Paylaşılamayan yavru vatan

Yayın Tarihi: 06/07/12 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Gündemde yoğun olarak LTB var. Daha önce petrol dolum tesisi, ilahiyat koleji, külliye yapımı ve bu amaç için bir vakfa arazi verilmesi, en nihayetinde de elbette özelleştirme çok tartışıldı. Bu konular bitti mi? Hayır sadece zamana ertelendi. Tüm konular için süreç devam ediyor. İleriye değil ama geriye doğru hızla yaşanan bir değişim var. Tüm bunlar ülkenin bütün dengelerini gerçek anlamda yerle bir edecek önemli gelişmeler. Bir anda karar verilip, adım atılacak olaylar değil. Hükümetin sırf tek başına karar alarak uygulamaya koyacağı kararlar hiç değil. Nedeni çok açık. Toplumun en hassas olduğu noktalara temas ediyorsunuz. Üstelik tek başınıza, üstelik fikir birliği olmadan. Çevrecilerle fikir birliğiniz yok, sendikalarla, muhalefet partileri ile oturup konuşmayı bile denemiyorsunuz. Sadece haklı çıkmak adına bir savunma mekanizması geliştirmişsiniz.

Oysa hem demokrasinin gereği hem de son zamanlarda toplumun ihtiyacı olan ortak karar noktasında buluşma yöntemi denenmiş olsa hem sorun üstüne sorun eklenmez hem de çözümler daha kolay olur. Artık bilmeyen yok. Özelleştirme yapılacak. Peki, özelleştirilebilecek ne var ki elimizde. Veya sebep nedir? Ekonomik sıkıntı mı? En çok açıklama yapılan, ısrarla savunulan kamu maliyesinin düzeldiği, devletin bütçe açıklarının önceki yıllara göre kapanma eğiliminde olduğu değil mi? Durum böyle ise özelleştirme düşüncesinin amacı nedir? Kurumlar iyi yönetilmiyor mu? Bu kurumları iyi yönetmeyen kimlerdir? Hükümetlere yakın olan insanların siyasi atamalarla kurumların başına getiren siyasi iktidarlar değil mi? Yoksa suçlu çalışanlar mı? Çok fazla çalışan istihdamı mı var? Bu istihdamları kim yaptı? Herkes bir sabah ben çalışmaya geldim deyip de iş başı mı yaptı?

Bu gün neden özelleştirme konusuna döndüm? Çünkü yazımın ilk satırlarında anlatmaya çalıştığım gibi gündem farklı bir noktada ama ilerleyen süreç bu yazıyı daha sonraki zamanlarda gündeme getirecekti. Bir nevi bu erken bir yazı oldu. Hatırlanacağı gibi özelleştirme yasası 27 Mart 2012'de KKTC Meclisinde tartışmalar, kavgalar ve rekorlara sahne olan oturumda kabul edilmişti.

Özelleştirme ile ilgili olarak en çok adı geçen Telefon dairesinde bir durağanlık bir ılımlı hava var. Fakat tam aksine adı geçen diğer kurum Kıb-tek de fırtına öncesi sessizlik hakim. Ercan Hava Limanı için ise ihale süreci 27 Ağustos'a kadar devam edecek. İhaleye katılımlar ve sonuç şüphesiz çok tartışılacak.

Bu konularla ilgili Türkiye'den AKŞAM gazetesinde bir haber yer aldı. Başlık şöyle "Türkiye'nin dev şirketleri Yavru Vatan için kapışacak". Haberde KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Sayın Sunat Atun'un konuyla ilgili görüşlerine yer verildi. KKTC'de özelleştirilmesi gündemde olan kurumlarla ilgili geniş bilgiler ve bunun yanında da, bu kurumlarla ilgilenen Türkiye'deki şirketlerin isimleri de yer aldı. Bu konuda Türkiye basını olmasa bilgi sahibi olamayacağız. Ekonomi ve Enerji Bakanı Sayın Atun adına bakanlıktan bir açıklama yapıldı. Sayın Bakan'ın özelleştirilecek kurumlarla ilgili her hangi bir şirket ismini telaffuz etmediği açıklandı.

Sonuçta ne fark eder ki. Özelleştirilecek kurumları sağır sultan bile duydu. Her ne kadar uluslar arası ihaleler açılsa da tanınmayan bu ülkede Türkiye dışında hangi yabancı ülkeden yatırımcı gelir ve yatırım yapar. Hangi güvenceyi verip de riskleri azaltacaksınız. Yani adı geçen kurumlar şöyle veya böyle, şu veya bu şekilde özelleştirilecek. Ve elbette Türkiye'den gelecek sermayeye verilecek.

Bunun faturası da önce çalışana sonrada bu topluma ödettirilecek. Ödenen bu faturanın karşılığı da daha fazla kaos ve sosyal patlama olacak.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları