Demokrat Parti Kurultayı'nın ardından

Yayın Tarihi: 10/01/12 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Demokrat Partinin 8. Olağan kurultayı Pazar günü yapıldı. Kurultaya yönelik beklentiler pek de heyecanlı değildi. En önemli neden ise Başkan adayı tek bir isimdi. Sayın Serdar Denktaş. Bu ülkede sağ sol diye bir siyaset anlayışı yoktur.

Öncelikle bunu bir kez daha kendi fikrim olarak seslendireyim. Sağ siyaset dediğimizde duruma bir bakalım. Ulusal Birlik Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Güven Partisi, Özgürlük ve Reform Partisi Mecliste temsiliyeti olan siyasi partiler.

Sol siyasette ise Cumhuriyetçi Türk Partisi ve Toplumcu Demokrasi Partisi mecliste. Meclis dışında olan siyasi partiler de var. Fakat Kıbrıs'ın kuzeyinde siyasi hareketlenme bu partiler ekseninde belirleniyor.

Demokrat Parti Kurultayı beklenti anlamında çok üst düzeyde geçmedi ama verilen mesajlar düşünüldüğü zaman önemli gelişmelerin habercisi oldu. Öncelikle kurultay sonucu hem partililere hem de Sayın Serdar Denktaş'a hayırlı olsun.

Önemli ve bir o kadar da sıkıntılı bir süreç yaşandı. Fakat tüm olumsuzluklara rağmen seçim dönemlerini aratmayacak bir hareketlilik ve çalışma ortamı oluşturuldu. Başta gençlik kolları olmak üzere tüm kurullar üzerine düşeni yaptı.

Sürekli öneriler ve çözümler üretildi.

Demokrat parti 8.Olağan Kurultayın da Genel Başkanlığa tek aday olarak çıkan Sayın Serdar Denktaş kurultay öncesi partililere bir sürprizinden bahsetmiş.

Bu sürprizin AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Erdoğan'ın mesajı ve partinin önde gelen isimlerinin DP kurultayına gösterdiği ilgi olabileceği partililer tarafından seslendiriliyor.

Kurultayda ön plana çıkan kararlar oldu. Kıbrıs sorununun çözülmemesi durumunda ileriki dönemlere yönelik referandum önerisi, Kıbrıs dışında yaşayan Kıbrıslı Türklere seçme ve seçilme hakkı verilmesi, DP den vekil adayı olacak olanların ilgili ilçelerde kurulacak sandıklarda oylanarak delegelerce belirlenmesi.

Siyasette önemli günler yaşanıyor. UBP içerisindeki sıkıntılar daha bir belirgin ve daha yüksek seslendirmelerle dile getiriliyor.

Bir yandan Genel Başkan Sayın Küçük birlik çağrısı yaparken, bir yandan Sayın Cumhurbaşkanı bazı Bakan ve vekillere sahip çıkıp adeta meydan okuyor.

Ankara'ya yapılan ziyaretler var. Yakın gelecekte yeni birleşimler yeni oluşumlar siyasi hayatımızda yer alabilir. Bir gazeteci dostum yaptığı değerlendirmede çok ilginç bir yorum yaptı. "Evet, değişim olacak özellikle UBP içinde.

Ayrılacak vekiller var. Ama başka parti kurma olayı yok. Bir başka partiye geçiş olacak".

Bu noktada yaşanacak gelişmeleri düşünürsek ortada Ankara ile arasını düzeltmiş, sağda yeni bir alternatif olma durumuna gelmiş bir DP tablosu var.

Sayın Cumhurbaşkanının açıkça verdiği desteği de düşünürsek siyasi arenada ileri ki dönemlerde şaşıracağımız gelişmelere tanık olabiliriz. Peki, bu saatten sonra nasıl bir yol izlenmeli? Siyasete yön verenler nasıl bir politika gütmeli?
Toplumun ihtiyacı olan açılımlar bugünkü koşullarda nasıl sağlanacak? En başta her sorunun çözümünü Kıbrıs sorunu ile bağdaştırmak yanlış, bir 37 yıl daha bu şartlarda yaşamayı düşünmekte yanlış. Toplum artık belirginlik istiyor.

Kıbrıs sorunu çözülmezse de dünyayla tanışmak, dünya üzerinde kabullenilmek istiyor. Ekonomiden, siyasete, kültürden, sosyal hayata bağımsız olmak istiyor.

Bu çizgi üzerinde politika üretecek siyasi aktörlere ve bir siyasi mekanizmaya ihtiyaç vardır. Bunu yakalaya bilen siyasi renk, bundan sonraki dönemlerde alternatif olacaktır. Alışılmışın, sıradanlaşmışın dışına çıkmak gerekmektedir.

Her adımda bir yerlere teşekkür etmek, Kıbrıs sorununda her açılımı Türk tarafına yüklemek artık pirim yapmıyor. Bu sistem ve bu alışkanlıklara olan tepkiden dolayıdır ki gün ve gün sandığa gitmeyecek olan "Kararsızlar" sayısal olarak artmaktadır. Bu kilidi çözecek siyasi erkin yapması gereken ilk iş "Fark" yaratmaktır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları