Kıbrıs Türk Ticaret Odası

Yayın Tarihi: 17/03/12 09:13
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Ekonomist değilim. Ekonomik anlamda çok iyi analizler yaptığımı da iddia edemem. Ama hiç olmazsa karşılaştırma yapabilirim. Devletin ve devlet yönetimlerinin özellikle ekonomik konularda yaptıkları açıklama ve söylemlere inandırıcılık anlamında pek itibar etmem. Açıkçası inandırıcı bulmam. İnanmam. Çünkü mutlaka işin özünde popülizm vardır. Kimse çıkıp da kötü durumdayız veya kötüye gidiyoruz demez.

Ekonomi ve Enerji Bakanlığı İş İnsanları ve ilgili kurumlarla bir toplantı düzenledi. Konuşmalar yapıldı. Ekonomi ve Enerji Bakanı Sayın Sunat Atun üç yıldır uyguladıkları politikalar sonucunda bütçe açıklarının 500 milyon TL den 100 milyon TL civarına geldiğini bunun %3 gibi çok iyi bir performans olduğunu ve neticede reel sektöre teşvik verme fırsatı bulduklarını söyledi. Sayın Bakan ayni zamanda teşvikler sayesinde 2011 yılında büyüme sağlandığını oranın %4,2 olduğunu ve 2012 yılı için de %5'lik bir büyüme oranı öngördüklerini söylüyor. Bir de müjde var Sayın Bakan'dan. 2013-2015 yılları için yeni TC-KKTC protokolü. Üstelik protokol ilgili kesimlerin fikirleri de alınarak hazırlanacak.

Her zaman için duyuyoruz. Bütçe açıkları kapanıyor. Ekonomi iyi yolda. Bu anlamda büyüme var. Ekonominin büyümesi toplumsal refahın artması ile eş anlamlı değil mi? Bugün için bu ülkede böyle bir durum var mı? Tek kelimeyle yok. Biz yanlış mı görüyoruz, yoksa yanlış bir yerden mi bakıyoruz? Ya da durumun böyle olduğunu söyleyenler mi yanlış yerde? Ülke ekonomisinde elbette ilgili kesimler kadar ahkâm kesemem. Bunu en baştan söyledim. Bu noktada sağlıklı bilgi için konuyla en ilgili kesimlere bakmak lazım.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası bir süredir ciddi şekilde dikkat çekmeye çalışıyor. Son zamanlarda sürekli bir "Ses verme" girişimleri var. Sonuna kadar destekliyorum. KTTO bu ülkenin kurumsallaşma anlamında ki en iyi örneklerden biridir.

Dün, Kuzey Kıbrıs Rekabet Edebilirlik Raporunu yayınladılar. Ciddi ve cesur bir çalışma. Detaylarını işin içinde olmayan birisi olarak irdelemem pek mümkün değil. Ama dikkatimi çeken noktaları paylaşmak isterim. Mesela; Kuzey Kıbrıs'ın rekabet edebilirlik puanı 7 üzerinden 3,58'miş. Dünya sıralamasında rekabet edebilirlik anlamında bir gerileme yaşanmış. Güney Kıbrıs'ın 47. Türkiye'nin59. Olduğu sıralamada KKTC 118. Ve tüm bunların yanında içteki durum da ilginç. İşyerleri ile yapılan görüşmelerde ortaya çıkan, işyerlerinin karşılaştıkları başlıca problemler şunlarmış;

1. Politika istikrarsızlığı.
2. Hükümetin istikrarsızlığı.
3. Yolsuzluk.
4. Yetersiz altyapı kaynakları.
5. Vergi düzenlemelerinin karmaşıklığı.
6. Ulusal işgücündeki iş ahlakının zayıflığı.
7. Verimsiz devlet bürokrasisi.
8. Vergi oranları.
9. Eğitimli işgücünün yetersizliği.
10. Suç ve hırsızlık.
11. Kısıtlayıcı işçi yönetmelikleri.
12. Finansmana erişim.
13. Enflasyon.
14. Yabancı para düzenlemeleri.
15. Yetersiz kamu sağlık hizmetleri.

Bana göre ilk üç madde her şeyin özeti. Devletin, hükümetin istikrarsız kararları ve yolsuzluk. Çok ciddi tespitler. Düşününüz ki işyerleri, işlerimizi yapabilmek için "Yolsuzlukla" karşılaşıyoruz diyor. Önemli bir başka nokta da eğitimli iş gücünün yetersizliği. Bu noktada iş çevrelerinin ve genel de özel sektörün en büyük rakibi yine devlet. KKTC de en büyük işverenin devlet olduğunu düşünürsek, bu konuda öncelikle devletle bir rekabet var. Ülke ekonomisi ve refahı açısından erk elbette devlet yönetimindedir. Fakat devlet yönetimlerinin kılavuzu da iş çevreleridir. Ve bu kesime mutlaka söz hakkı verilmeli ve istikrarlı politikalar için öngörülerinden faydalanılmalı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları