Erol Diker kimin vatandaşı?

Yayın Tarihi: 18/04/12 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

7 yaşındaki minik Mustafa'nın öz babası tarafından öldürülmesi ülkede "İnfial" yarattı. Olay bir kıvılcımın izlerini taşımaya başladı. İnsanlar sokakta

öfkeli. Memleket eski memleket değil.

Üst üste yaşanan ve ülke gerçeklerini göz önüne seren olayların pembe tablolarla adeta üstü örtülmeye çalışılıyor."Güneş balçıkla sıvanmaz" çok doğru bir deyimdir. Ve evinin önünde polis barikatı olanlar, gittiği her yere özel korumalarıyla gidenler, bu ülkedeki güvensizliğin geldiği noktayı elbette anlayamazlar.

Sınırlarımızda asker bekliyor. Neden? Güneyden gelebilecek her hangi bir tehlikeyi önlemek için. Yani Kıbrıs'ın kuzeyindeki insanların can güvenliğini sağlamak için. Peki, yurt içi güvenlik? O yok. Kendi insanını, çocuğunu koruyamayan bir devlet olur mu? Oluyor işte. Bunları anlayan var mı? Maalesef yok. Bugünkü siyasi rejim sadece mevcut durumun sürdürülebilmesi üzerine kurulmuştur. Tek gaile de bu düzenin bozulmamasıdır. İstikrarsız, başıboş bir düzen, kaos ortamı elbette bundan nemalanan kesimlerin işine geliyor.

"7 yaşında çocuğun öldürülmesi caniliktir. Baba Diker 2007 yılında vatandaş yapıldı." Böyle söylüyor Başbakanımız. Yani aslında söylemek istediği şu; 7 yaşındaki Mustafa Diker'i öldüren babası Erol Diker, CTP dönemin de vatandaş yapıldı. Bu olay bile siyasete kurban edildi. Sonuçta ne elde edildi? Hiçbir şey. Adının ne olduğu fark eder mi? Etmez. Babasının kim olduğu, nereden geldiği, vatandaş olup, olmadığı bir şeyi değiştirir mi? Minik bir insanın hayatını geri verir mi? Tek kelime "Vermez". Erol Diker CTP'nin mi, UBP'nin mi yoksa KKTC'nin mi vatandaşı? Hani siz vatandaşlarınızı pazarlık konusu yapmazdınız?

Nedir dünyalı olmak? Dünyanın her hangi bir köşesinde herhangi birinin gözyaşına üzülmektir. Boş yere hayatlarını kaybeden insanların acısını yüreğinde hissetmektir. Nasırlaşmamış ve sadece kendinden olanlar için atmayan bir yüreğe sahip olmaktır.

Ne yapılmalı? Adı suça karışan insanları da partisine göre ayırıp, bunda da mı partizanlık yapılsın? Sonuçta bir çocuk hak etmediği bir şekilde, hak etmediği ölümü tattı. Öncelikle anlaşılması gereken bu ülkede Mustafa çok. Bunun sebebi de popülizm uğruna gollifa gibi ve de adaletsizce dağıtılan vatandaşlıklardır. Candan Erçetin olayı ne çabuk unutuldu. Bir açıklamanız var mı Sayın Başbakan? Yok. Çünkü bu noktada suçlayacak bir başka siyasi parti yok. Bu günahta, siyasi yelpazede yer alan tüm merkezlerin payı vardır.

Bir gerçek daha var ki oda KKTC'nin nüfusla ilgili sorunlarının olduğudur. Bu nüfus yapısı, bu nüfusun kontrolsüz artışı, kültür farkı, yaşam farkı benzer olayların hatta ortaya çıkmayan nicelerinin yaşandığının garantisidir.

Cumhurbaşkanı olana kadar suya sabuna dokunmayayım. Başbakan olana kadar suya sabuna dokunmayım. Kurultay var. Genel Başkan olana kadar suya sabuna dokunmayayım. Cumhurbaşkanlığı benimde hakkım. Saraya gidene kadar suya sabuna dokunmayayım. Gerisi tufan. İdare edin, sonra bakarız. İşte size devlet yönetimi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları