Denetleme kurulu hükümeti de denetleyecek mi?

Yayın Tarihi: 14/09/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Kıbrıs Türk siyaset ve Basın dünyası önemli bir değerini yitirdi. İsmet Kotak üç hafta süren yaşama tutunma mücadelesini kaybetti.

Saygıdeğer bir kimlik, önemli bir düşünce insanı daha aramızdan ayrıldı.

Bu köşenin yazarı olarak Sayın Kotak'a Allahtan rahmet tüm ailesi ve sevenlerine de başsağlığı diliyorum.

Çok acı şekilde tecrübe ediyoruz ki yaşam biter mücadele bitmez.

Önemli olan geride iyi, hatırlanabilecek bir şeyler bırakmak.

Bugün bunları, her türlü hırs ve ihtirastan arınarak düşünen var mı?

Gördüğüm kadarıyla çok az.

Hatta yok diyebilirim.

Yine, daracık sığ dünyamıza dönersek gündemde Başbakanlık Denetleme Kurulu ve Başbakanın açıkladığı rapor var.

İstihdamlar, özelleştirme ve sosyal sigorta yasa tasarılarının meclise sevk edilmesi, bunlara tepki olarak çeşitli kesimlerden gelen açıklamalar, özellikle okulların açılmasıyla başlaması muhtemel grevler önümüzdeki günlerin haritası.

Bunlara birde muhaceretteki değişiklikler, Af, vatandaşlık, kimlik konuları da eklenince gerilimli günlerin başındayız.

Yapılacak her türlü karşı duruş ve itiraza rağmen bu tartışmalı yasalarda mutlaka hayata geçirilecektir.

Hiç olmazsa bunun için sonuna kadar gidilecektir. Bunun adı da reform olacak muhtemelen.

Reform'a, ileriye doğru atılacak her adıma kendi adıma koşulsuz evet.

Zaten bunun bir gereklilik olduğundan kimsenin şüphesi yok.

Ama reformları yapmayı vadedenler bunun dışında kalırsa, onun adı reform olmaz.

Bu işine gelmeyen kısmı törpüleme, yada yaptıklarına kılıf arama şekline döner.

Başbakan bu tartışmalı ortamda bir anda Başbakanlık Denetleme Kurulunun yaptığı araştırmalarla ilgili bilgiler sunma ihtiyacı hissetti.

Öncelikle Başbakanlık Denetleme Kurulundan ne anlıyoruz, yada ne anlamamız gerek ona bakalım.

Kurul için yapılan tanımlama şu "Kurul, Başbakanın önerileri doğrultusunda şu görevleri yapar;

Bakanlıklar, genel, özel ve katma bütçeli daireler ile döner sermayeli kuruluşlarda her türlü yolsuzluk, usulsüzlük ve mevzuata aykırılık ihbarlarını dikkate alarak, gerekli araştırma, inceleme ve denetimleri yapar; Devletten yardım alan dernek, kurum ve vakıflarla ilgili yolsuzluk, usulsüzlük ve mevzuata aykırılık ihbarlarını dikkate alarak, gerekli araştırma, inceleme ve denetimleri yapar.

Bakanlar Kurulunca Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle Başbakanlığa ve Bakanlıklara idari koordinasyon yönünden bağlanan kurum ve kuruluşlarda her türlü yolsuzluk, usulsüzlük ve mevzuata aykırılık ihbarlarını dikkate alarak, gerekli araştırma, inceleme ve denetimleri yapar".

Başbakanlık Denetleme Kurulu ile ilgili olarak, gündeme ilk geldiği zamanlarda da, bu günde eleştiri noktam şudur; Bu ülkede Sayıştay yok mu?

Bu kurumun görevi nedir?

Elbette Devleti her yönden denetlemek.

Peki, Başbakanlığa bağlı, yani bağımsız olmayan bir kurul, Başbakanın atayacağı kişilerce ve yine Başbakanın önerileri doğrultusunda görev yapacaksa o kurulun tarafsızlığından söz edilebilir mi?

Veya bu kurul sadece geçmiş hükümetin icraatlarını, hata ve yanlışlarını araştırmak için mi kuruldu? Geçmiş hükümet dönemine ait, Başbakan Sayın İrsen Küçük'ün açıkladığı rapor tabi ki önemli.

Raporun savcılığa iletildiğini de açıklayan Başbakan Küçük, özellikle KIB-TEK'te ihalesiz yaptırılan 5 trafo merkezi ile SKADA sistemi hakkında çok ciddi tespitler yapıldığını ve ihalesiz trafo merkezlerinin devleti 3 milyon Euro zarara uğrattığını açıkladı.

Şimdi olay Savcılıkta. Ortada bir suç varsa, elbette cezası da olacak.

Usulsüzlük yapan, devlet olanaklarını yanlış, haksız kullanan her kim olursa olsun bunun bedelini elbette ödemeli. Bu düşünce herkes için geçerli.

Bir başka konu bu denetlemeler, araştırmalar sadece geçmiş hükümetle mi sınırlı kalacak. Mesela; DAÜ'yü ihalesiz yabancı sermayeye devretmek de bir suç değil mi?

Ayni şekilde ihalesiz olması muhtemel, Elektrik Kurumu, Telefon Dairesi, Ercan Havaalanı, Cypfruvex gibi kritik yerlerin de yabancı sermayeye devredilmesi suç olmayacak mı?

Münhalsız, parti kurullarında şekillendirilerek yapılan istihdamlar geçmiş hükümetin hatalarında değil mi ki şimdi aynisi yapılıyor.

Anlaşılan o ki gündemi değiştirme çabaları var.

Devlet iktidarın parçası olmayacak. İktidar devletin parçası olacak. Herkes önce kendi yaptıklarının sorumluluğunu alsın.

Her şeyin partizanlık ve siyasi tercihe göre şekillendiği bir ülkede yaşıyoruz.

Sorumlu konumunda olanlar önce kendi yaptıklarını denetleseler, kendi kapı önlerini temizleseler kirlenmek imkânsız olur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları