İlerleyen demokrasi

Yayın Tarihi: 06/06/12 07:47
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Türkiye her gün için yeni bir olayı tartışıyor.

Bir gün komutanları. Ergenekon veya Balyoz gibi davaları.

Bir gün protestocu öğrencilerin terörist ilan edilmesini.

Bir başka gün, insanların çocuklarını nasıl yetiştireceğine hükümetin karar vermesini.

Daha sonra Uludere olayını.

Devletin yapmış olduğu bir hatadan dolayı hayatını kaybeden insanları.

Ve gündem bir anda değişiyor. Değiştiriliyor.

Kürtajın, Sezaryenin cinayet olduğu söylendi bazı merkezlerde hemen yasalar hazırlandı.

Bu konu tartışılabilir. Bu ayrı bir nokta.

Olayın ticarete dökülmesi elbette yanlış. Ama insanların özgür irade ve kişisel tercihlerini yönlendirmenin doğruluğu da tartışılmalı.

Birileri Türk Halkının kendi ideallerine göre yaşamasını istiyor. "Ben karar veririm siz öyle yaşarsınız" yaklaşımı devlet yönetimi oldu.

Bazen de gazetecileri, sanatçıları tartışıyor Türkiye. Sanatçı olmak kolay mı?

Özgür olmak, düşünmek, yazmak, söylemek, eleştirmek. Bi nevi muhalefet olmak yani. Kolay değil tabi ki.

Müjdat Gezen, büyük usta. Yılların sanatçısı.

Eleştiriyor iktidarı.

" Bunların Türk Halkını aptal yerine koymasına asla tahammülüm yok. Ben mizahçıyım, ben dilime geleni değil aklıma geleni söylüyorum. Aklıma gelen de şudur. Bu bir hukuk değildir. Oranın aranması, ötekinin tutuklanması Hitler devrinde Mussolini döneminde olan şeylerdir. Ama bunun bir siyasi hukuk olduğunu görmezlikten gelmek de doğrusu etik ve mantıklı değildir. Ben korkunun ecele faydası olduğunu sanmıyorum. Hiçbir yerle bağım olmadığı için rahat konuşuyorum. Türkiye tam bir kara mizahın içinde. Kimse sormuyor Başbakanın oğlu iki gemiciği nasıl aldı. Burası küçük Amerika diye geçiştiriyorlar. Allah sonlarını 1960'a benzetmesin. Benim dileğim o".

Aynı şekilde düşünüp siyasi iktidarı eleştiren başka sanatçılar da var. Ferhan Şensoy gibi. Zeki Alasya gibi.

Bir ülkede yapılan uygulamaları, sanatçılar, gazeteciler, yazarlar yüksek dozda eleştiriyorsa o ülkede uygulamalar anlamında yanlışlar vardır.

Demokrasi herkese göre değişmez. Tektir ve herkes içindir.

Şimdi de Fazıl Say konuşuluyor Türkiye de.

Piyanist, besteci.

Sosyal paylaşım sitelerinden TWİTTER da mesajlar yayınladı.

"Irmaklardan şaraplar akacak diyorsun, cenneti ala meyhane midir? Her mümine iki huri vereceğim diyorsun, cenneti ala kerhane midir? Bilmem fark ettiniz mi ama nerde yavşak, adi magazinci, hırsız, şaklaban varsa hepsi Allahçı, bu bir paradoks mu?"

Bu sözleri ve ardından da "Müezzin yirmi iki saniyede okudu akşam ezanını yahu. Prestissimmo con fuco!!! Ne acelen var? Sevgili? Rakı masası?"

Sözlerini yayınladı TWİTTER hesabından.

Şimdi hakkında bir buçuk yıl hapis istemiyle yargılanacak.

Suçun tarifi; "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama".

Savcıya ifade ferdi.

"Her hangi bir kesime, kişiye ya da kuruma hakaret etmek, aklımdan bile geçmedi. Geçemez. Zaten bu bir sanatçının hassasiyetine ve yaklaşımına asla yakışmayacak bir durumdur. Ben düşünce ve ifade özgürlüğüne her zaman saygı duydum. Bu herkes için eşit bir haktır. Beklentim; Kişilerin veya kurumların beni yargılamadan önce biraz da olsa müziğime zaman ayırıp, toplumumuzun değerleri üzerine aslında ne hissettiğimi anlamaya çalışmalarıdır." Diye kendini savundu.

Mesajları ben yazdım. Ama benim değiller. Alıntı dedi.

Kararı yargı verecek.

Her gün için herkesin neler söylediğine bakacak olursak suçsuz insan kalmaz.

Sözlere, suçlamalara, seviyesizliğe, KKTC Meclisi en güzel örnektir.

Kısacası Müjdat Gezen, Fazıl Say ve daha niceleri gibi bir sanatçılar Türkiye de kolay yetişmiyor. Kolay da harcanmamalı.

Türkiye değerlerine daha önce kıydı. Nazım Hikmet, Yılmaz Güney, Ahmet Kaya ülkelerine hasret başka topraklar da gömüldüler.

Şimdi aynı hatalar yapılmamalı. Hele de "İlerleyen Demokrasi" ısrarla savunulurken.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları