"Be Mustafa dur be gardaş"

Yayın Tarihi: 28/12/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

KKTC bir istatistikler(!) ülkesi. Neden mi? E, baksanıza çok kalabalık olan nüfusumuzu günlük ekmek satışından çıkarmadık mı?

Şimdi de Devlet Planlama Örgütü'nün yaptığı bir çalışmaya göre emeklilik yaşı belirleniyor. DPÖ, yaptığı bir çalışma ile Kıbrıs'ın kuzeyinde ölüm yaşını 70-72 olarak öngörmüş.

Bu istatistikî veri(!) ışığında emeklilik yaşında değişiklik yapıldı. Bunu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Şerife Ünverdi seslendirdi. Sayın Bakan "İnsanlarımız 50 yaşında emekli olduğu zaman evde oturmaktan sıkılıyor.

Çünkü ölüm yaşı Allaha şükür ki biraz ötelenmiş durumda. Yani ölüm yaşı, DPÖ' nün verdiği verilere göre 70-72 olarak öngörülüyor. Allah halkımıza daha uzun ömür versin, sağlıklı yaşasınlar, huzurlu çalışsınlar. Böylece 60 yaş dünyada emeklilik için normal bir yaş olarak görülüyor". Yapmayın Sayın Bakanım.

Evet, insanımız, çalışanlarımız, işçilerimiz, polisimiz, memurumuz, asgari ücrete talimlimiz emekli olunca evde sıkılıyor.

Bu yüzdendir ki kamudan veya özelden emekli olan insanlar çalışmaya devam ediyor. Bu yüzdendir ki ikinci iş yapanlar her geçen gün artıyor.

Maliye Bakanı Sayın Tatar kabine içindeki en renkli isimlerden biri. Zaman zaman ilginç çıkışlar yapıyor. Mesela; Dövizin yükselmeye başladığı günlerde bunun bir fırsat olduğunu ve hayatın ucuzlayacağını söylemişti.

Bütçe açıklarının kapanmaya başladığını, ekonomik büyümenin hızlandığını ve yatırımların sürdüğünü de söylüyor Sayın Bakan. Hem de her gün.

Tüp gaza, elektriğe, akaryakıta yapılan zamlar, borcunu ödeyemeyip mahkemelere düşenler, kredi kartı borçlarından evine haciz gelenler bu ülkede değil de başka bir yerde herhalde. "Hükümete düşen, kendi kasasını, bütçesini iyi yönetmek, aksi takdirde popülizm olur.

Çünkü siz olmayan parayı dağıtamazsınız, popülizm yapamazsınız. Popülizmin modası geçmiştir. Bir kere gelirimizi giderimizi iyi ayarlamamız lazım, 2012 bütçesi de bunu içermektedir. Biz harcamalarımızı gelirlerimize göre ayarlamış durumdayız.

Ona göre meclisten yetki almış durumdayız". Popülizm yok mu? Yapmayın Sayın Bakanım.

Öyle, böyle "AF" yasası çıktı. Sonuç; Beklentilerin çok çok altında bir ilgi. Sonuç; Afişlerle, reklamlarla affetmek isteyen bir devlet. Sonuç; Her defasında "Bu son".

Son olmaz, olmayacak. Devlet bu konuda ağırlığını, kararlılığını, gücünü ortaya koymazsa bu kronikleşmiş sorun hiçbir zaman çözülmeyecek.

İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Sayın Nazım Çavuşoğlu bu konu ile ilgili olarak "KKTC dışında yaşayan kişilere de bu şansı verdik. Affın insani yanı çok yüksektir. Af süresi bittikten sonra, boş verin tekrar af çıkarır bunlar diyenler yanılır.

Bu sondur. Bu konuda tavizimiz yok. Kararlılığımızı görecekler. O yüzden bu aftan herkesin yararlanmasını istiyoruz" demişti. Yapmayın Sayın Bakanım.

Vekilin fendi, Meclisi gerdi. Meclisim, Meclisim halkımın iradesi Meclisim. Kıbrıs Türk Halkı için irade, ayna, vizyon, çağdaşlık, yenilik, reform, adına ne derseniz deyin.

İşte Meclis, işte hükümet, işte muhalefet, işte vekillerimiz. Yine geldi Sosyal Güvenlik yasası, yine kavga, yine olay, yine gerginlik, yine utanç. Birbirine saygısı, tahammülü, dinleme, anlama, tartışma anlayışı olmayan bir ortam.

Bu tablodan olumlu, hemfikir bir sonuç çıkması bugün için artık çok zor.

Allah aşkına çarşıya bir bakın, esnafa bir bakın, okullara bir bakın, gençliğimize bir bakın.

Bu olaydan akıllar da kalan tek nokta ise; Oy çokluğu ile kabul edilen yasadan çok "Seni gördüm, Çaluda" ile"Be Mustafa dur be gardaş" nidaları arasındaki arbede ve bir de şu yorum kaldı "Bu yasalar öyle ya da böyle geçecekti. Ne yaparsak yapalım geçmesi engellenemezdi".

Yapmayın Sayın Vekillerim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları