Tüm Kurumlar Özelleştirilebilecek

Yayın Tarihi: 23/01/12 07:30
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Beşir Atalay; "Özelleştirmeler sürmeli".

"El-Sen grevde".

"Tel-Sen'in grevi tam katılımla devam ediyor".

Başbakan Küçük; "Grev yasağına rağmen, El-Sen'in İşbaşı yapmaması suçtur".

El-Sen Başkanı Kalyoncu; "Sabotaj iddiaları doğru değil, diyaloga açığız".

Bakan Saner; " KTHY'nın batmasıyla ayni şey değil".

Başbakan Küçük; "Maalesef ikinci KTHY örneği, Kıb-Tek'te yaşanabilir".

30 Ocak 2012. Büyük eylemin yeni tarihi.

Evet, bir grevin ve krizin özeti bu.

2012 yılı zor olacak demiştim ya daha önceleri, bu zorluk yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Aslında bu daha başlangıç. EL-SEN elektrik kurumunda yetkili sendika ve TEL-SEN telefon dairesi çalışanları sendikası. Özelleştirmeye karşı direniş başlattılar. Daha öncekilerden daha farklı bir kararlılık ve inatla. Bu grev ve eylemleri destekliyorum. Bu destek hükümete inat veya herhangi bir siyasi partiye fayda sağlasın diye değildir. Bu gün iktidarda hangi siyasi irade olsa bu yaşananlar kaçınılmazdı. Bu destek söz konusu kurumlarda çalışan insanların mağdur olmaması, Kıbrıs Türk toplumunun üretme faaliyetleri, siyasi iradesi, ekonomik değerleri sırf iktidarda kalma uğruna harcandığı içindir.

Bu grevler gerçek anlamda Kıbrıs'ın kuzeyinde hayatı felç etti. Özellikle elektrik kesintileri önemli sorunlara yol açtı. Bunlar mutlaka ki önemli birer olumsuzluktur. Bu yaşananlara tepki gösterende var, destekleyenlerde var. Desteklemeyenlerin gerekçeleri şunlar;

Soğuk kış günlerini yaşadığımız bu günlerde halkı zor durumda bırakmak karanlığa, soğuğa teslim etmek hak aramak mı? Cihazlarla yaşama tutunan hastalar var. Sınav dönemi ve öğrenciler ders çalışamıyor. Böyle grev olmaz.

Hepsi doğru. Doğru ama eksik. Elektrik ücretleri artırılırken, %36 zam bindirilirken bunları söyleyenlerin sesi neden çıkmıyordu? O zaman ayni hastaların, cihazları için ödedikleri elektrik parası artmamış mıydı? Ders çalışan çocukların ailelerine elektrik fiyatlarını katlarken, torpillilerden neden tahsil edilmediğini hiç düşündünüz mü? Ekim 2009'da 22 TL olan tüp gaza bu günlerde 36.50, 38,50 ve tekrar 36,50 olunca ayni tepkiye vermekten sizi alı koyan neydi? Yoksa bunlarda toplumun hakları gasp edilmemiş miydi? Halkçıysanız tarafsız olacaksınız, objektif duruş sergileyeceksiniz. Halkın belirlediği hiçbir iktidar, hiçbir siyasi yönetim halkından uzak ve inat ilelebet yaşamaz.

Bildiğim bildik, ben yaparım olur anlayışı ile her türlü kapıyı kapatan hükümetin bu yaşananlarda hiç mi katkısı yok? Bedel ödemeden, çaba göstermeden, direnmeden ne kazanabilirsiniz ki? Elektrik kurumu batıyormuş, çalışanlar yüksek maaşlar alıyormuş, pahalı elektrik satıyormuş, bunları yapan kim kardeşim? Çalışanlar mı? Bu hakları kim verdi bu insanlara, evden mi getirdiler? Peki, telefon dairesi. Zararda mı? Kurum değil. Devletin bir dairesi. Tek özelliği para getirmesi.

En başta söylediğim gibi özellikle elektrik kurumunun grevi önemli olumsuzlukların yaşanmasına sebep oldu. Üretilen çare neydi? Grevin yasaklanması, sivil itaatsizlik, çevik kuvvet, yabancı bir şirket ve grev kırıcılığı.

Sonrasında; Çalışanlara disiplin cezası, yeni çalışan alma blöfü, mühendis ve teknisyen münhali. Evet, münhal. Daha birkaç hafta önce kırk kişi alınıyordu ya münhalsiz üstelik battığı söylenen bir kuruma. Böyle bir tutarsızlık. Ve son nokta " Özelleştirme yasasıyla, ihtiyaca göre ekonomik değeri olan tüm kurumlar özelleştirilebilir".

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları