"Maaşlar konusu abartılıyor"

Yayın Tarihi: 30/05/12 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

"58 gün oldu maaşlarımızı alamadık. Biz sendika olarak üyelerimize 500 TL ödeyerek katkı yapmaya çalıştık. Bizim diğer kurumlardan, örneğin Lefkoşa Türk Belediyesinden bir farkımız daha doğrusu dezavantajımız var. Belediyeyi günün sonunda ödemek zorundadırlar. Ve çalışanları işten çıkartamazlar. Bir Başkent Belediyesi batmaz, batırılmaz. Batsa bile bir şeklide kurtarılır. Koop-süt kendi yağıyla kendi ciğerini kavuruyor. Üretmezse, satmazsa, gelir elde etmezse çarkını döndüremez. Ortada katkı koyanda yok. Pazar payımızı kaybedemeyiz. Hatta bunu artırmalıyız. Hep bunları düşünerek ve duyarlı olmaya çalışarak 53 gün ses çıkarmadık. Ama en sonunda işçilerimiz iş bıraktı.

İyi yönetim olmazsa, kurum iyi yönetilmez ve üretim kapasitesi düşürülürse işçini ödeyemezsin. Kapasite, dolayısı ile üretim ve karşılığında gelir düşerse ki bunlar kötü yönetilme ile ilgilidir çarkınızı döndüremezsiniz. Bizim bulunduğumuz piyasada korumacılık yok. Bu kurum 1958 de kuruldu. Piyasada belli bir yerimiz vardı ki hala daha var. Ama yaptığımız üretimde hem yerli hem de yabancı piyasadan birçok rakibimiz var.

Geçen yıl "ÜLKER" den yetkililer gelip fabrikamızı inceledi. Herhalde almayı düşündüler. Müthiş bir teknolojimiz var. Şimdi içeriye kim girerse girsin, yapacağı sadece bir düğmeye basmaktır. İnsanların bize desteği olumlu yönde. Bu ilgi bize büyük moral oldu. Bir çözüm bulunacak. Ve bu büyük ihtimalle diğer kurumlarda olduğu gibi geçici bir çözüm olacak.

Maaşlar konusu çok abartılıyor. Öyle yüksek maaşlarımız yok. Mesela; 130 tane işçimizin maaşları 1450 TL den başlayıp, 2700 TL ye kadar çıkar yıllarına göre. Üst düzey 36 yöneticimizin 2500 den 4500 kadar çıkar. Özel sektör bizi desteklemez çünkü bizi rakip görür. Ama burasını bir başkasının alıp işletmeye başlamasından da korkarlar".

Grevin devam ettiği saatlerde sohbet ettiğim Koop-Sen Başkanı Sayın Mehmet Ali Güröz sorunu böyle anlatıyordu. Üyeleri ile bir adım atmış ve sonucu bekliyordu.

Geçtiğimiz pazartesi günü öğle saatlerinde Koop- Süt'ün grev yerindeydim. Fabrika önünde işçilerin bekleyişine tanık oldum. Çalışanlarla konuştum. Kooperatif Şirketler Mukayyitliği önünde siyah çelenk ve yumurtlarla beraber hareketli bir eylemleri olmuştu. Bu durumdan sonra bir toplantı söz konusu idi ve olumlu bir sonuç için umutluydular.

Aslında sorunu uzun uzadıya tekrar tekrar anlatmaya gerek yok. Daha öncede söylediğim gibi ekonomik değerlerimizin bu görüntüsüne alışacağız. Alışacağız derken, temenni veya beklenti anlamında söylemiyorum. Ama bugüne kadar yaşanan sorunların hepsine günü kurtarmak adına çözümler üretildi. İşçinin, çalışanların ödenmeyen maaşları her ne hikmetse iş çıkmaza girince ödendi. Peki, sonrası? Şimdi sorunlar sona mı erdi?

Elbette hayır. Koop-Süt için konuşmaya devam edersek, maaşlar ödendi, sözler verildi ve grev kalktı. Ama kurumun piyasa içindeki Pazar payı nasıl artırılacak? Bu kurum üretmezse, satmazsa, kazanç elde etmezse nasıl ayakta duracak? Devlet üretim yapmaz yaklaşımı doğru mu? Bu yaklaşımın doğru olduğunu kabul edersek bu piyasadan çekilmek bir anda mümkün mü? Rekabet elbette iyidir. Ama haksız olanı değil. Amaç açıkça ortaya konsun. Bu kurumun özelleştirilme düşüncesi var mı? Müşteri ÜLKER mi?

Tam bu noktada Koop-Süt LTD. Yönetim kurulunun yaptığı açıklamayı da kısaca hatırlayalım; "Koop-Süt'ün yabancı sermayeye peşkeş çekilmesi söylemleri tamamen gerçek dışı olup hisse devri yapılması durumunda Koop-Süt özüne dönecek ve kooperatifler yönetimde yer alacaktır". Olması gereken ve beklentimiz budur.

Ve siyaset. Her kurumumuza siyasetin popülizm eli sınır tanımaksızın iliklere kadar ulaşmış. Ne yönetiyorlar, ne de yönetilmesine izin veriyorlar. Önce kendimize bakalım. Kurumlarının ekonomik olarak iflas bayrağını çekmiş olduğu bir ülkede ekonominin geliştiğini ve büyüdüğünü ısrarla anlatmak gerçeklerden kaçmaktır. Oysa ki gerçekler acıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları