Olmadı be Mustafa!

Yayın Tarihi: 26/09/11 08:12
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Sıradan bir Pazar günü nasıl zehir olur bilir misiniz?

Havanın sıkıcılığı, içinizde bir sıkıntı yaratır ya kendi kendinize "Hayırdır İnşallah" diye söylenirsiniz.

Ve ansızın bir ambulansın acı sesi böler sessizliğinizi.

Neye uğradığınızı şaşırırısınız.

İşte böyle bir Pazar günü yaşadım dün.

İnanmak istemedim, bir yanlışlık olmuştur dedim.

Şüpheli bir umutlu sokağa çıktım.

Sağı solu aradım. Maalesef duyduklarım doğruydu.

Alayköy eski yolunda trafik kazası olmuştu.

İnşallah can kaybı olmamıştır diye bir ümide içimde hayat verirken gerçek önümde duruyordu.

Daha 18 yaşında, 15 gün sonra askere gitmeye hazırlanan canımız, ciğerimiz Mustafamız olay yerinde hayatını kaybetmişti.

Şimdi hayat bu mu?

Eksik olsun! Lanet olsun!

Böyle bir durumda yazacak, söylenecek ne kalır ki?

Ölümün girmediği ev, çalmadığı kapı var mı?

Yada hayatın bu gerçeğinde adalet aranır mı?

Elbette adalet kavramı hayat için, ölüm için geçerli değildir.

Mustafa 1993 doğumlu, liseyi yeni bitirmiş, yaşı küçük umutları büyük gencecik bir insandı.

Ailesi 1976 yılında Türkiye'den, Adana'dan gelip Kıbrıs'ı yurt edinmiş bu topraklarda bir ömür harcamış insanlardı.

Acının, dili, dini, ırkı, doğum yeri olmaz.

Bu memlekette trafik konusunda ciddi sorunlar var.

Bunları her daim gündeme getiriyoruz.

Bu konu her trafik kazasından sonra belli bir süre konuşulur, tartışılır sonra da unutulur.

Bu konuda iyileştirme cezayla mı sağlanır?

Eğitimle mi? Bilemem. Ama bildiğim tek bir şey var.

Bir şeylerin yapılması gerekiyor.

Bu sorunla ilgili sadece devletin yapacakları mı var?

Hayır. Tabi ki her şeyi devletten beklemek de olmaz.

Geçtiğimiz günlerde bir olaya şahit oldum.

Bunu anlatmama kötü bir olayın vesile olmasını istemezdim.

Ama belki de en doğru zaman şimdi.

Güzelyurt-Lefkoşa yolu üzerinde Benli marketin önündeki trafik ışıklarında bekliyorum.

Yolum Güzelyurt istikametine doğru. Durağım Alayköy.

Sol tarafta boş bir arazi. Her yer toz duman.

Yedi yaşlarında bir çocuk ATV denen aracın üzerinde şov yapıyor.

İzleyenler, alkışlayanlar var. Allah korusun ama bu çocuğun başına bir iş gelse en çok kim üzülecek.

Yine feryat figan, yine suçlu trafik canavarı. Artık iğneyi kendimize batırma zamanı.

Trafik kazalarının mutlaka ki sonu yoktur.

Fakat Zekaların, Mustafaların, adını sayamadığım minicik çocukların acısının, zamansız ölümlerin en aza inmesi bir nebze teselli olabilir.

Son söz Mustafa'ya.

Bu yaptığın için seni hiç affetmeyeceğim.

Her şeye rağmen güle güle koçum.

Yattığın yer nur, mekanın cennet olsun.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları