20 Temmuz amacına ulaşmadı

Yayın Tarihi: 20/07/12 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

20 Temmuz da adettendir sözler söylemek, nutuklar atmak, kahramanlıkları sahiplenmek. Bu gün elbette önemlidir. Sadece Kıbrıs'ın bir tarafı için değil, adanın geneli için tarihi bir gün, bir milattır 20 Temmuz. Bu gün yine bildik sözler seslendirilecek, varoluştan, şükrandan ve hiç bitmeyen, hiç arkası gelmeyen "İlelebet" sözü meydanları inletecek. 20 Temmuz tarihinin tarafları vardır. Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıs Rum tarafı ve elbette Türkiye tarafı. Kıbrıs Cumhuriyetinin diğer garantör ülkelerini saymıyorum çünkü onlar direkt olarak bu tarihten etkilenmediler.

Kıbrıs Rum tarafı mağdur rolünde. Kıbrıs Cumhuriyetinin tüm haklarını kullanmanın avantajını bu tarihle yakaladı. 20 Temmuz'dan sonra dünyanın tanıdığı bir devlete tek başlarına sahip oldular. Bu avantajı da hala daha kullanıyorlar. Ve kullanacaklarda. Kıbrıs Türk tarafı gerçek anlamda mağdur olan taraftır. Kıbrıs adasının bir tarafına hapsolmak, dünyayla irtibatsız yaşamak sanki bir nevi cezalandırılma durumu gibidir. Bu ceza tabi ki 20 Temmuz tarihinden dolayı değildir. Fakat 20 Temmuz Barış Harekâtından sonraki süreçte yaratılan düzen veya en doğru anlamıyla düzensizlik içinden çıkılmaz bir durum yaratmış ve 1974 sonrasını sorgulatmıştır.

20 Temmuzun bir de Türkiye tarafı var. İlk zamanlar ambargolara maruz kalmıştır Türkiye. Kazanılmış bir savaş gibi görülüp milli duyguları kabartmıştır. Kurtardık düşüncesiyle bu topraklar ve burada yaşayan insanlar üzerinde hep bir "Minnet etme" beklentisi olmuştur. Bu minnet yıllar geçse de her anlamda hala daha bir beklentidir.

Esas soru şudur? Amaca ulaşıldı mı?

Bence amaca ulaşılamadı. Askeri anlamda bir başarı sağlanmıştır. Ama esas başarılar masa başında kazanılanlardır. Askeri başarı siyasi başarıya dönüştürülememiştir. Sonuçta ortaya bugün herkesin şikâyet ettiği, sorguladığı bu düzen çıkmıştır.

Bu yazıyı klasik bir 20 Temmuz yazısının dışına çıkarma gayretimle, başka noktalara yönelmek istiyorum. En başta sözü dönemin Türkiye Başbakanı Sayın Bülent Ecevit'e getirmek istiyorum. Namı diğer "Karaoğlan". Sayın Ecevit 5 Kasım 2006'da vefat etti. Kıbrıs harekâtının en kritik en önemli kararını veren, bir sol siyasi partinin başkanıydı. Bu tarihi günde bu isim hatırlanacak mı, merak ediyorum.

Bir başka konu yapılacak törenlere hangi anlamda bakılacak? Sıradan bir tatil günü mü? Yoksa coşkuyla kutlanacak milli bir gün mü? 20 Temmuzun anlamı nedir? Manzarayı tahmin edebiliyorum. Sınır kapılarında güneye geçmek için yaşanacak izdihamlar. Ve çalışanlar, işyerleri. Dün bir mağazaya girdim. Mağaza sahibi müşterilerle konuşuyor "Yarın da açığız. Biz devlet memuru değiliz ki. Çalışmazsak bu dükkânı nasıl çevireceğiz?". Evet bugün 20 Temmuz, tarihi Barış Harekâtının 38. Yılı. Bu tarihe gerçek değeriyle anlam katmak, adaya barışı getirmekle, Kıbrıslı Türkleri, sanatıyla, sporuyla, üretimiyle tüm dünyaya kanıtlamakla mümkündür.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları