Toplum lider arıyor

Yayın Tarihi: 02/09/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Her ne kadar maneviyatımız tartışılsa da birçok maneviyat sahibinden daha maneviyatçı olduğumuz kesin. Hiç olmazsa hiçbir şeyi göz boyamak için yapmıyoruz. Kendi içimizde yaşıyoruz her şeyimizi. İnancımızda, imanımızda vicdanımızla örtüşüyor.

Esas olan isteyenin istediği gibi yaşamasıdır. Bir saate gelmeyen bu hayat başkaları için yaşanmamalı.

Bir bayram sevinci daha geride kaldı. Eski bayram tadı yaşandı mı? Diye sorsam alacağım cevap büyük oranda "Hayırdır".

Bayramlar gelir geçer, eskiye özlem geçmez. Evlerde ziyaretçi sayısı her bayram daha da azalır.

Şimdiki çocuklar, bizim çocukluğumuzda yaşadığımız gibi yeni ayakkabının, yeni kıyafetin heyecanını yaşamıyor artık.

Doğru söz buysa, buruk bir bayram heyecanı yaşandı.

Bu burukluğa birinci Cumhurbaşkanı Sayın Denktaş'ın ve eski bakanlardan gazeteci Sayın Kotak'ın sağlık durumlarındaki olumsuzluklar da eklenince durum daha da tatsız bir hal aldı.

Her iki büyüğüme de bir kez daha acil şifalar diliyorum.

İçinde bulunduğumuz süreçte, kriz yönetmenin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Yaşadığımız sıkıntılar beklide yıllardır vardı.

Fakat yıllarca ne nüfusumuzun önlemsiz ve çaresizce arttığını fark ettik, ne olaysız günümüzün geçtiğini, ne de artık geriye dönüşün olmadığını.

Oysa istediğimiz çok bir şey değildi.

Özgür olmak için mücadele vermiş, ileriye daha güvenle bakan, ayakları daha sağlam basan, ne istediğini bilen kimlikli bir toplum.

Ama Rum'un ganimeti o kadar tatlı ve baş döndürücü geldi ki, bir gün bunları sorgulayacağımızı düşünemedik.

Düşünmek işimize gelmedi.

Kalk dediler kalktık.

Otur dediler oturduk.

Kendisine saygısı olmayan toplumlara kimse saygı göstermez.

Son zamanlarda tartışılan bir konu da "Kıbrıs Türk Toplumunun lideri yok" şeklindeki düşüncedir. Liderlik düşüncesi bana daha çok tek isimliliği çağrıştırdığı için pek sıcak bakmıyorum.

Fakat toplum bir oraya bir buraya savrulurken bir ihtiyaç olduğunu da kabulleniyorum. Her şeyden önce toplumunu düşünecek, toplumsal çıkarları, siyasi çıkarların önünde tutacak, kendisine güvenen, bir halk arkasında iken kimsenin önünde eğilmeyecek bir lider.

Elbette toplumun lider olduğu bir düzen daha çok arzulanmalı. Toplum liderliğinin, zaman içerisinde kişisel düşüncelere yönelmesi, liderin toplum düşüncesine değil, toplumun liderin düşüncesine yaklaşmasını sağlar.

İşte bu noktada toplumsal değil, kişisel çıkarlar ön plana çıkar. Kıbrıs'ın kuzeyindeki düşüncenin hangi noktada olduğu bu anlamda apaçık ortada.

Biraz da bayram vesilesiyle, insani ilişkiler açısından yoğun geçen üç günden verebileceğim ilk not "Toplum lider arıyor" yaklaşımıdır.

Aslında lider derken amaç güvenmektir.

Kıbrıs Türk siyasetine yön veren siyasi partiler de, siyasi kimlikler de toplum nazarında güven kurumunu önemli oranda sekteye uğratmışlardır.

Toplum için seslendirilen her düşünce günün sonunda siyasi çıkara kurban edilmiştir. Çok açık bir şekilde gözlemlediğim olay toplumun gelecek için güven duymadığıdır.

Hemen her yerde söylenen şu "Siz bizim sesimiz olun".

Sizden anlatılmak istenen genel olarak "Basın" gücüdür. Endişe ve bir yerde eskiye özlem vardır.

İnsanlar kapısını, penceresini rahatça açık bırakabildikleri, Lefkoşa'nın, Girne'nin günün herhangi bir saatinde güven içerisinde gezebildikleri sokaklarını özlemişlerdir.

Nerde o eski günler, eski bayramlar?

Beklentisi aslında bu özlemin bir yansımasıdır.

Bu cümlelerle gelinen ortak payda toplumun geneli için geçerlidir.

Her gelen ayni yaklaşımının umutsuzluğa eş olduğu anlaşılmalıdır.

Şimdi kim çıkıp da kendine güvenerek ve en samimi haliyle "Güzel günler yakındır" diyecek.

Yada bu söyleme kim nasıl inanacak.

Bu noktada işin özü budur.

Rahmetli Uğur Mumcu, bu yaklaşımla örtüşen cümlesinde ne güzel söylemiş "Gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşünen politikacılarımız be tablonun ressamlarıdır".

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları