İstikrar mı, müdahale mi var?

Yayın Tarihi: 25/07/12 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
İlginç ve tuhaf bir süreç yaşıyoruz.

Her yerde söz dönüp dolaşıp UBP kurultayına geliyor.

Türkiye'den ülkemize gelen insanların konusu da iktidar partisinin kurultayı.

Hatta Türkiye basınında da bu olay gündem de.

İş öyle bir hal aldı ki adeta "Demokrasi sınavı" veriyoruz.

Bu sınavda, birilerine el altından sınav soruları ve cevapları veriliyor.

Bilinmiyor ki taşıma suyu gibi verilen destekle, demokrasi değirmeni dönmez.

Böyle bir ortamda eşit bir yarıştan söz ediliyor.

Böyle bir ortamda istikrardan, demokrasiden söz ediliyor.

Gerçek olan bu yarış en başından adil başlamadı.

Doğrusu nedir, bu telaş anlamış değilim.

Yoksa her daim favori olan kaybeder tesadüfü müdür bu ortamı yaratan.

UBP içindeki yarışa endeksli gerginlik tüm ülkeyi teslim aldı.

Kurultay da aday olan Sağlık Bakanı Sayın Ahmet Kâşif aileme ve bana baskı var diyor.

Bunun yanında Sayın Kâşif adaylıktan çekilmem söz konusu değildir diye de bir mesaj gönderiyor.

Yine UBP Lefkoşa Milletvekili Sayın Zorlu Töre kurultay bir şanstır müdahale asla kabul edilemez diyor.

Ayni sözleri Sayın Türkay Tokel de seslendiriyor.

Son olarak da Sayın Başbakan "İstikrarın korunması müdahale değildir" diyerek ülkede istikrar olduğuna vurgu yapıyor.

Peki, bu istikrarın tanımı nedir? Öncelikle akla gelen soru bu.

Ya da kimin istikrarı devam etmeli? Bu soruda sorulabilir.

Öncelikle; Kurultayı tek gündem malzemesi yapıp, açık seçik tartıştırıp tarafları görmek, yeni taraflar yaratmak yakışmıyor.

Öncelikle, karar verilmeli.

İstikrar mı var, müdahale mi var?

Sayın Ahmet Kâşif'in adaylıktan çekilme ihtimali ciddi anlamda olasılıktır.

Hatta yaşadığı sağlık sorunu bu ihtimalle bağdaştırılıyor.

Açık söyleyeyim benimde ilk değerlendirmem bu yönde oldu.

En başta Sayın Kâşif'e bu köşenin yazarı olarak acil şifalar diliyorum.

Asla taraf değilim.

Ama Sayın Kâşif'in adaylıktan çekilmesi, bu ülkenin siyasi iradesinin top yekün yerle bir olması demektir.

Demokrasi içinde olması gereken en önemli nokta "Yarışmadır". Üstelik adil ve eşit şartlarda bir yarışma.

Sayın Kâşif sağlık sorunlarını sebep göstererek adaylığını geri çeker mi? Bence ihtimaldir.

Sayın Kâşif'in adaylıktan çekilmesi durumunda başka adaylar çıkmayacak mı?

Elbette çıkacak. Hatta bir senaryoya göre Sayın Kâşif adaylıktan çekilecek ve yerine İçişleri Bakanı Sayın Nazım Çavuşoğlu adaylığını açıklayacak.

Bu tartışma şimdiden bu derece alevlenmişse bu kurultay daha erken bir tarihe alınıp bir an önce yapılsın.

Sağlık Bakanımızın sağlığı konusuna değinmişken, bu konuda bazı eleştiriler var.

Sağlık Bakanının neden "İleri tetkikler" için Türkiye'ye gittiği ile ilgili.

Bir ülkenin Sağlık Bakanı, kendi sağlığı ile ilgili olarak (Ki sağlık sorununun çok da önemli olmadığı açıklandı)Bir başka ülkeye gidiyorsa, bu yönde eleştirilerinde olması gayet doğaldır.

Sırası geldikçe övünç alan, paralı hale getirilen, üzerindeki şaibeli olaylarda henüz sonuç çıkmayan sağlık sistemine en başta Sayın Bakan güvenmeliydi.

Yani "Beni hekimlerime emanet edin" durumunu tercih etmeliydi.

Davet eden, bir arkadaş, bir doktor olabilir.

Ama sağlıkta kişisel tercihlere saygı duymakla beraber bana göre yapılan yanlış olmuştur.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları