Madalyonun diğer tarafı

Yayın Tarihi: 21/11/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Çok işimiz var çok.

Belki de yolun başındayız.

Bu gün içinde bulunulan durum bir fırsat olabilir.

K-Pet birçok spekülasyona rağmen iki yerli şirketten oluşan ortaklığa verildi.

Şimdi bu önemli sorumluluğun altına ellerini koyanlar bunun altından kalkmayı başarmalı.

Özelleştirme karşıtlığı ne gibi bir anlam taşıyor?

Kamunun malı olan kurumlar özel sermayeye geçince tabi ki anlayış farklılıkları olacak.

İşin içine en başta kar elde etmek gibi bir amaç girecek.

Ben bu tür girişimleri hep çalışanlar tarafından düşünüyorum.

Yani özelleştirme yerli şirketler tarafında olunca işin rengi değişmiyor.

Sorun devlet kurumunun el değiştirilmesi mi?

Yoksa dıştan gelen yabancı sermeye mi?

Tüm bunların yaşandığı süreçte madalyon tek taraflı değil.

Aslında hep görmekten kaçtığımız ve hep orada duran madalyonun diğer tarafı da var.


KKTC hükümeti her yönden yaratılan krizleri iyi yönetemedi.

Bunu her zaman seslendiriyorum.

Fakat çok rahat bir duruş ve elbette bunun da sebepleri var.

En önemli sebep Kıbrıs'ın kuzeyinde oluşan yapıyı değiştirecek, hiç olmazsa zorlayacak bir itici gücün olmaması.

Bu ülkede bazı realist kesimler dışında kimsenin bir siyasi görüşü bir ideolojisi yoktur.

Tek amaç güçlünün yanında olup, bir şeyler koparmaktır.

1974 sonrasında şahlanan milli duygular siyasi yönetimlere de yansıdı.

1974 öncesi yaşananlarla beslenen duyguların etkisi altında güçlenen bir yapı oluşturdu.

Güçlenen yapı toplumdan da destek gördü.

Adına iktidar dendi.

Bunların karşısında her yapılanı eleştiren, üretmekten, yanlışları düzeltmenin yollarını aramaktan çok "Sırf muhalefetlik" yapan bir oluşum çıktı.

Adına muhalefet dendi.

Bu ülkede sağ görüş denilen yapı bölündükçe bölündü.

Sebep suyun başında olma isteği.


Sol kesim bölünmedi.

Fakat büyümeyi de başaramadı.

Ortaya şöyle bir tablo çıkarıldı.

Sağcı olmak, Kıbrıs adası için Rum Halkı ile ortak bir gelecek düşünmemek.

Bağımsız bir ülke olarak kabul edilen KKTC'nin Türkiyesiz hiçbir şey yapamayacağı inancını taşımak.

Şükran ve vatan, millet söylemini bir marş haline getirmek.

Türkün Türk'ten başka dostu yoktur yaklaşımını savunmak.

Farklı düşünen kesimleri, Türkiye karşıtı ilan etmek.

Solcu olmak, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünü, kuzey Kıbrıs'taki tüm olumsuzluklarla bağdaştırmak.

Sağdan farklı görünür gibi politika üretmek, fakat iktidar olmak için sağ kesimin izlediği yolu izlemek.


Ortak noktalar yok mu?

Olmaz olur mu?

Her dönemde partizanlık yapıldı.

Bundan sonrada yapılacak.

Her dönemde adı "Muhalefetçilik" yapıldı.

Bundan sonrada yapılacak.

Her dönemde iktidar olan, muhalefet döneminde söylediklerini unuttu.

Bundan sonrada unutacak.

Her dönemde muhalefet olan, iktidar olunca yapama sözü verdiği vaatlerini iktidara gelince yerine getirmedi.

Bundan sonrada getirmeyecek.

Seslendirdiğim bu düşünceleri içinde bulunduğumuz sürece uyarlamaya çalışırsak, yasalarda yapılması düşünülen değişiklikleri hangi iktidar yapmam diyebilecekti?

Özelleştirmeleri, devlet kasası bu kadar vahim durumda iken hangi iktidar yapmam diyecekti.

Maaşlara zam hatta ve hatta maş yokken, 13. Maaşlara haftalar kalmışken, Türkiye'den maddi yardım bu karşı çıkılan ve hepimizin eleştirdiği adımlar olmazsa, olmayacaksa hangi iktidar çözüm bulabilecekti?

Bu noktada bu sıkıntılar yaşanırken iktidar erkânının, devletin en tepesinin kamu bütçesini bu kadar rahat kullanmasından da duyduğum rahatsızlığı dile getirmek isterim.

İşin özünde demem o ki Kıbrıs'ın kuzeyinde iktidar olmak bugün için ateşten gömlek.

Bu gömleği giymek için sadece eleştirmek, yanlışları deşifre etmek yetmez.

Yetmemeli.

Bunun yanında "Bizden öncekiler de böyle yaptı" anlayışı da artık eskidi.

Geçerliliği kalmadı.

Şimdi zaman özeleştiri ve madalyonun her iki tarafını da doğru okuma zamanı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları