Bu yazı çocuklarım için

Yayın Tarihi: 04/09/11 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Hayat gerçek anlamda bir mücadele. Kimler geldi kimler geçti bu fani dünyadan. Nice ağalar, nice paşalar, benim benim diye her yeri inleten krallar, sonuç hep ayni son.

Arkadan sorulan hep ayni soru "Nasıl bilirdiniz?" ve verilen hep ayni cevap "İyi bilirdik". 21 yaşında genç bir adam.

Henüz hemşire okulunu yeni bitirmiş. Evli, eşi çocuk bekliyor. Adı Sami Şahmaran, babacığım. Ve 19 yaşında genç bir kadın.

Liseyi bitirip evlenmiş. O zamanlar öyleymiş. Fatma Şahmaran, anacığım. Zaman Kıbrıs'ın karışık olduğu zaman.

Dağ yollarını aşarak Kıbrıs'ın güneyinden, kuzeyine ulaşmışlar. Çatışmalar sürüyor. Hatta anacığım Rum askerlerince yakalanıp beraber olduğu kafileyle esir düşmüş.

Önlerine otomatik silahlar sıralanmış. Ne yapacağına karar veremeyen Rum askerleri, Türkiye'nin adaya çıkartma yaptığını öğrenince bu insanlara bir şey olursa Karaoğlan (Bülent Ecevit) bizi yaşatmaz diyerek, esirleri BM askerlerine teslim etmişler.

Bir iki cümleyle anlatmaya çalıştığım bu yaşanmışlar birer gerçek.

Gencecik iki insan yepyeni umutlarla Kıbrıs'ın kuzeyinde sıfırdan başladılar. Bu coğrafyada yaşayan ve bu kaderi paylaşan herkes gibi.

İlk çocukları ben oldum. Hani annesinin karnında dağları aşan ben. Daha sonra bir kız ve bir erkek kardeşim daha oldu.

Üç umut, üç gelecek. Babacığım, 1994 Mayısın da henüz 40 yaşında iken rahmetli oldu. Çocuklarının mürvetini göremeden, torun sevgisini tadamadan.

Anacığım 38 yaşında üç çocukla yapayalnız kaldı. Ne arayan ne soran. Tam anlamıyla zor bir hayat. Bir maaşla, bu zamanda üç çocuk büyütmek.

Böylesi yaşamlara verilecek birçok örnek vardır mutlaka.

En başta söylediğim gibi hayat gerçek anlamda bir mücadele. Dün çocuk olan, kavak yelleri başında, oradan oraya savrulan ve şimdilerde otuzlu yaşların ortasında olan bizim kuşaklılar, anne ve babamızın bizler için verdiği mücadelenin aynısını çocuklarımız için veriyoruz.

Bundan altı yıl önce 4 Eylül 2005'de sorumlulukları sınırlı olan bir insanken bir anda ikiz çocuk babası bir adam oldum.

Hem de bir saat içinde.

Babalık duygusu beni gafil avladı.

İkizler henüz zamanları gelmeden gelmişlerdi bu dünyaya.

Çok zorlu süreçlerden geçtik.

Bazı sağlık sorunları oldu.

İzmir, İngiltere, Kıbrıs üçgeninde aylarca süren yolculuklar, koşuşturmalar yaşadık.

Tüm bu süreç ayrı bir yazı konusu aslında.

Sağlık sistemimizi, gittiğimiz sağlık merkezleri ile karşılaştırdığımızda ortaya çıkan gerçek daha çok yolumuz olduğu oldu.

Her şeye rağmen hayat devam ediyor.

Bir avuç kadar olan çocuklarım bu gün yeni bir yaşa merhaba diyor.

Bununla beraber yeni bir heyecan başlıyor.

İlkokul günleri.

Nerden nereye.

Babamın bana söylediğini bugün ben çocuklarıma söylüyorum.

Umarım kavganın, savaşın, anlamsız düşmanlığın olmadığı bir ülkede gelecek kaygısı duymadan yaşarsınız.

Ve umarım bunları siz de benim size söylediğim gibi çocuklarınıza söylemek zorunda kalmazsınız.

Yeni yaşınız kutlu olsun.

İyi ki doğdunuz.

İyi ki hayatımdasınız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları