Bedel ödemeye hazır vekil var mı?

Yayın Tarihi: 09/11/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Herkes her şeyin en doğrusunu bilebilir mi?

Yada herkesin her yaptığı doğrudur diye bir kural mı var?

Her iki sorunun da cevabı şüphesiz ki hayırdır.

Peki, bu ülkenin siyasi yapısı sürdürülebilir durumda mı?

Bu şekilde bir yapı elbette sürdürülemez.

Toplumun aklının bir ucunda yer etmiş olan "Kim gelirse gelsin hep ayni" düşüncesi değişmedikçe, değiştirilmedikçe bu güven sorunu yerini inanca bırakmadıkça bu yapı ileriye gitmez.

Siyaset sisteminde çok aşikâr bir tıkanma vardır.

Bu tıkanıklığın aşılmasını en başta siyaset sisteminin parçaları, bu çarkın dişlileri siyasi partiler ve siyasiler sağlamalıdır.

Bu süreçte toplumun zorlayıcı etkisi de itici güç olmalı ve ne istediğini ortaya koymalıdır.

En başta yapılması gereken futbol takımı tutar gibi siyasi parti tutmaktan, her yanlışa günlük çıkarlar doğrultusunda göz yummaktan vazgeçmektir.

Partizanlık yapılmıyor mu bu ülkede?

Yapılıyor.

Hem de her dönem.

Eee toplum bunu kabullenmedi mi?

Kabullendi.

Hatta herkes kendi sırasını beklemeye başladı.

Özellikle kamuya istihdam konusunda.

Kamu kurumlarında devlet dairelerinde mevcut yönetimler karşıt görüşteki çalışanları daha fazla ve daha ağır işlere sürüyormuş.

Bu bir okur mesajıdır.

Üstelik bu okur engelli bir kamu çalışanı.

Bu küçük ülkenin en büyük sorunu hiçbir engel tanımayan siyasi iktidar hırsıdır.

Vekilinden, Bakanından, İş adamından sıradan vatandaşa kadar herkes bu çarkın içindedir.

Çünkü bu ülkede işler başka türlü yürümez.

Herkes güçlünün yanında olmayı marifet sanır.

Kimse yapılan ve aslında yanlış olan hiç bir şeye karşı ses çıkarmaz, bunu yanlış yaptınız demez.

Bu durum da karar merci de "Doğru yoldayız" güveni uyandırır.

Mesela; 2009 yılından buyana akaryakıta %60, tüp gaza %42, elektriğe ise %36 oranında zam yapıldı.

Bu zamların yanında zam yapılmayan tek bir şey kaldı.

O da tahmin ettiğiniz gibi çalışan maaşları.

Üstelik hayat pahalılığı olayı da ortadan kaldırıldı.

Güvenden, sistemden, denetimden uzak özel sektörü hesaba katan hiç yok.

Peki, bunlara ses veren, tepki koyan var mı?

Toplumsam anlamda yok denecek kadar az.

Bundan şu sonucu çıkarabilir miyiz?

Kıbrıs Türk halkı halinden memnun.

Karar sizin.

Şöyle bir düşünceyi ortaya atsam, acaba kaç kişi benimle hem fikir olur?

Düşünce şu; İktidar partisi içinde her türlü bedeli ödemeyi göze alıp, makam mevki, koltuk sevdasını bir kenara koyup "Bu yaptıklarımız yanlıştır. Halkımız bunlara karşıdır" çıkışını yapabilecek kaç vekil vardır?

Bu yaklaşımın içinde küstürülen ve tepkisini dile getirmek için bu yolu seçen vekilleri saymıyorum.

Anlatmak istediğim düşünce sırf iktidar partisi için geçerli değildir elbette.

Tartışma, eleştiri ve ortak noktada buluşma kültürü olmayan hiçbir görüş ileriye taşınamaz.

Bu noktada bir örnek vereyim; Yunanistan'ın durumu ortada.

Sırf Yunanistan'ın ekonomisi yüzünden tüm Avrupa sallanmakta.

Yapılması planlanan maddi yardım, 130 milyar Euro. Bu yardım elbette karşılıksız yapılmayacak.

Birçok önlem gündem de.

Çok ciddi bir kemer sıkma durumu söz konusu.

Hükümet konuyu referandumla halka götürmek istedi.

Bu düşünceye başta Almanya ve Fransa karşı çıktılar.

Çünkü referandum sonucunun "Hayır" olacağı kesin.

Başbakan Papandreu referandum düşüncesi için sadece AB ülkelerinden değil, kendi vekillerinden de tepki gördü.

Önce üç bayan vekil ve daha sonra da başka vekiller referandum olayına güvenoyu vermeyeceklerini açıkladılar.

Bu kararlarının hükümetin düşmesi, erken seçim ve bir daha vekil olamama, hatta aday gösterilmeme gibi sonuçlar doğuracağını herhalde göze almışlardır.

Yani kendilerine göre yanlış olan adımlara sırf parti politikası ve parti lideri istediği için evet demediler.

Bunun adı demokrasidir.

Demokrasinin olgunluğu da bedel ödemeyi göze almaktır.

Acaba KKTC'de bedel ödemeye hazır vekiller var mı?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları