayın Erdoğan'ın yaptığı açıklamaları analiz etmek gerekirse, Güzelyurt, Karpaz ve Maraş'la ilgili kesin bir dille verilmeyeceğini seslendirmesi önemli bir nokta.

Bu duruma güney Kıbrıs ve çeşitli dış merkezlerden değerlendirmeler ve eleştiriler geldi.

Ortak nokta bu düşüncelerin görüşmelere pozitif etki yapmadığı, tahrik edici unsur taşıdığı ve şantaj içerdiği.

Şimdi, Sayın Erdoğan çok doğru söylemiş demeyeceğim ama artık güney Kıbrıs'ta, AB'de yanlış yaptığını kabullensin. Güneyin yaşadığı patlama olayıyla bir kez daha anlaşıldı ki bu adada yaşayan iki halkında birbirine ihtiyacı var.

Yapılan hataların telafisi, için adımlar atsın.

Eleştiri noktam ise müzakere süreci devam ederken bu tür açıklamaları gereksiz bulmam.

Sonuçta devam eden bir görüşme maratonu var.

Daha ılımlı açıklamalar yapılsa idi bu ortam çözüm adına daha etkin kullanılabilirdi.

Peki, Sayın Erdoğan bu açıklamaları Kıbrıs Türk halkının gözündeki imajını yenileme amaçlı mı, yoksa Türkiye'nin yeni yol haritası ekseninde mi yaptı.

Bu önümüzdeki süreçte ortaya çıkacak.

20 Temmuz, anlamı itibarı ile bu ülke için çok önemli bir tarihin yıl dönümüdür.

Bu yıl daha öncekilere nazaran daha farklı olaylar ve düşünceler ortaya çıkmıştır.

Şimdi kutlamalar, törenler bitti.

Peki, geriye ne kaldı?

Yeniden tırmanan gerginlik.

Yeniden ülke insanının kutuplaşması.

Böyle devlet ciddiyetsizliği olmaz.

Bu memleketi bu hallere getiren, bu siyasi mekanizma, buna prim veren, bu düzenden rant sağlayan, 37 yıldır devlet imkanlarından faydalanan çevreler en başta ki sorumlulardır.

Ankara'nın günahı yok mu?

Elbette var.

Ve bugün bunun yansımaları ortaya çıkıyor.

Türkiye'nin ciddi anlamda bir Kıbrıs sorunu vardır.

Yanlış üzerine yanlış yapılması da bu sorunu tırmandırıyor.

KKTC'deki siyasi erk bu sorunun çözümü için gerekli irade ve güvene sahip değildir.

Bu gerçek bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan'ın KKTC ziyareti sırasında alkışlayanlar olduğu gibi protesto edenlerin olması da gayet doğaldır.

Bu düşüncemi daha öncede ortaya koymuştum.

Bunların hepsi demokratik haklar içerisinde kabul edilmeli.

Sayın Erdoğan 75 milyon insanı yöneten bir başbakandır, bu kadar abartıya, bu kadar zıtlaşmaya, insanların üzerine polisi sürmeye ne gerek vardı?

Anlamak zor.

Bu ne kin, bu ne anlayış, bu ne düşünce.

Polisime bak. Ülkede asayişin yerlerde süründüğü, olayın eksik olmadığı memlekette polis babası yaşında bir insana gâvurun bilmem nesi diyerek patlatıyor yumruğu.

Kıbrıs'ın kuzeyinde hiç olmadık şeyler oluyor.

İnsanların konuşması, eylem yapması, demokratik hakkını kullanması çağ dışı yöntemlerle engellenmek isteniyor.

Efendiler, ayıp oluyor, yazık oluyor.

Bu demokrasinin kara lekesidir.

Bu KKTC hükümetinin de, polisinin de ayıbıdır.

Böyle yaparak sadece Türkiye tepkisini, Kıbrıslı, Türkiyeli ayırımını körüklemekten başka bir şeye hizmet etmiyorsunuz.

Anlaşılan o ki bu ayırım polis teşkilatı içerisinde de küçümsenmeyecek bir noktada.

Bu bir genelleme değil.

Elbette bu işin sorumlulukları çerçevesinde yerine getirenlerde var.

Ama bu işin tadı kaçtı.

Bu önemli dönem, bu önemli açılışlar, bu önemli mesajlar gölgede kaldı.

Polis teşkilatı, Güvenlik kuvvetleri, İçişleri Bakanlığı derhal üzerine düşeni yapmalı.

Ortada resimler, görüntüler var.

Saldırıya uğrayanlar, mutlaka savcılığa başvurmalı.

Bu işin sorumluları cezasını çekmeli.

Yoksa bunun altından kimse kalkamaz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları